Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'm really

I'm really перевод на турецкий

65,632 параллельный перевод
I'm really touched.
Çok duygulandım.
the cure to my illness, embracing who I really am.
Hastalığımın çaresini. Gerçek benliğimi kabullenmek.
I was on an organ donor Web site today, and I saw a list of all these people... these really deserving people... just waiting in line for a transplant. Mm.
Bu gün bir organ bağış web sitesine bakmıştım, ve tüm bu insanların listesini gördün... gerçekten sadece nakil hayatı bekleyen değerli insanlar...
You know, when we set out on the road together, I really thought it would make us brothers again.
Biliyor musun, tekrardan beraber yollara düştüğümüzde, gerçekten tekrar kardeş olacağımızı sandım.
If hell is fueled by evil, and I'm still a little bit in hell, then maybe I can secure my footing here on Earth by-by killing a really bad person just like those sexy sirens did.
Eğer cehennem kötülerle dolarsa ve benim de birazım cehennemdeyse... o zaman belki çok kötü birini öldürerek burada kalmamı sağlayabiliriz. aynı o seksi sirenlerin yaptığı gibi.
I could really uses something good in my life right now.
Şuan gerçekten iyi bir şeylere ihtiyacım var.
But I'm not really here.
Ama burada değilim.
I'm really sorry to hear that.
Bunu duyduğuma üzüldün.
And it's really hard for me to say that I won't be there with you.
Ve senin için orada olamayacağımı söylemek gerçekten zor.
I'm so sorry, but we really have to go.
Üzgünüm ama gerçekten gitmemiz gerekiyor.
Do you know, I'm really not sure...
Emin olamıyorum.
Oh... I'm just... really into Lucifer.
Lucifer'ı çok seviyorum sadece.
Then I figured out what was really going on, you know, so I stayed to watch the show.
Sonra neler olduğunu anladım ve gösterinin devamını izlemek için burada kaldım.
You know, this whole poisoning thing has just... really put a pause on everything that's been going on with you and I, so... should we just pick up where we left off?
Bu zehir olayı aramızdaki şeyleri askıya aldı gerçekten. Kaldığımız yerden devam etmeye ne dersin?
I'm not really sure about that.
Bundan pek emin değilim.
I'm not really sure this is our kind of thing.
Bunun bizim tarz bir iş olduğunu sanmıyorum.
Yeah, um, you know, I really dig the whole low-budget Mission Impossible vibe, but I'm gonna head back.
Evet düşük bütçeli Mission Impossible olayı hoşuma gitti ama geri dönmeliyim.
Look, man, I... - I really need this job. - I...
Bak dostum bu işe gerçekten ihtiyacım var.
It must really burn you, knowing I'm the one who put you in this prison.
Seni bu hapishaneye koyanın ben olduğumu bilmen sana acı veriyordur.
'Cause from what I remember, that really messed you up.
Çünkü hatırladığım kadarıyla bu seni perişan etmişti.
I never really knew my mum.
Annemi hiç tanımadım.
I'm not really known for my Patience.
Pek sabırlı biri olarak bilinmem.
I'm not really an administrator.
Ben pek yönetici biri değilimdir.
I need you to really look at me and see me.
Bana bakmana ve beni görmene ihtiyacım var.
I have faith. Really?
İnancım var.
I don't mean to be awkward, but... I don't really like the idea of...
Hakkımda yanlış düşünmenizi istemem ancak şöyle ki şu kısım kafamı...
- I'm really sorry. I... - It's this new case.
- Gerçekten üzgünüm, elimdeki dava yüzünden.
I'm not really sure.
- EMin değilim.
About a quarter to eleven, eleven o'clock? I wasn't really looking.
10 : 45, 11 : 00 gibi sanırım dikkat etmemiştim.
Mate, I'm really not that bothered. You haven't seen it.
- Şu an hiç havamda değilim.
Erm... I didn't really move much from that room.
Bulunduğum odadan pek çıkmadım zaten.
- No, I really can't stop.
- Almayayım çok vaktim yok.
I'm really proud of you, mate.
- Seninle gurur duyuyorum arkadaşım.
I did, I really talked to her about it.
Söyledim, gerçekten çabaladım.
If I'm really honest with you, I'm a bit envious.
Dürüst olmak gerekirse seni biraz kıskanıyorum.
I'd walked away from Jim... didn't really know where I was going.
Jim'in yanından yeni ayrılmıştım. Nereye gittiğimin farkında değildim.
I'm really sorry.
Gerçekten üzgünüm.
I'm really sorry, Trish.
- Gerçekten üzgünüm Trish.
I'm really proud of you, Dad.
Seninle gurur duyuyorum baba.
I was really in the land of the dead.
Gerçekten ölüler diyarındaydım.
Well, if you really want me to let her go, I will.
Bırakmamı istiyorsanız bırakırım.
I'm really sorry.
Ölmüş.
Well, I'm glad we have therapy tonight, because I feel like you're avoiding - really talking about it.
Bugün terapimiz olması iyi oldu çünkü bu konuyu konuşmaktan kaçınıyor gibisin.
I'm the only one around here who doesn't really do the numbers.
Burada rakamlarla uğraşmayan tek kişi benim.
I really appreciate your doing this, Dad.
Bunun için minnettarım baba.
I'm gonna try really hard to win this, but I might not.
Bu savaşı kazanmak için elimden geleni yapacağım ama kazanamayabilirim.
And, of course, full transparency from here on out, just so I can head off any potential problems like these before they really bite us.
Tabii ki bundan böyle aramızda tam saydamlık olacak. Böylece bu tür sorunları başımıza dert olmadan savabilirim.
I'm really...
Ben...
I don't really have too many friends.
Benim pek arkadaşım yok.
I used to get hungry a lot, but I don't really get hungry anymore.
Eskiden çok acıkırdım. Artık hiç acıkmıyorum.
Jane, I'm just trying to explain how things really are.
Jane sadece neyin ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]