Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'm my own man

I'm my own man перевод на турецкий

229 параллельный перевод
- Yes. Think of it - the brain of a dead man waiting to live again in a body I made with my own hands.
Ölü bir adamın beyni kendi ellerimle yaptığım bir bedende yeniden yaşamak için bekliyor.
Do you think that I'd be much of a man if I let another man dictate my own way of life?
Hayatımı başka birinin yönetmesine izin verecek bir adam mıyım sence?
I'm my own man and I'll have no more to do with you, Gray.
Ben kimsenin adamı değilim ve artık seninle işim bitti Gray.
I never lived a life of my own and I may have thought of... but you can't try a man for his thoughts!
Kendi hayatımı hiç yaşamadım ve o şey aklımdan geçmiş olabilir ama bir insanı düşüncelerinden dolayı suçlayamazsınız!
I'd only been out with kids my own age until I met this man.
Bu adamla karşılaşana kadar, sadece kendi yaşımdakilerle çıkmıştım.
I have not gone as far as this, done what I have done to risk betrayal by any man, not even my own flesh and blood.
Ben bu kadar ileri gitmedim, kendi canımdan, kanımdan bile olsa herhangi birinin ihanetini göz önüne alarak yapılması gereken şeyi yaptım.
And you, my own son, can't tell me that I'm not a fair man!
Öz oğlum bana adil olmadığımı söyleyemez!
I'm an old man, I have enough thoughts of my own.
Ben yaşlı bir adamım, benim yeterince düşüncem var.
Well, I'll tell you, I never like to send a boy out on a man's job so I'll deliver my own message.
Şöyle, bir çocuğa erkek işlerini yaptırmayı sevmem kendi mesajımı kendim ileteceğim.
I'm anybody's man, mostly my own.
Kimsenin adamı değilim, genelde kendime çalışırım.
I'm my own man now.
Ben şahsiyeti olan bir adamım.
- I want my man of my own along.
- Kendimle birlikte bir adamımı da isterim.
I'm a dedicated man of science, and I'm so tired washing out my own socks.
Kendini bilime adamış bir adamım ben ve kendi çoraplarımı kendim yıkamaktan bıktım usandım.
I'm a man who will question anything... except my own religious convictions.
Herşeyi, kendi dini görüşlerimi bile sorgulayan bir adamım.
Pushed away by Mazarin, a man whose fortune I made, and now by my own son.
Servetine servet kattığım Mazarin tarafından ötekileştirildim. Şimdi de sıra öz oğlumda.
I'm a man of God and I wouldn't lie to save my own life.
Ben Tanrı'nın adamıyım ve hayatım için yalan söyleyemem.
That is a white man, I only treat my own.
O beyaz bir adam. Ben yalnızca kendi ırkıma bakarım.
I was sold out by my own man. I've got nothing to say
Kendi adamım sattı beni, artık yaşamamın bir anlamı yok!
I was my own man when I came here and I'll be my own man when I leave.
Buraya gelirken kendimin patronuydum, buradan gidince de kendimin patronu olacağım.
I am my own man, Gandalf... as I was.
Rohan'da canlarının istediğini yapmalarına izin vermesi gerektiğini söylüyorsun. Kendi kararlarımı kendim veririm Gandalf. Her zaman öyle olmuştur.
A chance to live my own life, a free man in the country I love.
Sadece, özgür bir adam olarak, sevdiğim ülkede, kendi toprağımı işlemek.
Because here's a dignified, intelligent man - a man of my own age... and when I call him Jimmy, then he becomes a child, and I'm an adult... because I can buy my way into the building.
Çünkü orada benim yaşlarımda, ağırbaşlı, zeki bir adam var ben ona Jimmy diye seslendiğimde o artık çocuk oluyor, bense yetişkinim çünkü ben o binadan yer satın alabilirim. Doğru.
well, I'm my own man, so to speak.
İstediğimi yapabiliyorum.
I'm my own man
Ben tek başınayım!
Hey, man, when can I draw my own money?
Hey, adamım, ben kendi paramı ne zaman çekebileceğim?
The brain of a dead man waiting to live again in a body I made with my own hands.
Ölü adamın beyni Ellerimle yaptığım vücudun içerisinde yaşamayı bekliyor.
And I reckon I'm man enough to tie my own shoelaces now.
Ve şimdi kendi bağcıklarımı bağlayacak biri gibi görüyorum kendimi.
I'm afraid of my own reflection.
Kendi yansıman seni korkuttu.
