I came to find you перевод на турецкий
229 параллельный перевод
- Don't do this, I came to find you.
- Dur, yapma, seni bulmaya geldim.
That's why I came to find you.
Seni de bu yüzden arıyordum.
When I came to find you and you weren't in your room,..... I got scared that something had happened.
Seni bulmaya geldiğimde ve odanda bulamadığımda, başına birşey gelmiş olabileceğinden korktum.
I came to find you
Seni bulmak için geldim.
I thought you came in search of good farming lands and that you wanted to find some way that our peoples could live together and mutually benefit.
Benim gibi. İyi tarım arazileri bulmaya geldiğini düşünmüştüm halklarımızın bir arada yaşamasının ve herkesin faydasına olmasının bir yolunu bulmak istediğini sanmıştım.
But, Pascualito, I came to find out how you are.
Ama Pascualito, durumunu öğrenmek için geldim.
I came to see you this afternoon to find out about...
Bugün öğleden sonra seni görmeye gelmiştim.
Now, listen to me, you son of a gun, you won't understand a word of what I'm going to say, but I came to Berlin to find a rat, and I found two of the grandest people I've ever met.
Şimdi beni iyi dinle anasının gözü. Birazdan söyleyeceklerimden hiçbir şey anlamayacaksın ama... Berlin'e bir haini bulmaya geldim ama şimdiye kadar karşılaştığım en asil insanları buldum.
When I came here to this town to find a man, I hadn't counted on you.
Buraya birini bulmaya geldiğimde sana güvenmedim.
I came to you hoping to find out something about your husband, about his connections.
Kocan ve onun bağlantıları hakkında bir şeyler öğrenmek umuduyla sana geldim.
What I really came over for was to find out what you know about a kid that used to fight under the name of Lee Kawolsky.
Buraya gelmemin asıl sebebi Lee Kawolsky adıyla dövmüş olan Biri hakkında bilgi toplamak.
I just came to find out if you could.
Ben de bunu öğrenmeye gelmiştim zaten.
- I came out here to find you.
- Buraya sizi bulmak için geldim.
You came to find out if I'd made the charge.
Buraya tüm bu olup bitenin benim başımın altından çıkıp çıkmadığını öğrenmeye mi geldiniz?
Count Romero, I know you came to America to find out all about us, about Louise's family.
Kont Romero, Amerika'ya Louise'in ailesini tanımak için geldiğinizi biliyorum. - Hayır, hayır hanımefendi.
I came all the way from Catania to find out what you intend to do.
Onca yolu niyetinin ne olduğunu öğrenmek için geldim.
I came to find out how you are.
Nasıl olduğunuza bakmak için geldim.
I merely came to find out if you've analyzed my dream.
Rüyamla ilgili fikrinizi duymak için geldim sadece.
Sorry, I only ask because I find it strange... that you came to this specific place to write your books.
Kusura bakmayın, sadece kitap yazmak için ta buralara kadar gelmeniz çok tuhafıma gitti de, o yüzden soruyorum.
Your wife came to find you Professor, I have been entertaining her.
Eşiniz buraya sizi bulmaya geldi, Profesör,
And I came to have a look at you and find out what this is all about.
Burada ne yaptığınıza bakmaya geldim.
My girl keeps talking about some beauty queen and I think, she is young, you know, inexperienced, somebody might get the better of her, so I came to ask... to see... well, just to find out what it's all about.
Kızım yarışmadan bahsetti ama,... o çok genç, yani deneyimsiz, birisi ona göz kulak olsa iyi olur, ben de burada ne yaptığınızı görmek ve olan biteni anlamak için geldim.
I came here to find out why you stayed and fought.
Neden kalıp savaştığını anlamak için geldim.
But don't you see, I came here to find a new job.
Ama ben buraya yeni bir iş için geldim.
After Mrs. Flynn called to say you'd gone to New York... I came in here to find the assignment chart.
Bayan Flynn, New York'a gittiğini söylemek için aradıktan sonra... buraya görevlendirme çizelgesini bulmaya geldim.
