I'm in pain перевод на турецкий
1,268 параллельный перевод
I'm in enough pain!
Yeterince acı çekiyorum.
I'll tell you, Lois's dad was a pain in the ass when I met him.
Bak, Lois'in babası da tanıştığımızda canıma okuyordu.
He is such a pain in my ass, I swear.
Başımın belası, yemin ederim.
I'm sorry, but you were being such a pain in the ass.
Özür dilerim ama can sıkıcı davranıyordun.
I know you're in pain right now, but I'm a little turned-on.
Tatlım, acı çektiğini biliyorum ama birazcık tahrik oldum.
Doug, even if I wasn't really busy today, that sounds like a big pain in the ass.
Bugün çok meşgul olmasaydım bile bu çok can sıkıcı bir iş olurdu, Doug.
I'm not in pain.
Acım yok.
This morning, I woke up and felt a sharp pain in my ass.
Bu sabah... uyandım ve kıçımda feci bir acı hissettim.
I tell you this, my friends, in the experience of my lifetime, the failure and the pain have certainly outstripped the triumphs.
Dostlarım, yaşam deneyimlerim bana şunu öğretti. Başarısızlık ve acı, kesinlikle zaferden daha güçlüdür.
I'm in pain.
Çok acıyormuş.
I have tried my all, but in vain, by my wiles to bring them pain.
iyi olmaya çalıştım ama sonra bunun faydasız olduğunu gördüm.
- I was in a lot of pain and when I heard that second shot, I kept my goddamn head down.
- Çok acı çekiyordum ve ikinci silah sesini duyunca başımı hemen aşağıya eğdim.
I've had so much pain in my life.
Hayatım boyunca çok acı yaşadım.
I hope you bleed a lot. And that you`re in a lot of pain.
Umarım çok kan kaybetmişsindir ve çok acı çekiyorsundur.
Baba - I'm in too much pain.
Baba, çok acı çekiyorum.
I think she's really in pain.
Sanırım canı çok acıyor.
I killed him, in pain, on the 3rd page of the new novel I was working on.
Çalıştığım romanın daha üçüncü sayfasında acılar içersinde öldürdüm onu.
Sorry to bother you but I'm in a real pain and need you to examine me...
Rahatsız ettiğim için özür dilerim Iva, ama acılar içerisindeyim beni muayene eder misin?
I hope he's crying in pain.
Umarım acılar içinde ağlıyordur.
I've been having this pain in my stomach.
Sadece... Karnım ağrıyor.
However, I am still in some pain.
Ama hâlâ çok ağrım var.
I heard him call in a favor from one of his no-pain, no-gain freaks.
Konuşmalardan, acı çekmeyen bir ucube olduğunu anladım.
Or, you know, maybe it's because I'm such a pain in the ass sometimes.
Belki de bunun nedeni, bazen tam bir baş belası olmamdır.
- I thought you were gonna feed me. - I'm in pain.
Bana yardım etmek için bir halt yapmadınız.
- Well, yes, Eric I'm in pain every day.
Evet Eric.
"Gee, I wish this chair wasn't such a pain in the ass."
"Tanrım, Bu koltuk kıçımı çok acıtıyor."
You can't just change your mind. I'm sorry. Did I pass out from the pain in my penis and suddenly we're not in America anymore?
Penisimdeki ağrı yüzünden bayıldım da birdenbire artık Amerika'da değil miyiz?
Bob, I've been thinking about all the times you've manipulated me and toyed with me, and well, I can't help but recall that children's fable about the race between the tortoise and the pain-in-the-ass chief of medicine that everybody hates.
Bob her zaman beni manipüle ettiğini ve sömürdüğünü düşünüyordum ve öyleymiş. Yapmadan duramayacağım fakat çocukların masallarında olduğu gibi kaplumbağa ve başımın belası olmaman için herkesin nefret ettiği baş hekim olur.
AII the joy I've brought you and the pain I've caused... and still you hold me in your gaze, undaunted by what love demands of us.
Sana verdiğim bütün hazlar ve neden olduğum acılar... yine de aşkımızın beklediği gibi korkusuzca gözlerini bana dikip bakıyorsun.
I'm in such pain.
Çok acı çekiyorum.
I'm in too much pain from our breakup.
Ayrıldığımız için çok acı çekiyorum.
I feel a little pain in my back like someone put a knife there.
Sırtımda sanki arkamdan bıçaklanmışım gibi bir acı var.
I was just a distraction and a huge pain in the ass.
sadece dikkat dağıtan bir şeyim ve kıçım için büyük bir para ödediniz.
Alex took away my pain... and I fell in love with a priest who couldn't love me back.
Alex acımı aldı ve beni sevmeyecek bir rahibe aşık oldum
But I'm in a lot of pain.
Ama canım yanıyor.
- Pain in my left eye. I'm light-headed, dizzy.
Başım dönüyor, sersem gibiyim.
I went on the longest, hardest... most exhausting journey I've ever been on... with the biggest pain in the neck I've ever met.
Hayatımın en uzun, en zor en yorucu yolculuğunu, bugüne kadar rastladığım en baş belası kişiyle yaptım.
Yeah. I'm in pain.
Benim de canım yanıyor.
I wonder if she is screaming in pain or pleasure
Acıdan mı zevkten mi çığırıyor merak ediyorum.
I'm in so much pain.
Öyle acı çekiyorum ki.
I'm in pain.
Her yerim ağrıyor.
I'm still in pain.
Çok vurdular! Neyse, bana bakma.
I'd just come out of that, I'd badly broken a leg, I was in great pain, highly dehydrated, I had no food, and I was looking at trying to do that.
Nihayet güvendeydim ama berbat şekilde ağrıyan kırık bir bacağım vardı Yüksek derece dehidrate olmuştum, yiyeceğim yoktu ve ne yapabileceğime bakmak için etrafı inceledim.
In the vast lands of China, I will lay down my loneliness and pain.
Çin'in geniş coğrafyasında yalnızlığımı ve acılarımı sınayacağım.
Except for the pain in my leg, I'm fine.
Ayağımdaki ağrı hariç, iyiyim.
But I didn't want to get my friends in trouble, and the money was for, like like, pain and suffering.
Ve arkadaşlarımı belaya sokmak istemedim, parada şey içindi....... acı ve ıstırap için.
I gave you a chance to escape some bottom-feeder existence and every step of the way, you have been a holier-than-thou pain in the ass.
Sana o zavallı durumdan kurtulman için bir fırsat verdim. Ama sen baştan beri. başımı ağrıtmaktan başka şey yapmadın.
To honor my pain, I shall star in a film dedicated to her memory.
Acımın ifadesi olarak oynadığım bir filmi ona atfedeceğim.
It's just, I'm just in a lot of pain and I can't think straight.
- Özür dilerim. Çok ağrım var.
I just wish that once in awhile, you might feel a little bit terrible that you cause me pain.
Ama sen de bana acı verdiğinde arada bir kendini kötü hissedersin umarım.
I was of little help since I'm currently in excruciating pain.
- Ben pek yardım edemedim.
i'm in 2148
i'm into it 34
i'm in the kitchen 35
i'm in hell 43
i'm in a good mood 34
i'm in heaven 42
i'm in love with you 207
i'm in love 252
i'm interested 154
i'm in charge 158
i'm into it 34
i'm in the kitchen 35
i'm in hell 43
i'm in a good mood 34
i'm in heaven 42
i'm in love with you 207
i'm in love 252
i'm interested 154
i'm in charge 158