Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I've found it

I've found it перевод на турецкий

2,077 параллельный перевод
I haven't found it yet, but at the moment I just mutilate people for youth and prestige.
Henüz bulamadım ama şu anda insanları gençlik ve prestij uğruna kesip biçiyorum işte.
You know, I've always been looking for stability and I think I've finally found it now, and I don't want to screw that up.
Hep sakin bir hayat istedim ve sonunda bulduğumu düşünüyorum. Bunu mahvetmek niyetinde değilim.
I tried to confirm, found out he moved from there 18 months ago, but he left a forwarding address with the postal service - it's right here in SoHo.
Onayladım ve oraya 18 ay önce taşındığını öğrendim. Ama posta adresi olarak Soho'yu vermiş.
'Cause it's this gigantic shiny thermos full of semen. So, yeah, I found it right next to the coffee.
Çünkü parlak, kocaman bir termos dolusu sperm vardı ve hemen kahvenin yanında buldum.
In Cornwall I felt you to be guilty of overstating the case..... because I found it incredible that such a gentleman who was old and harmless should die a death anything that was but natural.
Cornwall'daki olayı abarttığını düşünerek seni suçlamıştım. Çünkü öyle yaşlı, saygın ve kimseye zararı olmayan bir centilmenin doğal nedenlerin dışında bir nedenle ölebileceğini inandırıcı bulmamıştım.
I found a baby armadillo by the side of the road and I nursed it.
Yolun kısında yavru tatum buldum ve onu iyileştirdim.
I've always found it boring when guys talk about business, but Tom makes it kind of interesting.
Hep bir erkek iş konuşunca sıkıcı olduğunu düşünmüşümdür. Ama Tom bunu ilgi çekici yapıyor.
I found an artifact, and it's clearly got an engraving of the worm, Khan's symbol.
El yapımı bir şey buldum ve açıkça kurdun çizimini içeriyor, Han'ın sembolünü. - Ve, eğer araştırmamı yoğunlaştırırsam sanırım onu bulacağım. - Ve?
I found it in the ruins of a village.
Ve bu... Bu Felles Finificus, benim cadılar kitabım.
{ \ pos ( 192,235 ) } I just... { \ pos ( 192,235 ) } I've been looking for something normal in this place { \ pos ( 192,235 ) } since this morning, and I finally found it when I was listening to you and your daughter argue.
Sabahtan beri burada normal bir şeye rastlamaya çalışıyordum.
I found that pen of yours that I left with, and it was just leaving a bad taste in my mouth.
Sol tarafımda sizin kaleminizi buldum ve ağzımda kötü bir tad bırakıyordu.
I'm afraid what it'll do to her... and us... If she ever found out.
Öğrenirse ona ve bize ne olur bilemiyorum.
I found Sylvester's old equipment, and... Well, at first, I put it on, you know, just to annoy Pat.
Sylvester'ın eski eşyalarını buldum ve ilk önce Pat'i kızdırmak için onları kullanıyordum.
Yeah, I've found it!
Evet, bulduk işte.
This time we found ways to put those directions into a single stream and consequently, I think, the album probably has a more direct feel to it.
Bu sefer tüm bunları tek bir yöne yönelttik ve sonuç olarak sanırım bu albümün verdiği his daha dolaysız, direkt oldu.
If it wasn't for me... If it wasn't for you, I would've never found my mom's killer.
Sen olmasaydın annemim katilini asla bulamazdım.
But I do remember this one guy that showed up. And as soon as he found out it wasn't paying cash, he walked away.
Ama hatırlıyorum da bir adam ortaya çıktı ve nakte çevrilmediğini öğrenir öğrenmez çekip gitti.
I got to the wounded and found out it was Vandenberge.
Yaralı kişiye vardım ve, onun Vandenberge olduğunu anladım.
Last week, I found a lot of cash in his pocket, so it made me curious and I went looking through his things, and I dug up
Geçen hafta cebinde epey bir para buldum. Tabii merak ettim ve eşyalarını karıştırdım. İki ayrı banka hesabına ait iki makbuz buldum.
There was a rumor, when I was training to be a Wizard, that Father had found the source and was experimenting with it.
Büyücülük eğitimim sırasında babamın kaynağı bulduğuna ve denemeler yaptığına dair söylentiler çıkmıştı.
I'm sorry, it's just that The book was so confusing, And I just found that.
Özür dilerim ama kitap çok kafamı karıştırdı ve ben de bunu bulunca...
I was looking for number or something and found a piece of paper with an address on it.
Bir cep telefonu numarası yada onun gibi birşeye ve bir kağıt parçası buldum, üstünde adres yazan bir kağıt parçası.
It felt a framework and I painted on the glass or doors that I found on the street.
Bu çerçeve hissettim ve cam üzerine boyanmış Ben sokakta bulunan veya kapılar.
I lost my putter and he found it.
Golf sopamı kaybettim ve o da buldu.
This is it... I've finally found a clue.
sonunda bir iz buldum.
It's not like I've got any way of finding her even if she wanted to be found.