If you... if you check my personal index you'll find that long before I came to Alpha my name my name was Queller.
Eğer... kişisel dosyama bakarsanız, Alfa'ya gelmeden çok önce... adımın... benim adım Queller'di.
Since I could not find him, I would be most grateful if you could say to him I came.
Onu gördüğünüzde geldiğimi söylerseniz çok memnun olurum.
As the meeting of professional collegium is tomorrow, I came to find out is it you arranged with language teacher that a boy should take the written exam.
Uzman meslektaşlarımla toplantı yarınken, çocuğun yazılı sınav alması için... yabancı dil öğretmeniyle birlikte planlama yaptığınızı öğrendim.
If I do find you, I'm going to execute a perfect 180-degree turn and head out the way I came in.
Eğer seni bulursam, tam olarak 180 derecelik bir dönüş yapacağım ve geldiğim yöne doğru gideceğim.
you are the one i came to find is that so?
Sen bulmaya geldiğim kişisin. Öyle mi?
Look, mate, you had to find out sooner or later and I'd just rather it came from me, that's all.
Er ya da geç öğrenecektin, benden duymanı istedim.
I came to Queens to find you.
Queens'e de seni bulmak için geldim.
I came to Naples, but... didn't find you.
Napoli'ye geldim, ama seni bulamadım.
I came a long way to find you.
Sizi bulmak için çok uzun yoldan geldim.
And I came back to find those caribou, whether you believe me or not.
İster inan ister inanma o ren geyiklerini bulmak için döndüm.
Mr. Bundy, I know you're gonna find this hard to believe but I came by to apologize for the way I treated you at the lodge.
Bay Bundy, biliyorum ilk başta inanmakta güçlük çekeceksiniz ama ben buraya size yaptıklarımdan dolayı özür dilemeye geldim.
No, you came a long way to find out why I had stopped writing and you deserve an answer.
Hayır, neden yazmayı bıraktığımı öğrenmek için uzun yoldan geldin ve cevabını hak ediyorsun.
You came here to find out what I do? I thought you came here because of the problems with the women.
Ben kadınlarla olan sorunların için geldin sanıyordum.
I just came home to find you and gorilla boy in your birthday suits.
Benim tek yaptığım gece yarısı eve gelmek ve seni ve bay gorili, doğum günü kıyafetlerinizle görmekti.
You're mad he's alive, you're mad I tried to find him, and you're mad I came back.
yaşadığını düşündüğüm için kızgınsın, onu aradığım için kızgınsın, ve döndüğüm için kızgınsın.
I came to see if you had taken care of things, and what do I find?
İşi hallettinizmi diye bakmaya geldim ve neyle karşılaştım?
I came out to find you.
Sana bakmaya gelmiştim.
When your grandfather got in trouble with the Communists, I came back. You must try to find joy in your life.
Yaşamını renklendirecek şeyler bulman gerek.
She got away. I came by to find out if you'd heard from her.
Belki siz bir haber almışsınızdır diye uğradım.
You came here because you thought I'd discovered a cure and you wanted to destroy it. But first you'd have to find it in my lab.
Buraya geldin çünkü tedaviyi bulduğumu sandın ve onu yok etmek istedin, tabii öncesinde onu bulman gerekiyordu.
That's why I came back to find you a new home.
Sana yeni bir ev bulmak için geri döndüm.
Oh, I didn't come to find you. Only came for the atmosphere.
Senin için gelmedim, Ortam güzel diye.
I see, you came here to find out if I was crazy?
Anlıyorum, buraya deli olup olmadığımı görmeye geldiniz.
I came here to find you.
Sizi bulmak için geldim.
Ryan, I came because I have something to tell you, and it's something I think you're gonna find impossible to understand.
Ryan, sana bir şey söylemem gerektiği için geldim, ve bunu anlamanın senin için imkânsız olduğunu biliyorum.
I came all this way to find you.
Tüm yolu seni bulmak için geldim.