Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'm with a friend

I'm with a friend перевод на турецкий

1,028 параллельный перевод
It would make your friend George unhappy if I fell in love with you, and who knows, maybe you'd feel unhappy if I fell in love with a nice man like George.
Eğer sana aşık olsaydım, George mutsuz olacaktı, Kim bilir, Eğer George'a aşık olsaydım belki sen mutsuz olacaktın.
I'm going to Kentucky, to Louisville with a friend.
Kentucky, Louisville'e gidiyorum, bir arkadaşımla.
When you were at the desk checking in with the night manager Mr. George Swine, who I happen to know as a personal friend I was wondering if he fixed you up with a good accommodation here.
Siz kaydınızı yaptırırken... gece müdürü Bay George Swine, ki kendisi arkadaşım olur... size iyi bir oda ayarladı mı diye merak ettim.
I'm having lunch with a friend, a girl who works here.
Burada çalışan bayan bir arkadaşımla yemek yiyeceğiz.
Ah yes, I was with a friend.
Evet, bir arkadaşımlaydım.
I was out driving with a friend when I noticed the lights.
Arkadaşımın arabasıyla geçerken ışıklarınızı gördüm.
I shall have a glorious lunch, everything to be cooked, of course, in this remarkable non-fattening safflower oil, and eventually, having followed my luncheon with several digestifs and a short walk, rejoin my friend tonight for the climax of his adventures at...
Görkemli bir yemek yiyeceğim, tabii her şey bu şişmanlatmayan ayçiçeği yağında pişecek. Yemekten sonra birkaç içki alıp kısa bir yürüyüş yapacağım sonra son sahneyi izlemek için arkadaşımla buluşacağım...
I received a letter from Mr. Owen asking me to join his house party and claiming friendship with a very old and dear friend of mine who was also to be here.
Bay Owen'dan ev partisine katılmamı isteyen bir mektup aldım, benim çok eski ve saygın bir dostumun arkadaşı olduğunu iddia ediyordu, ve o da burada olacaktı.
However... as I... as I took you and your friend rather too lightly and played a game with you and lost
Bununla birlikte ben ben seni ve arkadaşını hafife alıp sizinle oyun oynadım ve kaybettim.
Mr Douglas, I have a friend with a claw-and-hook... auto wrecking company in San Francisco, and he's going to work on your car.
Bay Douglas, San Francisco'da oto kurtarma şirketi olan... bir arkadaşım var, ve arabanın üstünde çalışacak.
I borrowed it from a friend, not being one of those rich ladies who have nothing better to do with their time than dilly-dally with seamstresses.
Zengin olmadığım için, bir arkadaştan aldım... terzilerde oyalanmaktan başka işi olmayan birinden.
I was to spend it with a friend, but she may be involved in family problems.
Bu akşam bir bayan arkadaşla olacaktım, ama ailevi sıkıntıları çıktı.
I live here with Barbara, a friend of mine.
Burada, arkadaşım Barbara'yla yaşıyorum.
I was once there with a friend of mine.
Bir keresinde bir arakadaşla oradaydım.
I took his little friend away with a conniving trick.
Onun küçük arkadaşını entrikalar ile elinden aldım.
I've been entrusted by a friend with this cause and must accomplish it no matter what
Bu dava için bir dostuma söz verdim! ne olursa olsun sözümü tutmalıyım!
Personally, I'd be delighted for a talented young man like you- - As your father's old friend- - With your brilliant literary future- -
Şahsen, babanın da eski bir arkadaşı olarak senin gibi yetenekli, parlak edebiyat geleceği olan genç bir adamdan memnuniyet duyarım.
I'm staying with a friend.
Bir arkadaşımda kalacağım.
- No, I'm living with a friend.
- Hayır, bir arkadaşımla birlikte yaşıyorum.
Serge, the guy I live with, is a friend of my boss.
Birlikte kaldığım işinin adı Serge, patronumun arkadaşlarından biri.
I couldn't sit with my friend on this bus at Houston, Texas.
Houston, Texas'a kadar arkadaşlarımın yanında oturamazdım.
Won't you sit down? I'm over there with a friend.
Bir arkadaşımla beraberim.
I turned around and saw that the boy was a friend with whom I played.
Arkamı döndüm ve çocuğun, birlikte oyun oynadığımız bir arkadaşım olduğunu gördüm.
I just had a talk with our friend.
