I'm one of you перевод на турецкий
7,343 параллельный перевод
They're not gonna give you that unless you give something up, like one of them, and there is no way in hell I'm doing that.
Bunlardan birini teslim etmeden öyle bir şey vermezler... -... ve bende bunu hayatta yapmam.
So you fuck one of my best friends - because I'm busy?
- Yani en iyi arkadaşlarımdan biriyle meşgulüm diye yattın öyle mi?
Do you have another one of those suits I can use? No.
- Bu giysilerden benim kullanabileceğim bir tane daha var mı?
I'm trying to make myself into one of those civilized people you're hoping to meet.
Tanışmayı umduğunuz medeni insanlardan biri olmaya çalışıyorum.
I stand at the ready to be of assistance and liberate you from your burdens one way or another.
Ben burada, sana yardımcı olmak... ve seni yüklerinden kurtarmak için hazır bekliyor olacağım. Öyle ya da böyle.
What do you want to do? Off the top of my head, I guess my ideal proposal might be a multiplatform media experience, an action movie with explosive graphics, fast cars, and a hero with one mission- - to propose to his lady.
Hatırladığım kadarıyla hayalimdeki evlilik teklifi tam bir medya bombardımanı, görselliğe doyum olmayan bir aksiyon filmi ve sevgilisine evlilik teklif etmekten başka görevi olmayan kahramanımızın hızlı arabalarla dolu macerasıydı.
Well, I just have to say I'm very surprised that the two of you are seeing eye to eye on this one.
Bu konuda hemfikir olduğunuzu gördüğüm için ne kadar şaşırdığımı söylemem lazım.
I only hope one day, both of you get a chance to know how that feels.
Umarım bir gün ikiniz de bunun nasıl bir his olduğunu anlama şansını yakalarsınız.
My only regret is that I didn't stop you before you killed one of our own.
Tek pişmanlığım bizde birisini öldürmeden önce seni durduramamak.
Okay, Hannah, I understand this is about your pain and your devastation, totally, and I'm gonna get you a hot cup of tea for that like in just a mo, but am I the only one who doesn't know about this?
Hannah, bunun senin acın ve çöküşünle ilgili olduğunu anlıyorum ve sana hemen bir fincan çay getireceğim ama bundan haberi olmayan tek kişi ben miyim?
I'm one of you.
Ben de sizdenim.
Well, maybe if I'm lucky, I'll be assigned to one of the cases you're arguing.
Eğer şanslıysam sizin davalarınızdan birinde görev alabilirim.
And I bet you still own every single one of them.
Bahse varım ki o kupaları hala saklıyorsundur.
In order for it to survive, I need one of you Negroes to man up and lead it.
Onun ayakta kalması için, siz zencilerden birinin adam olup başa geçmesine ihtiyacım var.
I did everything to try to get just one moment of anything even remotely affectionate from you.
Senin bana sevgili dolu davranman adına elimden gelen her şeyi yaptım.
I wish that the apple pancake mix was on the top shelf because it starts with an "A," but I don't put it there because I don't want you breaking one of your little legs when you're supposed to be making my breakfast.
Keşke armutlu krep A harfiyle başladığında üst rafta olsaydı ama oraya koymadım çünkü kahvaltımı yapacakken küçük bacaklarından birini kırmanı istemedim.
I'll tell you, John, if one of my friends can't make a full payment one week, I'm not gonna drive him out of business just so our fat governor can line his pockets.
Sana söyleyeyim, John... olurda arkadaşlarımdan birisi bir hafta tam ödemesini yapmazsa sırf tombul valimiz ceplerini doldurabilsin diye onu işin dışına sürecek değilim.
Luckily for you, I'm not one of those niggas. Oh, really?
- Onlar gibi olmadığım için şanslısın.
I'm not sure how the 15 of us are gonna fit in the car you an your one frien rove own here in.
Arkadaşınla buraya geldiğiniz arabaya 15'imiz birden nasıl sığacağız bilemedim.
"You're the one I want for the rest of my life."
# Hayatımın geri kalanında benimle ol istiyorum.
Will you be one of them? I will.
- Biri de siz olacak mısınız?
She was standing there, chatting all this bullshit, and then she was gone, and, honestly, I don't know one end of Manchester from the other, so... d'you know anywhere I could stay?
Orada duruyordu, saçma konulardan konuşuyordu. Sonra bir baktım gitmiş. Açıkçası Manchester'ı pek bilmiyorum.
But I did the math, and, you know, if we all stay in one room at one of those $ 99-a-night places,
Ama hesapladım. Gecesi 99 dolarlık yerlerde hepimiz tek odada kalırsak...
And so I'm putting a challenge to each and every one of you... To find your warrior.
Ve her birinize meydan okuyorum içinizdeki savaşçıyı bulmanız için.
Kid, I'm telling you - - I'm one of the good guys.
Evlat, ben iyi adamlardan biriyim.
So if you want at least one of you to survive, I'm gonna need you to calm down and sit still. You understand?
Bu yüzden en azından birinizin kurtulabilmesi için sakin olup kıpırdamaman gerekiyor beni anlıyor musun?
In you, I saw an ambitious young man who wanted to buy one of my stores, and if it would have worked out, I would have sold it to you.
Senin, restoranlarımdan birini almak isteyen hırslı bir genç olduğunu düşündüm. İşler yolunda gitseydi, sana birini satardım.
And the one thing that i am sure of Is that you are the love of my life, zoe hart.
