I've got to go to work перевод на турецкий
140 параллельный перевод
I've got to go to work.
İşe gitmem gerekiyor.
Go on, I've got work to do.
Hadi git, işim gücüm var.
I've got to go to work.
Benim işim gücüm var be adam!
I got a terrible cold and a fever. I got to go to bed right after work.
Çok fena üşüttüm ve ateşim var.
I don't think I'll go, I've got some work to do.
Geleceğimi sanmıyorum, yapacak işlerim var.
I've got to get up and go to work in the morning.
Sabah kalkıp işe gitmem lazım.
Well, I've got to go to work at 12 : 00, so...
- Saat 12'de işe gitmem lazım, yani...
I've got to go. I've got some work to do.
gitmeliyim artık yapacak işlerim çıktı
I don't believe I've got the strength to go on with this work.
O'na güvenmiyorum. Benim bu işleri halledebilecek kuvvetim var.
I've got to go to work now, darling.
Şimdi çalışmaya gitmeliyim, sevgilim.
I've got to go to work.
Bekle!
I've got to go to work.
İşe gitmek zorundayım.
I've got to go to work.
İşe yetişmem lazım.
I've got to go to work.
İşe gitmeliyim.
I've got to go to work.
Benim işe gitmem gerek.
Wesley, I've got to go to work!
Wesley, işe gitmem gerek!
And I've got to go to work.
Ve işe gitmem lazım.
- No, I've got to go home and work.
Kabaraye geliyor musun? Geleceğimi sanmıyorum, çalışmam gerekiyor.
You've got to go to work soon, and I'm getting psychotic from lack of REM sleep.
Hepsi beni izliyor. 60 saatlik çalışma haftasını hiç duydun mu? Bir kaç saat içinde işe gitmen gerek.
I can't go to work, I've got the chickenpox.
İşe gidemem, suçiçeği döküyorum.
- I've got to go to work.
- İşe gitmem gerekiyor.
I've got to get ready to go to work.
İş için hazırlanmalıyım.
Bea I've got to go to work.
İşe geç kalıyorum B.
I've got to go to work.
İşe gitmem gerek.
- I've got to go back to my work, earn my bread, they'll worry.
Ben dönüyorum. İşimize, ekmeğimize bakalım Altan. - Merak ederler.
- I've got to go back to work. - Mm-hm.
İşe geri dönmem lazım.
Oh, Mickey My goodness, I've got to go to work
Oh Mickey. Aman Tanrım. İşe gitmeliyim.
Honey, she's got to go to school and I've got to go to work.
Hayatim, o okula gitmek zorunda Ve ben ise gitmeliyim
I've got to go to work!
- İşe gitmem lazım.
But I've got to go to work.
- Tabii, nasıl isterseniz.
I've got to go to work, are you coming?
İşe gitmem gerekiyor, geliyor musun?
Know it's on very short notice, but I've got to go to work.
Aniden haber verdim, biliyorum ama işe gitmeliyim.
I'VE GOT TO GO TO WORK, THEY NEED ME.
İşe gitmem gerek, bana ihtiyaçları var.
- I've got to go to work.
- İşe gitmem lazım.
No, I got to go to work, man, and so do you.
Hayır, işe gitmem gerek, adamım ve senin de.
I had a broccoli and asparagus casserole planned for you and me, right there in front of the TV, and we're not going to be able to do that either,'cause I got to go in to work.
Bende aslında seninle televizyon... karşısına geçip, brokoIi ve kuşkonmazlı güveç... yemeyi çok isterdim. Ama bu gece çok iş var. Çalışmam lazım.
I've got to go to work.
İşe dönmeliyim
- I've got to go to work.
- Ama-- - İşe gitmeliyim.
I'm at Steve's, and he had to go to work... and I got stuck helping him make 20 cupcakes... for his girlfriend's birthday.
Steve'in oradayım ve işe gitmesi gerekti. Sevgilisinin doğum günü için ona 20 kek yaparken takıldım.
- No, Rory and I've got to go to work.
- Hayır, Rory'le işe gitmemiz lazım.
It's fucking Sunday and I've got to go to fucking work in four fucking hours because every other fucker is fucking ill!
Lanet olası Pazar ve dört saat sonra kahrolası işe gitmeliyim çünkü diğerleri hasta!
I've got to go to work on him now, stop him opening you up.
Şimdi onunla iş yapmam gerekiyor, karnını deşmesini engelle.
I've got to go work.
İşe gitmeliyim.
I've got to go back to work.
İşe dönmem lazım.
Now, I've got to go to work.
Şimdi, işe gitmek zorundayım.
Let me keep him when you go to work, that way you ain't got to worry about him and I ain't got to worry about him.
Bırak işe gittiğinde ona ben bakayım. Böylece onun için endişelenmene gerek kalmaz ve ben de endişelenmem.
- I've got to go to work.
- İşe gitmeliyim.
Come on. I've got to go to work.
Hadi.İşe gitmeliyim.
I know how these things work, with adrenaline and hormones, and by all accounts, you got every right to just deck me and just tell me to go to hell.
Ben fen öğretmeniyim, bu işlerden biraz anlarım. Adrenalin ve hormonlar...
I'm sorry, sweetie, i've got to go to work.
Üzgünüm, tatlım, işe getmem gerekiyor.
There. I've got his work number, his home number, uh, place where he likes to go have a drink.
İşte, iş numarası, ev numarası, içmeye gittiği yerin adı.