I'm concerned перевод на турецкий
4,360 параллельный перевод
I'm only concerned with your health.
Yalnızca sağlık durumunla ilgileniyorum.
Look, I'm just concerned that you're not taking this very seriously.
Dinle, Ben sadece bu konuyu yeterince ciddiye almadığını düşünüyorum.
Everything is just perfect today, as far as I'm concerned.
Bugün benim için her şey mükemmel.
Now as far as Aiden Mathis is concerned, he's not coming around anymore, I can promise you that.
Şimdi Aiden Mathis söz konusu olduğundan, o artık etrafımızda değil, sana bunun sözünü verebilirim.
Far as I'm concerned, this doesn't exist.
Bildiğim kadarıyla böyle bir şey yok.
As far as I'm concerned, you're a permanent part of our family now.
Bana kalırsa sen de artık ailemizin ayrılmaz bir parçasısın.
I'm sorry. I just... Should I be concerned about you?
Ben... Endişelenmem gereken bir şey var mı?
I'm concerned about her.
Onunla ilgili olarak endişeliyim.
Well, I'm not hesitant, Eli. I am concerned.
Tereddütlü değilim Eli, endişeliyim.
Okay, I need you to act like concerned citizens, but I need this to feel real, okay, guys?
Şimdi endişeli vatandaşlar gibi davranmanızı istiyorum ama gerçekçi olmalı tamam mı?
And as far as I'm concerned, that's the opposite of bad riddance.
Ve bana kalırsa, bu başından atmaya ters.
And as far as our interaction is concerned, I mean, we're basically at the broken record stage, aren't we?
Konuşmalarımız da dikkate alındığı zaman neredeyse rekor kırma seviyesine geldik, değil mi?
As far as I'm concerned, it's our time now.
Bana göre, artık bizim zamanımız.
As far as I'm concerned... it's our time now.
Bana göre artık bizim zamanımız.
Guys, guys, I know we're all concerned but we have to work together.
Çocuklar, endişeli olduğumuzu biliyorum fakat birlikte çalışmamız lazım.
I'm just trying to connect some dots here, and right now, I'm not just concerned about Vincent, I'm also concerned about Tori.
Bak sadece noktaları birleştirmeye çalışıyorum ve şu an sadece Vincent için değil Tori için de endişeliyim.
As far as I'm concerned, we could go up to the fourth floor right now.
Bana kalırsa, şimdi dördüncü kata çıkabiliriz.
As far as I'm concerned, you put them there.
- Öyle sanıyorum ki onları oraya sen koydun.
I'm really concerned about it.
Bu konuda gerçekten endişeliyim.
So I'm getting the feeling you're a little bit concerned about Stephen.
Stephen için biraz endişelendiğin hissine kapılıyorum.
i'm just concerned that you may find it hard to pursue a criminal on foot while wearing man sandals.
Sadece bir suçlunun peşinden giderken sandaletle biraz zorlanacağını düşünüyorum.
As far as I'm concerned, you're a permanent part of our family now.
Bana kalırsa sen de artık bu ailenin daimi bir parçasısın.
i'm concerned that the open cases has become so much higher than the closed cases mound of garbage.
Masandaki açık davalar çöplük dağının, kapanmış davalar dağından çok daha fazla... -... olmasından endişeliyim.
I'm sorry about his friend, I really am, but I'm more concerned about you.
Arkadaşı için üzgünüm, gerçekten öyleyim, ama senin için daha çok endişeleniyorum.
A battle within. It's classic devil worship as far as I'm concerned, but we're hoping you have another explanation.
Bana kalırsa klasik şeytana tapma olayı ama sizin başka bir açıklamanız vardır dedik.
As far as I'm concerned, she deserves what she gets.
Bana göre hak ettiğini alıyor.
- I'm concerned about Eli.
- Eli hakkında endişeleniyorum.
I'm more concerned about what came out from under Berk.
Ben daha çok Berk'in altından çıkanlarla ilgileniyorum.
Well, that was intentional, though, because I'm really concerned about your hydration.
Onu bilerek yaptım ben çünkü gerçekten susuz kalmanı istemiyorum.
Um, when Amber and I had our thing, I'm concerned about it just being a rush.
Amber'la bizim olay olduğunda, acele edip etmediği konusunda endişeliydim.
