I'm on board перевод на турецкий
979 параллельный перевод
I'm on the board myself.
Ben de yönetim kurulundayım.
I'm grateful they're not on board the boat.
Çok şükür ki gemide değiller.
Soon I'll have money, and I'll be able to give the gentleman with the monocle the slip... till I get on board a liner.
Yakında param olacak, ve tek gözlüklü beyefendiyi, gemiye bininceye kadar atlatacağım.
I'm sole captain on board, under God.
Gemideki biricik kaptan benim... tanrıdan sonra tabi.
I thought when we put him on the board of directors, he'd ease up on us a little bit.
Heyete alırsam sakinleşir sandım.
I have to be on board at nine.
Sabah dokuzda güvertede olmam lazım.
I'm the only Alexander on board.
Gemideki tek Alexander benim sanırım.
I'm pretty sure the board would give you, say, 90 days... to raise the money on something like that.
Eminim kurul sana o kadar parayı toplaman için 90 gün civarı bir süre tanıyacaktır.
I asked you on board'cause I was sorry for you, on account of you losing your brother and all.
Sizi tekneye davet ettim çünkü size acımıştım, kardeşinizi kaybetmiştiniz.
But I'm not allowed on board, am I?
Ama gemiye çıkmama izin yok, öyle değil mi?
I'm trying to find out if Ensign Keith wants to stay on board.
Teğmen Keith'in gemide kalıp kalmayacağını anlamaya çalışıyorum.
- I'll stay on board, sir.
- Bu gemide kalacağım efendim.
I've written several sentences on the board.
Tahtaya bazı cümleler yazdım.
Um - I'm on the board of trustees... of, uh, some institution of learning for young ladies. - W-W-Which one is it, Griggs?
Ben hangi genç kız eğitim kurumunun üyesiydim?
- Absolutely. I've been put on your case by the Welfare Board.
Yardım Kurumu tarafından senin davan için görevlendirildim.
Besides, when the office finds out I'm not on board, they'll really be after me.
Üstelik, iş yerindekiler gemide olmadığımı öğrenirse peşime düşerler.
Yes, you can. I'm on the board of inquiry.
Hayır, ben senden daha üst rütbeliyim.
If force, or coercion of any kind, was used to get that child on board the ship... you must promise me to tell the entire story... at a press conference which I shall arrange.
Çocuğu gemiye bindirmek için güç ya da baskı uygulanmışsa ayarlayacağım basın toplantısında bana her şeyi basına anlatacağına söz vermelisin.
I'm glad to have you on board, Mrs. Fremont.
Gemimizde bulunmanızdan memnun oldum, Bayan Fremont.
Well, you lay one hand on me and I'll report you to the child labor board. It is? I'm leaving and that's final.
Bana dokunursanız şikayet ederim.
With the permission of the board of governors i'll have some work done on it.
Yönetim Kurulunun izniyle kullanılabilir. Orada bazı değişiklikler yaptırırım.
De Vita, you asked how I ended up on the inquiry board.
De Vita.. .. soruşturma heyetinde nasıl bir sonuca ulaştığımı sormuştun.
If Dr Boyer comes home before I do, tell him there's a note in the kitchen on the board.
Dr. Boyer eve benden önce gelirse, mutfakta ona bir not bıraktığımı söyle.
I shall see you in the morning as arranged. Unless, of course, I find it necessary to contrive a longer stay on board. But if the captain's all the bishop says he is I don't fancy I shall be very welcome.
Planladığımız gibi sabah görüşürüz tabii gemide daha fazla kalmayı gerekli görmezsem, ancak kaptan, Bishop'ın dediği gibiyse pek iyi karşılanmayacağım.
And while I'd tremendously enjoy accompanying you tonight I'd like so much more to spend my last night on board.
Bu gece size eşlik etmekten çok keyif alırdım ama son gecemi gemide geçirmeyi çok istiyorum.
I have just come on board!
Şimdi gemiye çıktım!
