Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I've seen that

I've seen that перевод на турецкий

5,009 параллельный перевод
I don't think I've seen you this perky since you dragged me to see Miss Congeniality, and that was a very long time ago.
Beni Güzel Dedektif'i izlemeye sürüklediğin zamandan beri seni bu kadar neşeli görmemiştim. - Üstelik bu uzun zaman önceydi.
That is the- - Hands down- - the sexiest troll I've ever seen.
Hiç şüphesiz ki bu şimdiye kadar gördüğüm en seksi trol.
Uh, no. I've never even seen something like that before.
- Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
Honestly though, I've seen you change, and every month, you hum and haw and hiss and pooh-pooh on it, and it really doesn't seem that bad.
Dürüst olmak gerekirse seni dönüşürken gördüm ve her ay bunun hakkında dırdır edip duruyorsun hem bence o kadar da kötü değil.
Guess I should've seen that coming.
Sanırım bunun olacağını tahmin etmeliydim.
I've never seen anything like that.
Bunun gibi bir şey hiç görmemiştim.
I pointed out to him what I had seen and suggested that I could be useful to this operation.
Ben ona gördüklerimi anlattım ve bu görevde işe yarayabileceğimi söyledim.
I see you have a look on your face that I've seen before.
Yüzünüzde daha önce aşina olduğum bir ifade var.
I've seen a lot of things. Never anything like that.
O kadar şey gördüm ama böylesini görmedim.
Yeah, I think I've seen that written around.
Evet, sanırım bunun etrafta yazıldığını gördüm.
That's where I've seen Janine. Saw a photo of her and Emily in Emily's dorm, but she had red hair.
Janine'i görmeye gittiğimiz yerde onun ve Emily'nin yurtta çekilmiş fotoğraflarını gördüm ama saçı kızıldı.
I've seen the way that you look at his arse.
Onun poposuna bakışını gördüm.
I've seen soldiers, men trained to kill, look their enemy in the eye and freeze up on the battlefield, a hesitation that usually cost them their lives.
Ben askerlerin, öldürmek için eğitim almış kişilerin savaş alanında düşmanının gözünün içine baka baka donup kaldıklarını gördüm. Bu tereddüt genelde onların hayatlarına mal oluyor.
Maybe I've seen enough to know that I won't make a difference.
Belki de bir fark yaratamayacağımın farkına vardım.
I've never seen anyone go into a hole like that.
İlk defa birisinin öyle donduğunu gördüm.
I've never seen him like that before.
Onu daha önce böyle hiç görmemiştim.
That's the highest grade I've ever seen.
Gördüğüm en yüksek oran.
Yes, I do, and you've already seen that I do.
Evet koyarım ve bunu yaptığımı sen de gördün.
Guess I've Just never really seen myself as being that ambitious.
Sanırım ben hiçbirzaman kendimi bukadar hırslı görmedim Neler yapıyosun?
I've never seen a bow like that.
Daha önce böyle bir yay görmemiştim.
I've seen many a hunter stalk its prey, and that beast was coming for you.
Avını izleyen avcıları çok gördüm. Bu yaratık kesinlikle senin için geliyordu.
I've never seen a bite like that before.
- Daha önce böyle bir ısırık görmemiştim.
- I've seen you look at the women... in those leggings that they wear around... that looks like their ass is sculptured out of granite, except... they do... the slishy-sloshy.
- Evet. - Etrafta o taytlı kadınlara baktığını gördüm. Kalçaları granitten yapılmış gibi duruyor fakat böyle sallanıyorlar.
My who twelve years of doing this, I've never heard or seen anything quite like that.
Onca yıldır bu işi yapıyorum böylesini ne gördüm ne de duydum.
I've ever seen and I really really mean that.
Böylesini görmemiştim, çok ama çok ciddiyim.
I've never seen that movie.
O filmi hiç görmedim.
You might be the smartest and hottest woman that I've ever seen.
Hayatımda gördüğüm en zeki ve çekici kadın olabilirsin.
( Penny clinks ) That's just about the saddest game of penny can I've ever seen.
Bu hayatımda gördüğüm en hüzünlü Penny Can oyunu.
I've never seen it glow like that.
Daha önce bu şekilde parıldadığını görmemiştim.
Well, I've seen it from the front row, up close and personal, and I'm not about to walk back into that because some whack-job blonde tells me to.
Bizzat ben şahit oldum kişisel olarak ve yakından, bu yüzden çatlak bir sarışın söylüyor diye oraya gitmeyeceğim.
Yes, I've seen where that hand's been.
Tabii, o eller az önce neredeydi gördüm.
I mean, I've seen people do that before.
Daha önce bunu yapanları gördüm.
I've seen that look before.
O ifadeyi daha önce de görmüştüm.
I know that sounds a little weird and creepy, but I've never seen one in real life.
Bu biraz tuhaf ve ürkütücü geliyordur biliyorum ama daha önce hiç bunlardan bir tane görmemiştim.
This is not the first time that I have looked in my girl's eyes and seen something different.
Gözlerimin içine baktığı ve farklı bir şey görmüş olmam, bu ilk kez değildi.
I've never seen anyone fight like that.
Kimsenin böyle kavga ettiğini hiç görmemiştim.
I've never seen magic do that.
Daha önce hiç böylesini görmedim.
You should've seen me. They used to call me the White Cheetah on account of the fact that I was so fast.
Çok hızlı olduğum için bana Beyaz Çita derlerdi.
So much so that I've seen all of her movies...
Hem de çok.
That's the highest temperature I've ever seen.
Gördüğüm en yüksek değer.
I've never seen anything like that in my life.
- Hayatım boyunca böyle bir şey görmedim.
They're tissue test results from a stem-cell line, one that I've never seen before, and they are...
Bir kök hücre dizisinden alınmış doku testi sonuçları. Daha önce hiç görmemiştim. Ve bu dokular...
♪ the cutest that I've ever seen ♪
# Gördüğüm en güzel Kadın yap onu düşlerimde #
Come on, Hatch, I've seen your proof before. That old woman from Lebanon?
Hadi ama Hatch daha önce de kanıtın vardı.
That is the most symmetrical fetus I've ever seen.
Bu gördüğüm en simetrik fetüs.
I've seen where that double life can lead.
Çifte hayatın nereye doğru gidebileceğini gördüm.
I've seen that a signal can be detected no matter how secret it is.
Ne kadar gizli olursa olsun bir işaretin fark edilebileceğini gördüm.
Oh, man, I've never seen nothing like that before. This dude came just out of nowhere.
Ah, dostum, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
That's the first time I've seen him since my dad died and he didn't even bother to come to the funeral.
Babam öldüğünden beri bu onu ilk görüşümdü. ve cenazeye gelme zahmetinde bile bulunmadı
Well, I've been doing this for a long time, Doug, so I'm immune to, uh, the transference effect myself, but I have seen other men in that small, confined space.
Ben bunu uzun zamandır yapıyorum, Doug. Yani ben, bu transferans etkisine bağışıklık kazandım. Ama diğer erkekleri bu küçük, sınırlı boşlukta gördüm.
I've seen the world, and I'm sure now more than ever that I belong with you.
Dünyayı gördüm ve şundan hiç emin olmadığım kadar eminim. Ben sana aidim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]