With the added bonus that you would know that she is my son Jamison's partner and that I am known hopefully for avoiding any appearance of favoritism where my family is concerned.
Avantaj ile sizin bildiğiniz oğlum o Jamison ortağı ve bu benim umarım bilinen herhangi bir görünüm önlemek için kayırma ailem söz konusu olduğunda.
I'm concerned about a lot of things.
Çok fazla şeyden endişeleniyorum.
Male modeling is pretty much the ultimate form of self-expression as far as I'm concerned.
İlgimi çeken kendini ifade tarzlarının son noktası erkek manken olmak denilebilir.
I'm concerned that my exposure to that weapon has compromised my ability to do my job.
Silaha maruz kalmamın işimi yapma yeteneğime zarar verdiğinden korkuyorum. - Devam et.
Whoever is after Reddington is after us, and that means, as far as I'm concerned, that Reddington still has real value.
Reddington'ın peşinde kim varsa bizim de peşimizde demektir. Yani ben burada olduğum sürece Reddington bizim için çok değerli olacak.
I'm concerned with my child's future, not his past.
Ben çocuğumun geleceğini dert ederim, geçmişini değil.
I'm more concerned about the girls that didn't get away.
- Atlatamayan kızları merak ediyorum asıl.
I'm not concerned about whether or not my 10-year-old's gonna get laid.
10 yaşındaki oğlumun hastalanıp hastalanmayacağı konusunda endişelenmiyorum ben.
Catherine, I'm more concerned about you.
Catherine ben senin için endişeleniyorum.
You know, I don't know what it is you think you're doing, Gary... but as far as I'm concerned, all you did was kill somebody who broke into your house.
Ne yaptığını sandığını bilmiyorum, Gary ama bana kalırsa tüm yaptığın, evine giren kişileri öldürmek
The mess that Jackie and I were left to clean up where your son is concerned?
Oğlun endişelendiğinde Jackie ve benim toparladığımız dağınıklık?
Well, I'm more concerned with how Eric took off than I am with how hard he landed.
pekala, çok endişeliyim, Eric nasıl çıkardı. sonra, ne kadar sert indi.
I'm a little concerned about Colonel Blair.
Albay Blair konusunda biraz endişeliyim.
Look, I'm concerned.
Bakın, onun için endişelendim.
I was concerned that you might disrupt my attempts to get close to Arthur.
Arthur'a yaklaşma çabalarımı engelleyeceğinizden endişe ediyordum.
I said "shut up." And here I am, tied up for no reason, a concerned citizen just walking past, and I... and I hear a cry for help.
- Kes sesini dedim. - Ben burada sebepsizce bağlanmış endişeli bir vatandaşım. Geçiyordum ve yardım çığlığını duydum.
- Because I'm concerned about you.
- Çünkü senin için endişelendim.
You can keep Jesus. As far as I'm concerned, Neil Diamond will always be King of the Jews.
İsa'ya inanabilirsiniz ama bence Neil Diamond her zaman Yahudiler'in Kralı olacak.
This is a prime example of corporate bullying as far as I'm concerned.
Bu olay, tüzel zorbalığın en önemli örneklerinden biridir.
Look, as far as I'm concerned, this is one of the most successful ad campaigns of all time.
Bakın, bu kampanya yapılmış en başarılı reklam kampanyalarından biri.
I mean, was he concerned about anything?
Yani endişe ettiği bir şey var mıydı?
i'm concerned about you 25
concerned 62
i'm crazy about you 75
i'm coming 2831
i'm coming for you 168
i'm cool 343
i'm coming back 122
i'm calling you 30
i'm coming home 132
i'm coming now 34
concerned 62
i'm crazy about you 75
i'm coming 2831
i'm coming for you 168
i'm cool 343
i'm coming back 122
i'm calling you 30
i'm coming home 132
i'm coming now 34
i'm coming over 74
i'm crazy 193
i'm confused 604
i'm cold 378
i'm coming right now 26
i'm calling it 83
i'm coming with 21
i'm coming after you 33
i'm coming out 90
i'm calling the police 306
i'm crazy 193
i'm confused 604
i'm cold 378
i'm coming right now 26
i'm calling it 83
i'm coming with 21
i'm coming after you 33
i'm coming out 90
i'm calling the police 306