Arkadaşımızla biraz konuştum da.
I'm a month late with my friend.
Arkadaşıma bir ay geciktim.
I stopped for one night to see Ur of the Chaldees, and for three days in Baghdad with the A.O.C., who happens to be a friend of mine.
Yolda durup Chaldée'de Ur'u ziyaret etmek istedim, ve Bağdat'ta 3 gün geçirdim, bir subay arkadaşımda kaldım.
I was so naive that I broke off my engagement... with Mr. Auguste Vacquerie, a friend of my father.
O kadar toydum ki, babamın bir arkadaşı olan Bay Vacquerie ile nişanımı bozmuştum.
I just hooked her up with a doctor, a friend of mine.
Bir doktor arkadaşımla arasını yapmıştım sadece.
And I'm sitting in the Las Hadas bar having a brandy with my old friend, Don.
Las Hadas barında eski dostum Don'la kanyak içiyorum.
The remaining moiety shall pass, in accordance with the contract concluded at Kreuzh of Jail on June 14, 1951, to Hermann Braun, who was my friend, although he loved the same woman I loved.
Kalan hisse kontrat gereğince Kreuyhof Hapishanesi'nde 14 Haziran 1951'de tamamlanarak sevdiğim aynı kadını sevmesine rağmen arkadaşım olan Hermann Braun'a geçecektir.
It would be nice, though, if I had a friend to play with.
Ne getirirse beni mutlu edecek, ama birlikte oynayabileceğim küçük bir arkadaşım olsa daha çok sevineceğim.
I'm staying with a friend.
Bir arkadaşımla kalıyorum.
And now here I am, alone with no kids, with no wife, not even anyone I can really call a friend.
Şimdi buradayım, yalnızım, çocuğum yok, karım yok dost diyebileceğim bir kişi bile yok.
I'd like to talk with you, I'm a friend of your Franz,
Sen hep ağlarsın.
I returned to England on six months'leave... and with the help of my friend, Capt. Hunt... patched up a quarrel, an old quarrel with my family.
Altı aylık izin için İngiltere'ye döndüm ve arkadaşım Yüzbaşı Hunt'ın da yardımıyla eski bir karargahı ailemle birlikte düzenledim.
I usually practise with a friend, but she's not here yet.
Genelde bir arkadaşımla çalışırım ama o daha burada değil.
I've a friend in Flying Eagle town who wants to get in touch and do business with Du Guo Cheng
Uçan Kartal Kasabasından bir arkadaşım var Du Guo Cheng adında biri ile büyük bir iş yapmak istiyor
Well, I was rather ill when I arrived last night, so I stayed with a friend.
Şey, dün gece geldiğimde oldukça hastaydım, bu yüzden bir arkadaşımda kaldım.
I am proud we have such a friend with us to glorify us thieves
Bugün Sizin gibi şanlı bir hırsızla tanıştığım için.... çok şanslı olmalıyım!
- I was with a friend.
- Bir arkadaşımlaydım.
I'm staying with the friend of a friend and...
Bir arkadaşımın arkadaşında kalıyorum.
I have a friend I play golf with.
Bir golf arkadaşım var.
I ´ m spending a few days in the village with a friend.
Bir arkadaşımla kasabada bir kaç gün geçirmeye geldik.
I'm here with a friend.
Arkadaşımla beraberim.
I'm down here with a friend of mine, but he seems to have gotten lost.
Bir arkadaşımla buradayım, ama kaybolmuş gibi görünüyor.
Most regrettable is one screenplay that I wrote together with my friend about someone... that looked for a place where his mother was buried.
En çok pişmanlık veren ise, bir arkadaşımla beraber yazdığım bir sahne... birisinin,... annesinin gömüldüğü yeri aramasıyla ilgili.
I'm staying with a friend until my apartment's ready.
Dairem hazır olana kadar arkadaşımda kaldığımı söylemiştim.
I'm still with Barbara, but I want desperately to win you back as a friend.
Hâlâ Barbara ile birlikteyim ama seni arkadaş olarak geri kazanmayı çok istiyorum.
Well, I'd trade problems with you in a minute, friend.
Seninle sorunları bir dakikalığına değişelim, arkadaşım.
I'm with a friend. You certainly are.
Bir arkadaşımlayım.
Call a friend in town, I guess. See if somebody will let me crash with them for the night.
Bir kız arkadaşıma soracağım, onda kalabilirmiyim diye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]