I can't say i'm surprised перевод на турецкий
140 параллельный перевод
I can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
I can't say that I blame you, but I'm quite surprised.
Seni suçladığımı söyleyemem, ama çok şaşırdım.
I can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemeyeceğim.
No, well, I can't say I'm very surprised.
Çok da şaşırdığımı söyleyemem.
- Can't say I blame him. You know, I'm surprised the Decepticons, haven't tried to rescue him.
Bu anahtar senin için değil.
I can't say that I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Well, sir, I can't say I'm surprised, and now I'll be running along.
Şey, efendim, şaşırdım diyemem, ve artık gitmem gerekiyor.
But I can't say I'm surprised, the way things are around here.
Ama şaşırdığımı söyleyemem. Bu çevrede işler çok kötü.
- Can't say I'm surprised.
- Şaşırmadım. - Ciddi misin?
I can't say I'm surprised about that, either.
Buna da şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Both, actually. I can't say I was surprised when he disappeared.
Ortadan kaybolmasına çok da şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say I'm surprised you didn't go through with your little hex.
Küçük büyüne devam etmediğine şaşırdığımı söylemeliyim.
I can't say that I'm surprised.
Şaşırmadığımı söyleyebilirim.
I suppose..... I can't say I'm surprised.
Aslında şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say that I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Well, I can't say I'm surprised.
Evet... Pek şaşırdığımı söyleyemem.
But I can't say I'm terribly surprised.
Ama bu benim için kötü bir sürpriz oldu diyemem.
Well, I can't say I'm altogether surprised.
Pek şaşırdığımı söyleyemem.
I can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyliyemem. Merak etmeyin.
Can't say I'm surprised.
Sürpriz oldu diyemem.
I can't say I'm surprised.
Buna şaşırdığımı söyleyemem.
- I can't say I'm entirely surprised.
- Çok şaşırdığımı söyleyemem.
- I can't say I'm too surprised.
- Şaşırdığımı söyleyemeyeceğim.
I can't say as I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Though I can't say I'm surprised.
Ama şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say I'm surprised, but I'm so sorry.
Şaşırdığımı söyleyemem ama çok üzüldüm.
Can't say that I'm surprised.
Şaşırmadım pek.
Well, I can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
- I can't say I'm surprised.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say I'm surprised.
Şaşırdım diyemem.
- Can't say I'm surprised.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
- Can't exactly say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say I'm surprised she's already fallen for you...
Kadının sana şimdiden vurulmasına şaşırdığımı söyleyemem...
Look, I can't say that I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Can't say I'm surprised I wasn't invited.
Davet edilmediğime şaşırdığımı söyleyemem.
Chloe, I can't say that I'm surprised that you're celebrating here.
Chloe. Seni burada kutlamada görünce, şaşırdığımı söyleyemem.
Though I can't say I'm surprised.
Gerçi, şaşırdım da diyemem.
I can't say I'm surprised.
Pek de şaşırmadım.
Can't say as I'm surprised, of course.
Şaşırdığımı söyleyemem tabi ki.
Can't say I'm surprised, though.
Şaşırdığımı söyleyemem.
I'm - I'm concerned but, gosh, I can't say that I'm surprised.
Ben - ben endişeleniyorum ama, uf, beni şaşırttığını söyleyemem.
Well, i can't say i'm entirely surprised.
Aslında çok şaşırdığımı söyleyemeyeceğim.
Well, I can't say I'm surprised to hear that, but I don't think they can offer you what Tampa can offer you.
Bunu duyduğuma şaşırdığım söylenemez ama Tampa'nın önerdiği teklifi verebileceklerini sanmıyorum.
Look, I'm not a racist... but I can't say I was surprised when I heard what you did to that girl.
Bak, ben ırkçı değilim ama o kıza yaptıklarını duyduğumda pek de şaşırdığımı söyleyemem.
I'm surprised by the number response to my story and if you can help someone, I'm happy.
Ben sayısı şaşırdım benim hikayem yanıt ve sen, biri yardımcı olabilir Ben mutluyum.
can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
Yeah, I can't say I'm surprised, though.
Evet, ama şaşırdığımı söyleyemem.
I can't say I'm not completely and incredibly surprised.
Çok şaşırdığımı söyleyemem.
- Can't say I'm surprised.
Şaşırdığımı söyleyemem.
I can't say I'm entirely surprised!
Şaşırdığımı söyleyemeyeceğim.