Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I'm your

I'm your перевод на турецкий

189,931 параллельный перевод
I thought if I photographed his diary, maybe there'd be something in there that could help you and your people... figure out his new job.
Günlüğünün fotoğrafını çekersem içindeki bir şeylerin yeni işini bulma konusunda size ve adamlarınıza yardımı dokunabilir diye düşündüm.
I'm gonna have to talk to your mother, but... fine.
Annenle konuşmamız gerekecek ama olur.
Pretty sure, but there's no way they're gonna believe I'm your hostage.
Eminim bak kimse senin rehinen olduğuma inanmayacaktır.
I am not surprised that Wyatt stole the Lifeboat behind your back...
Wyatt'ın sana haber vermeden makineyi çalmasına hiç şaşırmadım.
I just need your help first.
Ama önce yardımına ihtiyacım var.
Oh, I'm hearing your signal now.
Sinyallerini duyuyorum şimdi.
Look, I really don't know what to say, but, uh, I... I knew your son.
Bak gerçekten ne deiyeceğimi bilmiyorum,... ama ben.. ben oğlunu tanırdım.
That's my job. I'm your mother.
Bu benim işim zaten ben senin annenim.
Oh, I'm sorry if you're bored with your miracle!
"Üzgünüm, sanırım sıkılmışsın... mucizenizden!"
I would be honored if your father used my Social, and at certain points in my life, it would have only raised my credit score.
Baban kimlik numaramı kullansa onur duyarım. Hayatımın belli noktalarında, kredi notumu arttırırdı.
I opened a birthday card from your sister.
" Kız kardeşinden doğum günü kartı açtım.
Well, you know, if I asked you, hey, would you raise your right hand for me, you'd say, fuck you, Howard.
" Bak, mesela sana gelip 'Sağ elini kaldırır mısın? 'desem
But if I dug you underground, put you underground for six months, no light, no sound, no human contact, and then I brought you back up and I said, "Now, will you raise your right hand for me?"
" Ama seni yer altına gömsem, altı yıl yer altında bekletsem, ışık, ses veya başka insan olmadan dursan seni yukarı çıkardığımda 'Sağ elini kaldırır mısın şimdi?
I'm your first customer.
Ben ilk müşterinizim.
Look, I know you've got your issues with injections, so I'm volunteering to do them.
İğnelere olan takıntını biliyorum ama o şekilde yapmamızı öneriyorum.
I'm sorry about your prognosis.
Sonucuna üzüldüm.
I got your message.
Mesajını aldım.
It's very standard stuff. Essentially, in exchange for your patent, you would get a royalty and equity in the new company that I'm starting up.
Esasında, patentini paylaşman durumunda yeni kuracağım şirketten patent ücretini ve haklarını da alacaksın.
I'm almost tempted to let you have a run at it just to watch you waste your fucking time.
Şunu imzalayıp zamanını bu işe harcamanı izlemek için ikna olacağım.
I'm going to buy you the palapa of your life.
Sana hayatının palapasını alacağım.
Although, I'm a little confused by your notes on some of these people.
Fakat bazı insanlara yazdığın notlar beni biraz şaşırttı.
I'm sorry to drop in on you, but I happened to have a very enlightening conversation with your "transfusion associate." So did I.
Ben de konuştum.
I'm just looking at your very embarrassing personal information.
Utanç verici kişisel bilgilerine bakıyorum.
If you look at my shit, I'm gonna look at your shit.
Sen bakıyorsan, ben de bakarım.
Easy now. I'll go balls deep on your inbox.
- Gelen kutunu köküne kadar araştıracağım.
Okay, but I... I need to hold your phone.
Tamam olur ama telefonu benim tutmam lazım.
I believe the answer to that question... is currently sitting in your unfinished waiting area.
Sanırım bu sorunun cevabı... sizin daha bitmemiş bekleme alanınızda oturuyor.
I'm telling you. Get your phones out right now.
Diyorum size, çıkarın telefonlarınızı.
I cannot knowingly contribute to your moral decay.
Bilerek senin etik olarak çürüyüşüne destek olmayacağım.
Obviously, I don't care to make a big deal out of it, so I think it's sufficient just to go around and each of you say a memory or two of times where I've profoundly impacted your life.
Tabii ki bu olayı büyütmek istemiyorum, bu yüzden sanırım herkes hayatınıza derinlemesine etki ettiğim birkaç anınızı anlatabilirsiniz.
I'm letting everyone know you might want to reset your critical passwords, because we've been hacked.
Herkese söylüyorum, bazı kritik şifrelerini değiştirmek isteyebilirsin. Biz hacklendik de.
Okay, I'm going to put this in your backpack.
Bunu sırt çantana koyuyorum.
- I tried to bring it to your attention, but you said, "Fuck off, Mom."
- Bunu sana anlatmaya çalıştım ama sen "Git başımdan anne" dedin.
I gotta say, Gavin... when that storeroom door opened, and I saw your face grinning down at me,
Gavin, şunu söylemeliyim. Deponun kapısı açıldığında, bana doğru sırıtışını görünce, bir melek gördüm sandım.
I can use a fellow of your talents, sir.
Yeteneklerinizi değerlendirmek isterim bayım.
And I sort of remember coming to your house when you were a kid, but... that time's kind of a blur for me.
Sanki sen çocukken sizin eve geldiğimi hatırlıyorum ama hayatımın o kısmı benim için biraz bulanık.
I'm not your master.
Ben efendim değilim.
- I don't need your protection.
- Ben senin korumana ihtiyacım yok.
Would I come here, to your church, if I scammed you?
Seni dolandırsaydım buraya, senin kilisene gelir miydim?
I thought if I said it out loud it might change your mind.
Eğer sesli söylersem fikrini değiştirirsin sanmıştım.
And I think your project does not need improving.
Ve sanırım projenin geliştirilmeye ihtiyacı yok.
Look, I'm tired of keeping your secret and I hate that you made it my secret, too.
Bak sırrınızı saklamaktan yoruldum. Bu sırra beni ortak etmenden de.
I love your beret.
Berene bayıldım.
This is not what I thought I'd wear to your 40th but this is what I'm wearing.
40'ıncı yaş gününde bunu giyeceğimi düşünmezdim ama giyiyorum işte.
I'm not gonna be able to talk to him until we leave so let that inform your behavior.
Gidene kadar onunla konuşamayacağım. Tavırlarına dikkat edersen iyi olur yani.
And I wanna say that both of you were stupid, your wife and your daughter together, equal a six, okay?
İkinizin de aptal olduğunu belirtmek isterim. Karınla kızının toplam zekâ yaşı altıyı geçmez, anladın mı?
I'm gonna take Anastasia to the bedroom where she will eat most of your shoes.
Anastasia'yı yatak odana götüreceğim. Ayakkabılarını yesin orada.
I am here to tell you all what's in your minds.
Aklınızdan geçenleri söylemek için buradayım.
I'm your father.
Neden?
Thank you, Your Honor, and I can assure you my team will be in line moving forward.
Teşekkürler Sayın Yargıç ve sizi temin ederim ki takımım ilerleyen tarafta olacak.
I... I think you should give the jury a little more credit than to fall for your obvious theatrics!
Sanırım jürinin senin bu teatral oyunculuklarına kanmayacaklarına biraz daha inanmalısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]