I'll stay on board and get her ready.
Ben kalıp onu hazırlarım.
Then get on board, I'll hitch the team back up... and We'll be in Tascosa before dawn, huh?
O zaman atla arabaya, atı geri bağlayayım ve şafaktan önce Tascosa'da olalım, ha?
I got on board in sight of the Atlantic, and before my eyes rot, I want to see the blue of the Pacific outside that window.
Atlantik'i görünce hemen daldım, ve gözlerim bozulmadan, o pencereden Pasifik'in mavisini görmek istiyorum.
I'm already on board, Spock.
Gemideyim.
The only way I could get near a big shot is to jump on the running board of his car. God.
Bir kodamanın yanına yaklaşsam yaklaşsam arabasının marşpiyesinin üstüne atlayarak yaklaşırım.
I've never jumped on a running board before.
Daha önce hareket eden bir araca hiç atlamadım.
The passengers who came on board at Akashi, I'm collecting your fare.
Gemiye Akashi'den binen yolcuların bilet almaları rica olunur.
Good Lord. I was gonna say not while Clinton's on board... and it came out "not while Clinton's alive."
Yüce tanrım...
I'm on the board, you know?
Ben de yönetim kurullarındayım.
I'm comin'on board!
O trene geliyorum!
You're on board my vessel I'm mate, master, pilot and I'm captain.
Siz benim gemimdesiniz. İkinci kaptan, süvari, kılavuz benim ; kaptan da benim.
I'm a patient you consider to be completely rehabilitated... on your recommendation soon to appear before the sanity board... your reputation on the line.
Benim tamamen rehabilite olmuş bir hasta olduğumu düşünüyorsun durumum konusunda senin tavsiyen yakında... açıklanacak ve bu kariyerini etkileyecek.
I think we have everybody on-board now.
Sanırım herkes tekneye bindi.
I'll bring my board back and pay for them from now on.
Tahtamı iade edip artık her şeyi parayla alacağım.
If the shuttle makes any attempt to return before we are in orbit at Lunar Seven, or if we pick up a single pursuing viper on our scanners, I press this little button... and blow the shuttle and everyone on board into a million pieces.
Biz Lunar Yedi'nin yörüngesine girmeden mekik geri dönmeye kalkarsa ya da tarayıcılarımızda bizi takip eden bir tek Viper görürsek bu küçük düğmeye basarım ve mekikle birlikte içindeki herkesi milyonlarca parçaya ayırırım.
I think it will the night on board.
Sanırım geceyi teknede geçirecekler.
I'm going on board.
Ben kanoya çıkacağım.
- Where are the men I left on board?
- Teknede bıraktığım adamlar nerede?
I'm going to leave your words on this board for all my classes to enjoy.
Bu sözlerinizden tüm sınıf zevk alsın diye, tahtaya yazacağım.
American M.I.A.s on board!
Helikopterde Amerikalı kayıp askerler var.
Mayday! American M.I.A.s on board!
Helikopterde Amerikalı kayıp askerler var.
Indicate that I'm on board and the object of this trip
Benim gemide olduğumu ve Bu yolculuğun amacını bildirin.
I've taken the precaution of reprogramming the vid... so that if anyone tampers with the water on board... this ship will self-destruct.
Yeniden kurulmaya karşı önlememi aldım... yani gemideki suya el atacak olursanız... gemi kendini imha edecek.
So I took him on board and gave him some of my clothes.
Onu gemiye aldım ve giysi verdim.
I'd be willing to pay one ruble to every crew member if she were to come on board my "Swallow".
Her mürettebat için bir ruble ödemeye hazırım. Keşke benim gemim "Swallow" a gelebilseydi.
i'm on it 1571
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm on vacation 71
i'm on fire 81
i'm onto you 39
i'm on duty 83
i'm on my own 63
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm only human 33
i'm only joking 44
i'm on vacation 71
i'm on fire 81
i'm onto you 39
i'm on duty 83
i'm on my own 63