Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'm miserable

I'm miserable перевод на турецкий

828 параллельный перевод
"l know how miserable they felt, but I will turn over a new leaf."
Ne kadar kötü şeyler yaşadıklarını biliyorum ama şimdi yeni bir sayfa açacağım.
A miserable mule casts his shoe... ... and I miss a chance to ride in Blazier's column.
Sefil bir katırın nalını fırlatması yüzünden Blazier'ın kol kuvvetiyle gitme şansımı kaçırdım.
Deceptions horribly against the grain... when i deceived him, i would deceive god himself, i was so miserable!
Aldatmak korkunç bir şeydir. Onu aldattığımda, Tanrının kendini aldatmış oldum. Berbat durumdaydım.
I'll give him the most miserable night of his entire business career.
Kariyerinde ona çok feci bir gece yaşatacağım.
I'm miserable.
Bedbahtım.
Isn't it bad enough that I'm going to be shot at midnight without you making my last few hours miserable?
Gece yarısı vurulacak olmam yeterince berbat değil mi? Bir de, son saatlerimi zindan etmesen?
It's just that I'm miserable because you don't like me anymore.
Sadece artık beni sevmediğin için kendimi çok mutsuz hissediyorum.
Waves of grief. I get so miserable I can't even speak.
Dertler, kederler.O kadar perişanım ki, konuşmayı bile beceremiyorum.
All I can do is go on living my miserable life until Roubaud kills me.
Şu an yapabileceğim tek şey, sefil hayatımı devam ettirmek ta ki Roubuaud beni öldürene kadar.
I'm miserable.
Çok üzülüyorum.
" And I was so miserable and confused I had to do something.
" Kafam karışmıştı, öyle berbat haldeydim ki, bir şeyler yapmalıydım.
I'm a miserable seller of trinkets.
Basit bir süs eşyası satıcısıyım.
I've never felt more miserable in my life.
Hayatımın en mutsuz günlerini yaşıyorum.
I shall be miserable.
Perişan olacağım.
I can't bear to see other people happy when I'm so miserable.
Ben böyle sefil bir durumdayken diğer insanları mutlu görmeye katlanamıyorum.
Leopold, I've been so miserable to you.
Leopold, sana çok kötü davrandım.
I was miserable.
Berbat bir durumdaydım.
- No, I'm miserable enough as it is.
- Hayır, yeterince çaresiz durumdayım zaten.
Leave us in peace. I'm a miserable wretch with rotten luck... doomed to struggle against fate to feed my family!
Her zaman başkaları için çalışmaya mahkum olacağım!
I'm no raving beauty, heaven knows... but I did so wanna look my miserable best tonight.
Tanrı biliyor ya müthiş bir güzelliğim yok ama bu gece en güzel halime bürünmek istemiştim.
Listen, you clodpoll... I may have saved your miserable life in a moment of madness... but if you think that means we're back where we started... then maybe this will help you think otherwise!
dinle, beni aptal adam... seni bu berbat dünyadaki sefilliğinden kurtarabilirdim... ama başladığımız noktaya geri döndüğümüzü kasdediyorsan...... bu sana nerede olduğunu anlamana yardımcı olacaktır!
I've never been so miserable in my life as I have since I met you.
Seninle tanıştığımdan beri çektiklerim bütün acılarımı gölgede bıraktı.
Oh God, how miserable I am.
Oh tanrım, ne kadar sefilim.
I was a king and now I'm so miserable.
Bir kraldım ama şimdi bir zavallıyım.
If I'm happy or if I'm miserable, I putt golf balls around the living room.
Mutluysam ya da üzgünsem, oturma odasında golf oynarım.
I don't think it's anything serious... but I've been having some miserable headaches lately. - Anytime, Cary.
Ciddi olduğunu sanmıyorum ama çok korkunç baş ağrılarım var.
I leave you and these miserable people in their stinking villages and your den of superstition if I lose.
Eğer kaybedersem, senle birlikte kutsal batakhaneni ve bu kokuşmuş... köylerdeki sefilleri bağışlarım.
I'm miserable enough as it is.
Yeterince bedbahtım zaten.
If I'm gonna save your miserable life for you, you're gonna have to understand this story, see?
Ben seni bu yoksulluktan kurtaracaksam, seninde bu hikayeyi anlaman gerekir, tamam mı?
I'm feeling miserable.
Öyle perişanım ki anlatamam.
You know how miserable I get when I'm unhappy.
Mutsuz olduğum zaman perişan olduğumu bilirsin.
But I would not deign to soil my blade with his miserable common blood!
Ama kılıcımı, onun sıradan sefil kanıyla kirletmeye tenezzül etmem.
I've a miserable attack of gout, undoubtedly a punishment for being intemperate, and I'm eager to return to my tub of hot water.
Şüphesiz, taşkınlığımdan dolayı... bir ceza olsa gerek, ayaklarımdaki sancılar arttı. Ve sıcak su dolu küvetime dönme arzusundayım.
I'm miserable.
Perişanım.
I'm sick of this whole miserable countryside.
Bu kasaba yaşamından bıktım.
I'm miserable.
Berbat bir haldeyim.
Nevertheless, I'm miserable.
Yine de berbat bir haldeyim.
I was ashamed of that miserable, old tramp.
O sefil ihtiyardan utanırdım.
I can't understand why a distinguished surgeon of your ability... can squander his valuable time prescribing castor oil and stomach pills... for a group of miserable wretches.
Benim anlayamadığım, neden sizin gibi seçkin yetenekleri olan bir cerrah, çok kıymetli olan zamanını, bir grup sefil serseriye Hint yağı ve mide hapları reçete ederek harcar.
I'll throw this miserable thing out the window.
Bu lanet şeyi pencereden fırlatıp atacağım.
I'm miserable.
Hâlim berbat.
I'm so miserable!
Öyle mutsuzum ki!
How dare you come in when I'm in this miserable barrel?
O üstünde kalsın. Su soğuktu. Ben bu berbat fıçının içindeyken ne cesaretle içeri giriyorsun?
I'm afraid I'd make a miserable jester.
Ne yazık ki çok kötü bir soytarı olurdum.
I'M MISERABLE, MR. BEDEKER.
Berbat durumdayım, Bay Bedeker. Davanızı aldığımdan beri berbat haldeyim.
I was so lonely and miserable, I might as well have been in hell.
Öyle yalnız ve perişandım ki, cehennem gibiydi sanki.
I'm miserable!
Sefil bir haldeyim.
I'm as miserable as you are, believe me.
Ben de senin kadar üzgünüm, inan bana.
Where is this miserable place and what I'm doing between slaves?
Bu sefil baraka da neresi böyle? Bu köle giysisi neden üzerimde?
- Because I'm a miserable.
- Çünkü ben sefil bir adamım.
- If you must know, I'm miserable.
Siz nasılsınız? Eğer merak ediyorsan, berbat durumdayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]