Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'm going to go

I'm going to go перевод на турецкий

5,604 параллельный перевод
I'm going to go and spend some time with them.
Onlarla biraz vakit geçireceğim.
I'm going to go talk to her.
Onunla konuşacağım.
Okay, if I'm going to be honest here, just because we go out once doesn't mean that we're... going out.
Tamam, dürüst olmak gerekirse sadece bir kere dışarı çıkmış olmamız çıkıyor olduğumuzu göstermez.
I'm going to go now, I'll call you later.
Şimdi kapatıyorum. Seni sonra arayacağım.
I'm going to take a shower. Go take it if you want.
Duş almaya gidiyorum, istersen girip alabilirsin.
- I'm going to go alone.
- Yalnız gideceğim.
I'm going to have to go with the top one.
- Bence üstteki.
I can't believe I'm going to say this, but I'm going to go down to Janet's and get my dad a prom date.
Bunu söyleyeceğime inanamıyorum ama Janet'in evine gideceğim ve babama bir randevu ayarlayacağım.
I'm going to close my eyes for a little and then go to work.
Biraz daha uyuyup işe gideceğim.
I'm really frustrated that I can't remember the title, so I'm going to go and ask Ye Sol.
Aklıma gelmediği için sinir oldum. Gidip Ye Sol'e sorayım. Tamam mı?
No, I'm not. I'm going to go pee.
- Hayır, işemeye gidiyordum.
I'm going to go win her back!
Onu tekrar kazanacağım!
I'm going to go through the paperwork.
Kağıtları ben incelerim.
Now I'm going to go research lawsuits in my room for fun.
Şimdi odama gidip dava açmayı araştıracağım. Eğlence olsun diye.
I'm going to go home and take a shower.
Eve gidip duş alacağım.
I'm going to have to remove myself from the situation and go sit in the hallway.
Kendimi bu durumdan soyutlayıp koridorda oturacağım.
I do know to "go get'em" but sometimes it's nice to have emotional support when I'm going and getting them!
İşlerini bitireceğimi biliyorum zaten ama bazen işlerini bitirmeye giderken duygusal destek iyi oluyor.
I was going to go easy because I heard that you got slapped. But I just can't contain the anger!
Babandan tokat yediğin için biraz yumuşak davranacaktım ama öfkemi kontrol edemiyorum!
If he offered to you, said, "Come and see all of time and space," I think I might say, "I'm going to skip this next one." of course you'd go.
Eğer gelip sana, "Gel ve bütün zamanı görelim," diye teklif etseydi herhalde gidersin, elbette gideceksin.
If you do that, I'm really going to go crazy.
Bunu yaparsan gerçekten çılgına dönüyorum.
Even if I go down from my position as a Director, I'm always going to be a doctor.
Başhekim pozisyonumdan olsam da, hep bir doktor olacağım.
I'm going to go in and get some rest.
Yatıp dinleneceğim.
I'm going to ride on the swing before we go!
- Gitmeden önce salıncağa bineceğim!
You can't make decisions now, but I can, and I'm never going to let you go.
Şu an doğru kararları veremiyorsun, ama ben verebilirim ve asla senin gitmene izin vermeyeceğim.
I meant to go to reunions, but it wasn't easy getting my practice going.
Daha önce toplanalım istemiştim ama bu avukatlık alanı gerçekten kolay değil.
I don't know what to do now so I'm going to go back in my room.
Şimdi ne yapılır bilmiyorum, o yüzden odama döneceğim.
I'm going to go.
Gitmem gerekiyor.
I'm going to go find Laura, tell her the good news.
Gidip Laura'yı bulayım ve iyi haberi vereyim.
I was going to go but my daughter told me not to trouble myself.
Geleyim dedim ama kızım boş yere sıkıntıya girmeyeyim diye gelme dedi.
I'm going to sleep so you go now.
Uyuyacağım bu yüzden git artık.
I'm going to go. Hey. I'm warning you.
Seni uyarıyorum sakın kafama vurma!
I'm going to go lie down.
Ben gidip uzanacağım.
I'm going to go up... and why don't you join us when you stop being a big drag! Okay.
Pekala.
I'm going to go there to see for myself.
Kendim görmeye gideceğim onu.
I'm going to go home.
Eve gideceğim.
I'm going to go back to being one.
Tekrar döneceğim.
I was going to go to the Levinheimer Academy... travel around Europe.
Levinheimer Akademi'ye gidecektim. Avrupa'yı dolaşacaktım.
I'm going to go and check this room.
Depoyu kontrol edeceğim.
And I told him I was going to sleep in and he had decided he wanted to go and jump the Bruraskaret which was the normally jumped site, so I didn't think much of it.
Ona uyuyacağımı söyledim. Ve o da Bruraskaret'e gidip atlayış yapmak istediğine karar verdi. Daha önce de atlanan bir yerdi.
Why was it that if he was going to go back up he didn't ask Fred or I to go up with him?
Eğer geri gitmek istediyse neden Fred'den ya da benden yardım istemedi?
I think I'm going to go back inside now.
Galiba içeri gireceğim.
Okay, I'm just going to go.
Tamam, gidiyorum.
I'm going to go.
Gidiyorum.
I'm going to go home and use the phone, call Lieutenant Brooks and tell him you out here freelancing this Omar case.
Evde Teğmen Brooks'u arayıp kafana göre Omar vakasını araştırdığını söyleyeceğim.
Call my wife and tell her I'm not going to be able to make lunch. Come on, let's go.
Karımı arayıp öğle yemeği için müsait olamayacağımı söyle.
I'm going to go home now.
Şimdi eve gidiyorum.
Don't go showing me that, especially when I'm going to the revival.
Gösterip durma bana, Hele de ayine giderken.
I am going to go and represent this organization that I have spent every minute of my life fighting for and that was started in my living room or I quit.
Gidip hayatımın her dakikasını mücadele etmekle geçirdiğim ve oturma odamda kurulan bu organizasyonu temsil edeceğim yoksa bırakıyorum.
I'm going to go get some pamphlets.So you guys can do some research, and so can your parents.
Birkaç broşür getireceğim. Böylece siz de biraz... Araştırma yapabilirsiniz, aileniz de yapabilir.
I think I'm just going to go to bed.
Sanırım yatacağım.
I'm tired, I think I'm going to go to bed.
Yorgunum. Sanırım uyuyacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]