I'm just trying to do my job перевод на турецкий
84 параллельный перевод
" I'm just a nice woman trying to do my job.
" Ben işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just a lawyer trying to do my job.
Ben işini yapmaya çalışan bir avukatım.
I'm just trying to do my job.
Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job.
- Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
Come on, I'm just trying to do my job.
Haydi dostum, sadece burada işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job.
Ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job.
Sadece işimi yapıyorum.
I'm just trying to do my job.
İşimi yapmaya çalışıyorum.
Well, I'm just trying to do my job, May.
Zaten işimi yapmaya çalışıyorum, May.
I'm just trying to do my job, Trish.
İşimi yapmaya çalışıyorum, Trish.
I'm just trying to do my job.
Sadece isimi yapiyorum.
Look, inspector, I'm just trying to do my job, okay?
Bak, müfettiş, ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum, tamam mı?
No, I'm just trying to do my job, only it gets hard to do if the person you're working with is keeping secrets and telling lies.
Hayır. İşimi yapmaya çalışıyorum. Ama iş ortağım sır saklayıp yalan söyledikçe işimi yapmam zor oluyor.
I've been just wearing myself too thin... trying to finish the program and do my job.
Hem okulu bitirip, hem de işe koşturacağım diye kendimi çok yoruyordum.
I'm just trying to do my job around here.
Sadece burada işimi yapmaya çalışıyorum.
Look, I-I'm just trying to do my job.
Bak, B-Ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
- I'm just trying to do my job.
- Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
- You're looking to find trouble. - I'm just trying to do my job.
- Sense bit yeniği arıyorsun.
I'M JUST TRYING TO DO MY JOB HERE, ALL RIGHT?
Ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum, tamam mı?
Well, I don't, either. I'm just trying to do my job.
Pekala, bu benim de hoşuma gitmiyor, ama ben işimi yapıyorum.
Me? I'm just trying to gather some valuable intel so I can do my job better.
İşimi daha iyi yapmamı sağlayacak bilgiler öğrenmeye çalışıyorum.
I'm just trying to do my job here.
Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job as spirit bridge.
yanlızca ruh köprüsü olarak görevimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job.
Ama ben de sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm sure you know I'm just trying to do my job.
Sadece işimi yapmaya çalıştığımı biliyorsunuzdur eminim.
actually, i'm just trying to do my job, which as much as i don't like it, means trying to understand you.
Aslında, işimi yapmaya çalışıyorum. Ne kadar hoşlanmasam da seni anlamaya çalışıyorum.
- I'm just trying to do my job!
- Sadece işimi yapmaya çalışıyorum!
I'm just trying to do my job.
Ben sadece işimi yapıyorum.
I'm just trying to do my job and you're making it very difficult.
Ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum. Ama siz engel oluyorsunuz.
Look, I'm just trying to do my job here.
Ben işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job, Scott.
- İşimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job. That's all.
İşimi yapmaya çalışıyorum.
Well, I'm sorry, I was just trying to do my job.
Kusura bakma, ben sadece işimi yapıyordum.
I was just... I was just over there trying to do my job like everybody else. Trying to bring my men back safe.
Bende... herkes gibi, sadece görevimi yapmaya çalışıyordum, yani adamları mı sağlam olarak, getirmeye çalışıyordum.
I'm sure you know I'm just trying to do my job.
Sadece işimi yapmaya çalıştığımı anlıyorsunuzdur.
And I was just doing my job, which is what I'm trying to do right now.
Şimdi de yapmaya çalıştığım gibi.
No, no, no, I'm just trying to do my job, so I can get to Zoe's dive thing.
Kaçmıyorum. İşimi yapmaya çalışıyorum. Böylece, Zoe'nin dalış finaline yetişebilirim.
You know I'm just trying to do my job.
Sadece işimi yapmaya çalıştığımı biliyorsun.
I'm just trying to do my job here.
Burada işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job, here.
Ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
No, I'm just trying to do my job.
Hayır, sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to do my job, all right?
- Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
I'm just trying to, you know, do my job.
Sadece isimi yapmaya çalisiyordum
Look, I'm just trying to do my job, man.
İşimi yapmaya çalışıyorum.
I'm trying to do my job, and sometimes, there just aren't enough hours in the day.
İşimi yapmaya çalışıyorum ama bazen bir gündeki saatler bana yetmiyor.
Ha! Well, I'm just trying to do my job.
Sadece işimi yapmaya çalışıyorum.
'I'm under siege, just because I'm trying to do my job.'
Sadece işimi yapmaya çalıştığım için burada kuşatma altındayım.
I'm sure you're just trying to do your job, but my job is to take care of my patient.
Eminim sadece işini yapmaya çalışıyorsun. Ama benim işim hastamla ilgilenmek.
He put me on bed rest, so I had to quit my job and now I'm just trying to figure everything out, so... is there anything I can do to help?
Bütün bunlar? Bu... Benim hatam, değil mi?
I'm just trying to do my job.
Ben mesleğimi yapmaya çalışıyorum ya.
I am just trying to do my job, but if you all blatantly break the rules, then I have to let Veronica know.
Ben sadece işimi yapmaya çalışıyorum ama siz arsız arsız kuralları ihlâl ederseniz ben de Veronica'ya söylemek zorunda kalırım.