Tell Tony that I know how to teach my own man, and, about the debt, I will ask Fly lf it`s true, I will bring him to see Tony tomorrow
Tony'ye söyle, benim adamlarıma nasıl davranacaklarını sadece ben söylerim. Borca gelince, Sinek'e soracağım. Eğer doğruysa, yarın onu, Tony'yi görmeye getiririm.
Jim, the man who spends every weekend in August glued to his desk, that man knows that I can't just sneak out of my own party.
Jim, Ağustos ayında her hafta sonunu masasına yapışık geçiren bir adam kendi partimden sıvışamayacağımı bilir.
I'm my own man.
Bu benim tercihim.
You see, I have my own tastes, and I have to be my own man.
Sonuçta kendi zevkim var, kendime çalışmalıyım.
I'm my own man, Mr. Horn.
Ben kimseye bağlı değilim.
Listen man, I got my own club.
Dinle adamım, benim kendi kulübüm var.
I'm my own man. When you're all grown up, you'll understand what that means.
Özgür bir erkeğim, büyüdüğün zaman ne demek istediğimi anlarsın.
I'm my own man now! Oh, yes!
Kendimin efendisi oldum.
I'll be my own man.
Kendine yeten bir adam olacağım.
I'm a grown man now, and I can run my own life.!
Artık yetişkin bir adamım ve kendi hayatımı idare edebilirim.
When I was a very young man, not much older than you are now, I wrote for my own pleasure a translation of the Agamemnon, a very free translation, I remember, in rhyming couplets.
Küçükken, senden birkaç yaş büyükken kendi zevkim için Agamemnon'un çevirisini yapmıştım.
Rules and regulations, young man, are not something I'm terribly fond of so if you'd allow me to go on my own- -
Kanun ve düzenlemeler genç adam, çokça hoşlandığım şeyler değildir... eğer şimdi yalnız çıkmama izin verirsen...
I'm my own man.
Ben kendimin patronuyum.
Indeed, if my own man might be allowed the arranging of his hair, I should not be ashamed of being seen with him anywhere.
Hatta eğer kendi berberim onun saçlarını düzene koysaydı onunla herhangi bir yerde görünmekten utanmazdım.
I'm persecuted for no man's sake but my own, Mary.
Ben kimse için değil, kendim için cezalandırıldım Mary.
You see, I'm very much a man of my own creation.
Gördüğün üzere, yaratıcı yönü daha ağır basan bir adamım.
I'm my own man.
Bende kendime göre biriyim.
Raising children of my own made me appreciate what my parents experienced raising me, and I came to realize that the decisions I made as a young man were not always in my best interest.
Kendi çocuklarımı büyütmek bana ailemin beni büyütürken neler beklediğini anlamamı sağladı ve fark ettim ki genç bir adamken verdiğim kararlar daima benim faydama olmuyor.
I don't want your pity. I've been on my own since I was 10 years old.
Acımanı istemiyorum. 10 yaşımdan beri kendi başımayım.
Young man, having my judgment mocked in my own court is not something I'm prepared to tolerate!
Genç adam, kararımın kendi mahkememde alay edilmesi... izin vereceğim birşey değildir!
"I, Myrl Redding, by authority inborn in me..." " As a free man living in a free territory... demand that Henry Ballard, within seven days of receiving this note... bring to my stables the horses he took from me... groom and fatten them with your own hands to the condition I left them.
Ben, Myrl Redding, özgür topraklar üzerinde yaşayan özgür bir adam olarak bana verilen yetkilere dayanarak Henry Ballard'ın, bu ihtarnameyi aldıktan sonra....... yedi gün içerisinde, benden aldığı atları kendi elleriyle tımar edip besleyerek onları bıraktığım hallerine sokup, ahırıma getirmesini talep ediyorum!
I, Myrl Redding, by authority inborn in me... as a free man living in a free territory... demand that Henry Ballard, within seven days of receiving this notice... bring to my stables the horses he took from me. Groom and fatten them with your own hands in my stables.
Ben, Myrl Redding, özgür topraklar üzerinde yaşayan özgür bir adam olarak bana verilen yetkilere dayanarak Henry Ballard'ın, bu ihtarnameyi aldıktan sonra....... yedi gün içerisinde, benden aldığı atları kendi elleriyle tımar edip besleyerek onları bıraktığım hallerine sokup, ahırıma getirmesini talep ediyorum!
My Lord, Lady Harriet forces me to acknowledge - it's not pleasant to own it - that I am a jilted man, jilted by Miss Kirkpatrick after a long engagement.
Lord'um, Leydi Harriet beni itiraf etmeye zorluyor - bu pek hoş değil - ben terkedilmiş bir adamım uzun bir nişanlılık süresinden sonra Bayan Kirkpatrick beni terketti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]