Bilmiyorum. Bulunmak istese bile onu nasıl bulabileceğimi bilmiyorum.
Now, I'm running a scan of companies that manufacture it to see if it's ever been used for ammunition. And check this out, also found this.
Daha önce herhangi cephanede kullanılmış mı diye üreticisine baktım ve şuna bir bak.
I've been seeing someone, and I thought it was serious, but then I just found out it isn't, so I'm kind of in a weird place right now.
Biriyle görüşüyorum ve ciddi olduğumuzu sanıyordum ama öyle olmadığını fark ettim. Yani, çok zor bir durumdayım.
I can't leave when I've only just found it.
Tam bulduğum anda kaybedemem onu.
I ran it through GCMS and found three other ingredients....
Arthrospira maxima. GCMS den araştırdım, içeriğinde üç farklı şey daha buldum arpa, şerbetçi otu ve maya.
Well, it was a good thing that she was, or I never would've found out about your secret Facebook relationship.
Desene iyi ki gelmiş o zaman. Yoksa sizin, şu gizli facebook ilişkinizi asla öğrenemeyecektim demek.
But I've found it here, and I get to keep all my miles.
Ayrıca tüm mil puanlarım da cebime kaldı.
I heard last year, guy wouldn't pay, they found his brother, cut his face off, sewed it onto a soccer ball.
Geçen yıl duydum, borcunu ödemeyen adamın kardeşini bulmuşlar ve yüzünü doğrayıp, onu bir futbol topuna işlemişler.
It's a perfect match to the dark fibres I found in Cooper's wound. How they got there, I've no idea.
Cooper'ın yarasında bulduğum koyu renk kumaş parçalarına mükemmel şekilde uyuyor.
Well, yes, but I found it in the box, and the laws of maritime salvage clearly state that the finder of a sunken treasure is the owner of the treasure.
Yani evet, ama kutuda bulan ben oldum ve korsancılık yasaları da açıkça der ki batmış hazineyi bulan kişi, hazinenin sahibidir.
I beg your pardon? Well, now, you still have that warehouse Over there for storage, and I was the one who found it.
Hala depoyu kullanıyorsunuz arabalar için ve depoyu bulan da bendim.
I-I think I found her, and then it turns out it's not her.
Onu bulduğumu düşünüyorum ve sonra bir bakıyorum o değilmiş.
I told him either the money was here and somebody found it and took off or that school up and moved.
Ona paranın ya burada olduğunu ve birinin bulduğunu ya da okulun kalkıp gittiğini söyledim.
I've found a book and it's just the thing to catch your interest.
Bir kitap buldum ve tam da ilginizi cezbedecek bir şey. - Gerçekten mi?
I've only just found it, myself.
Bunu sadece ben üretiyorum. Bu bir sır mı?
Well, funny you should say that, because a long time ago I found this but I've never been able to figure it out.
Bunu söylemen ilginç, çünkü uzun zaman önce bunu bulmuştum. Ama ne olduğunu hiç anlayamadım.
Although I suspect we've found it.
Bulduk galiba.
I've found it in 1994, it was not completely unknown before but I recognized the site as a sanctuary site of the 10th millennium.
1994 yılında bulmuştum, tamamen bilinmeyen değildi ancak 10. bin yılın ibadethanesi olduğunun farkına vardım.
Funny story this Du.Ku story, it's not so popular but I found this story in a book about Sumerian gods and spirits.
Du.Ku hikayesi komik bir hikaye fazla popüler değil ama Sümer tanrıları ve ruhları hakkında bir kitapta buldum.
Because when I inspected it, I found too many entrances and exits.
Bankayı inceleyince, bir çok çıkış ve giriş olduğunu farkettim.
Now, I wish I could tell you that it was rare, and it's only found in one store in Manhattan, but unfortunately, it's common, and it has a lot of uses.
Bunun nadir bulunan bir boya olduğunu ve Manhattan'da sadece bir yerde satıldığını söylemek isterdim ama ne yazık ki bu çok kullanılan bir boya ve pek çok kullanım var.
I just find it curious that right after you've split up, he's found dead.
Ayrılmanızdan hemen sonra öldürülmüş olmasını ilginç buluyorum.
Found some batteries for my flashlight. I had to take it out of my... something.
El fenerinin pilleri bitmişti ve bende... şeyin pillerini aldım, ne olduğu önemli değil.
I found out that he and Santana were romantically involved and he lied to me about it.
Santana ile romantik manada ilişkisi olduğunu ve bana yalan söylediğini öğrendim.
I just found it on the floor and ran into you on the way to tossing it in the trash.
Yerde buldum ve tam çöpe atmak üzereyken sana rastladım.
The real tragedy here is that I found the most perfect spiritual song to sing this week, and now it's been torn away from me like Sophie's daughter.
Ve buradaki asıl trajedi,.. ... bu hafta söylemek için en mükemmel ruhani şarkıyı buldum. Ve şimdi Sophie'nin kızı gibi elimden koparıp alınıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]