Ve emin olduğum tek bir şey varsa o da senin hayatımın aşkı olduğundur Zoe Hart.
Of course, because I'm back here cooking, I cannot hear a word you are saying, my dearest one.
Elbette çünkü burada yemek hazırlarken söylediğin hiçbir şeyi duymuyorum hayatım.
What I'm asking is daunting. But I know if the situation were reversed, Jamie would come for every single one of you.
İstediğim şey korkutucu ama durum tersine olsaydı Jamie'nin her biriniz için geleceğini biliyorum.
When I decide to help you Any one door we have to get in and out of the country will be very small
Size yardım etmeye karar versem bile ülkeye girip çıkacağımız zaman çok kısıtlı olacak.
David, I'm not just asking you for money, I'm asking you to be one of my campaign chairmen.
David, senden sadece para değil, kampanya başkanlarımdan biri olmanı da istiyorum.
"so, you know, I'm just gonna- - I'm gonna keep one of'em," right?
"Bu sebeple sadece bir tane alacağım."
And I'm gonna tell every one of those clients what a lying miserable pig fucker you are.
Tüm müvekkillerime gidip, senin ne kadar büyük bir yalancı orospu çocuğu olduğunu anlatacağım.
I've never been one of you, Ralph.
Asla sizlerden biri olmadım Ralph.
Judging by the ass-kicking I saved you from, I'm not the one in need of moves.
Ayrıca seni dayak yemekten kurtardığım anı düşünüyorum da hareket öğrenmeye ihtiyacı olan ben değilim.
Then I'm gonna drive you up to Malibu for lobster in one of those tourist traps where everyone's getting engaged.
Sonra şu herkesin nişanlandığı Malibu'daki turist tuzağı yerlerden birine ıstakoz yemeye götürüyorum seni.
You want me at this orgy because I'm gay, and that will force one of the other non-gay men to sleep with me, which will make more women available for you?
Ben eşcinselim diye gruba katılmamı istiyorsun. Ve diğer normal erkekler benimle yatması, sana düşecek kadın... sayısını artıracak, değil mi?
I'm sorry to be the one to tell you this, but a big, fat check isn't gonna get you out of this.
Size bunu diyen olmak istemezdim, ama okkalı bir çek sizi kurtaramayacak. - Emin misiniz?
I only got a few employees, and you ain't one of them.
Birkaç çalışanım var sadece ve sen onlardan biri değilsin.
Okay. I'm not letting you go to a place where one of the orderlies almost killed you.
Hizmetlilerden birinin az kalsın seni öldürdüğü yere gitmene izin vermem.
Two who facilitated and one who we believe is the shooter. I'm serving you with a notice of petition - to take possession of the remains of Matthew Skokie.
Matthew Skokie'nin iyeliğini almak üzere size bir bildiri veriyorum.
You know, the OPA has probably heard that I'm looking for one of their own by now.
Biliyorsun, muhtemelen DGİ kendilerinden birini aradığımı çoktan duymuştur bile.
I'm not your darling, and you're obviously one of them.
Ben senin tatlın değilim ve onlardan biri olduğun çok belli.
I know you're... new to all this, but... my partner was killed a few days ago, and now one of my oldest friends just died.
Tüm bunlar için yeni olduğunu biliyorum ama iş arkadaşım birkaç gün önce öldürüldü. Şimdi de en eski arkadaşlarımı kaybettim.
And, Spencer, I'm glad to hear you say that you're one of us.
Ve, Spencer,... bizden birisi olduğunu söylediğini duyduğum için çok mutluyum.
I secured you a dream job at Vocal Adrenaline, one of the best show choirs in America.
Sana Vocal Adrenaline'le hayalinin işini sağladım Amerika'nın en iyi gösteri korolarından biriyle.
And, um, honestly? I can speak on behalf of my wife... you're the prettiest one here.
Ve doğrusu karımın yerine de söyleyebilirim ki buradaki en güzel kız sensin.
You're one of the most beautiful women I've ever met.
Sen tanıdığım en güzel kadınlardan birisin.
I made you one of us.
Seni bizden biri yaptım.
I'm gonna bring back the only one of you who has ever meant anything.
Aranızdaki bir şeylere değer olan yalnızca birinizi geri getireceğim.
i'm one of them 48
i'm one 27
i'm one of the good guys 22
one of you 61
one of yours 39
of yours 40
of you 197
i'm off to work 42
i'm older 22
i'm on it 1571
i'm one 27
i'm one of the good guys 22
one of you 61
one of yours 39
of yours 40
of you 197
i'm off to work 42
i'm older 22
i'm on it 1571
i'm on my way home 39
i'm on my way 1303
i'm outside 63
i'm out 1275
i'm only human 33
i'm okay 3366
i'm only joking 44
i'm off 629
i'm on vacation 71
i'm okay with it 51
i'm on my way 1303
i'm outside 63
i'm out 1275
i'm only human 33
i'm okay 3366
i'm only joking 44
i'm off 629
i'm on vacation 71
i'm okay with it 51
i'm on fire 81
i'm over it 187
i'm older than you 37
i'm offended 32
i'm onto you 39
i'm outta here 228
i'm on duty 83
i'm old 187
i'm on my own 63
i'm off duty 34
i'm over it 187
i'm older than you 37
i'm offended 32
i'm onto you 39
i'm outta here 228
i'm on duty 83
i'm old 187
i'm on my own 63
i'm off duty 34