I came to say good перевод на турецкий
134 параллельный перевод
I came to say good-bye.
Hoşça kalın demeye geldim.
I came to say good-bye.
Sana veda etmeye geldim.
I came to say good-bye to my friend.
Dostumla vedalaşmak için geldim.
I came to say good-bye too.
Ayrıca da hoşça kal demeye geldim.
I came to say good-bye, as sentimental as that may sound.
Sadece bir "hoşça kal" demek için uğramıştım.
I came to say good-bye.
Hoşça kal demeye geldim.
I came to say good-bye.
Elveda demeye geldim.
I came to say good-bye.
Veda etmeye geldim.
- I came to say good by.
- Elveda, Madam. - İçeri girmenize kim izin verdi?
I came to say good night, Rik. Good night.
- İyi geceler dilemeye geldim Rik.
I came to say good-bye. I have to go.
Size elveda demeye geldim...
I came to say good-bye, Aunt Ida.
Vedalaşmaya geldim, lda Hala.
Dawn, I came to say good-bye to you.
Dawn, hoşçakal demek için geldim.
I came to say good-bye, Richard.
Hoşçakal demek için geldim Richard.
This is "I give up." I came to say good-bye.
Bu "pes ediyorum" demek. Veda etmeye geldim.
I may never see her again, so I came to say good-bye.
Onu bir daha göremeyebilirim, bu yüzden veda etmeye geldim.
I came to say good-bye.
Vedalaşmaya geldim.
I came to say good-bye.
Hoşçakal demeye geldim.
I don't have much to say since I heard you did a good deed... but ever since Bang Shil came into the picture, you're doing things that you never used to do.
İyi bir şey yaptığın için fazla bir şey söylemeyeceğim ama Bang Shil geldiğinden beri normalde yapmayacağın şeyler yapıyorsun.
I'm sorry to intrude, but I'm leaving for the Sahara in the morning and I just came to say good-bye
Böldüğüm için özür dilerim. Sabah Sahara'ya doğru yola çıkıyorum. Sadece hoşça kal demeye gelmiştim.
I came to say good night.
İyi geceler demeye geldim.
We didn't say good-bye the other night, so I came to say hello
Geçen gece elveda edemedik, o yüzden bir merhaba demeye geldim.
I came to your room to say good-bye... to tell you that someday I'd be back for you... that I'd think about you and that I'd write...
Odana seninle vedalaşmak için gelmiştim bir gün senin için geri döneceğimi söyleyecektim ve seni düşüneceğimi sana mektup yazacağımı.
- I came to say good-bye.
Hoşçakal demeye geldim.
I just came to say good night.
İyi geceler demeye geldim.
Mr Eastman was good enough to say that if I came through here, he might find some place for me.
Sağ olsun, Bay Eastman buraya gelecek olursam, bana bir iş ayarlayabileceğini söyledi.
You never used to be afraid when I came through there to say good night.
Korkmana gerek yok, bana iyi geceler demek için geldiğin yerden geldim.
I came to say how good you were last night, but forget it!
Dün gece ne kadar iyi olduğunu söylemeye gelmiştim ama boşver!
I just came to say good-bye.
Sadece elveda demek için geldim.
Because if that time ever came... I'd have to say good-bye to you, wouldn't I?
Çünkü o zaman geldiğinde... sana hoşçakal demek zorundayım, değil mi?
Jenny, I just came up to say good...
Jenny, hoşçakal demek için...
Only came to say good bye, father, I'm off tomorrow.
Sadece hoşça kal demek için geldim baba, yarın gidiyorum.
In fact, uh, I, uh, I just came over - to... say good-bye.
Buraya eh ben sana hoşça kal demeye geldim.
I just came to say good-bye.
Buraya veda etmeye geldim.
I just came to say good-bye.
Hoşçakal demeye geldim.
I went upstairs to say good night to the children, and when I came down 1 5 minutes later,
Ben çocuklara iyi geceler dilemek üzere üst kata çıkmıştım ve 15 dakika sonra geldiğimde
Charlie, I just came to say good-bye.
Charlie, vedalaşmak için geldim.
Uh, you don't have to worry. I just came to say good-bye.
Endişelenmene gerek yok, veda etmeye geldim.
I just came in to say good night.
İyi geceler demeye geldim.
There's nothing that I can say that'll make what I did all right. I know that, but I need you to know that it came from someplace good.
Yaptığım şeyin doğru olduğunu söyleyecek değilim ama kötü niyetimin olmadığını bilmeni istiyorum.
I just came to say good-bye.
Sana veda etmeye geldim.
Every meal, there he was at my ear and I was.... That last night he came to say good-bye and I started crying.
Her yemekte yanıma gelirdi.... son gece yanıma hoşçakal demeye geldi ben ağlamaya başladım.
I just came to say good-bye.
Sadece... veda etmeye geldim.
- I just came to say good-bye.
- Sadece güle güle demek için geldim.
I just came to say good night.
Sadece iyi geceler demek istedim.
I just came to say good-bye.
Vedalaşmaya geldim.
I remember that last evening, when all the cousins and all the aunts came to say good-bye.
Kuzenlerim ve teyzelerimin veda için geldiği son akşamı hatırlıyorum.
When it came to say good-bye to the Cohens I realized for the first time, I think, consciously that they had loved me, especially Percy because he was in tears, and I'd never seen him cry I'd never seen him cry before.
Cohen'lere veda etme vakti geldiğinde sanırım ilk kez bilinçli olarak fark ettim ki onlar beni seviyordu, özellikle de Percy çünkü ağlıyordu ve onun ağladığını hiç görmemiştim ağladığını hiç görmemiştim.
- I just came in to say good night.
- İyi geceler demek için geldim.
I don't want to bug you, I just came in here to say good luck.
Seni rahatsız etmek istemiyorum. İyi şanslar dilemeye geldim.
I just came back to say good-bye... to my wife and children.
Sadece karıma ve çocuklarıma, hoşça kal demek için gelmiştim.