I'm not sure i перевод на турецкий
25,851 параллельный перевод
I'm not sure, Mrs. Solloway.
Emin değilim Bayan Solloway.
All right, well, I'm gonna go check on Jenny, make sure the kid's not sucking her boobs off.
Peki, ben gideyim de Jenny'i kontrol edeyim. Memelerini emip bitirmediğinden emin olmalıyım.
One of the girls is bloodstained, there are others in the ambulance, I'm not sure if we can cross the police perimeter.
Kızlardan birinin üzerinde kan lekesi var. Ambulansta başkaları da var. Polisin barikatını aşabilir miyiz, emin değilim.
Now I'm not so sure.
Şu an o kadar emin değilim.
I'm not sure what you're accusing me of.
Beni neyle itham ettiğini anlamıyorum.
I'm not sure it did.
İşe yaradığından emin değilim.
I'm not sure.
Emin değilim.
I'm not sure your mum would.
Annenin seveceğini sanmıyorum.
Truthfully, I'm not sure anymore.
Açıkçası artık emin değilim.
I'm not sure you have a choice.
Seçme şansın olduğunu düşünmüyorum.
I'm pretty sure "thou shalt not kill" is in your rulebook.
Kitabında "öldürmeyeceksin" yazdığından adım gibi eminim.
I'm not sure, but that's the way to Tanya's flat.
Bilmiyorum ama Tanya'nın evine gidiyor.
I'm not sure it did.
İşe yaradığını sanmıyorum.
Well, I'm not quite sure that's it, Mary.
Ben bu konuda pek emin değilim Mary.
I'm not sure what you're accusing me of... That it never existed, or somehow, you hung on to it.
Beni suçladığın şeyin var olduğuna emin değilim veya sen bunu takıntı haline getirmişsin.
I'm not so sure of MacLaren.
MacLaren'dan emin değilim.
I'm not sure I like that I liked that. Well, you did it.
- Hoşuma gitmiş olmasını sevmedim.
I'm not really sure I know what you're getting at, but I want to.
Anladığıma tam emin değilim ama anlamak istiyorum.
I'm not sure it HAD to be said.
Söylenmesi gerektiğinden emin değilim.
I'm not so sure about this.
Bundan pek emin değilim.
- I'm not sure.
- Emin değilim.
I'm not sure we're gonna have power for this little while.
- Bu küçük zaman zarfında gücümüz olacağı konusunda emin değilim.
No, I-I consider you and Sheldon like my family, and I'm not even sure you think of me as a friend.
Ben seninle Sheldon'ı ailemden gibi görüyorum ama sizin beni dost olarak bile gördüğünüzden şüpheliyim.
I'm not sure. I don't know.
Emin değilim, bilmiyorum.
I think it was ten days, but even I'm not sure.
Ben 10 gün filan oldu sanıyorum ama ben de emin değilim.
I'm not sure I planned for that.
Böyle bir şeyi beklemiyordum.
I'm sure you remember, but he's not a big fan of the Gibblers.
Eminim Gibbler'ları pek sevmediğini hatırlıyorsundur.
I'm not sure what the play is.
Oyunun ne olduğundan emin değilim.
He meets Mrs. Emily French and, though the maid's not saying, I'm sure there's plenty of...
Bayan Emily French'le tanışmış.
I'm not sure what we just witnessed. And, my God, it appears that, uh, our correspondent Jennifer Windham was assaulted, uh, perhaps fatally.
Neye tanık olduk bilmiyorum ama aman Allah'ım, görünüşe göre, muhabirimiz Jennifer Windham'a bir saldırı gerçekleşti ve ölümcül olabilir.
Truthfully, I'm not sure people like cemeteries all that much.
Aslına bakarsanız, insanların mezarlıkları o kadar sevdiğinden emin değilim.
I'm not sure we have the time for that, Doctor.
Buna zamanımız olduğunu sanmıyorum doktor
I didn't, really, not for sure, but I guess I do now.
Aslında tam olarak bilmiyorum, ama sanırım şu an öğrendim.
I'm not sure I want you to.
Ben istediğimden emin değilim.
I'm not sure how I feel about that.
Bunun hakkında ne hissettiğimi bilmiyorum.
- I'm not really sure.
- Henüz emin değilim.
I'm not sure how long that's gonna last, but...
Ne kadar süreceğinden emin değilim...
I'm not so sure.
Emin değilim.
If you're not talking me up, I'm not sure I'd get that Sophia at that party last week.
Eğer beni övmeseydin geçen haftaki partide Sophia ile beraber olamazdım.
I'm not sure of anything anymore.
Artık hiç bir şeyden emin değilim.
I just am not sure an infant can be infected.
Sadece, doğmamış bebeğe bulaşır mı emin değilim.
I don't know. I'm not sure how weed will affect me these days.
Şu son günlerde ot ne etki gösterir üstümde, bilmiyorum.
Well, I'm not sure I see what there is to love.
Bunu mahvetme. İşinde sevecek ne olduğunu göremiyorum.
- I have a cousin I'm not so sure about.
- Emin olmamakla birlikte bir kuzenim var.
- Because sometimes I'm not sure anymore.
- Çünkü bazen artık emin olamıyorum.
Oh, well, I'm not sure I can help you.
Size yardım edebileceğime emin değilim.
I'm not sure that's gonna make a difference.
Bunun bir fark yaratacağından emin değilim.
And I'm not sure I want to.
Ve almak istediğimden de emin değilim.
I'm not even sure why I like it.
Niye beğendiğimi bile bilmiyorum.
I'm not sure what sport she's playing, but it sounds like good TV to me.
Onun oynadığı spordan emin değilim ama bana iyi bir TV gibi geldi.
I'm not sure I can do this.
Bunu yapabilir miyim emin değilim.
i'm not sure i understand 65
i'm not sure i follow 35
i'm not sure i know what you mean 18
i'm not sure i can 32
i'm not sure i do 33
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not sure i follow 35
i'm not sure i know what you mean 18
i'm not sure i can 32
i'm not sure i do 33
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not ready 311
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not ready 311
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208