Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I can't see them

I can't see them перевод на турецкий

415 параллельный перевод
You may not know what it's like since you can't hear them or see them but I'm so terrified.
Onları görüp duyamadığın için bilmiyorsun ama beni çok korkutuyorlar.
I can see ghosts... but I can't call them out.
Hayaletleri görebiliyorum ama onları çağıramıyorum.
I can't see them anymore.
Artık onları göremiyorum.
He says that I can't see the children because it makes them so nervous and so upset.
O, çocuklarla görüşemiyorum çünkü bu çok kaygı ve üzüntü verici oluyor, diyor.
I don't see how you can use them all.
Hepsini nasıl takabiliyorsunuz anlamıyorum.
Since the Spaniards have been thoughtless enough to sink our craft... I'll see if I can't persuade them to lend us one of theirs.
İspanyollar gemimizi batıracaklarını düşünüyorken onlardan bir gemi almaya onları ikna edebilecek miyim, göreceğiz.
He's gonna see them at 10 : 00, and I can't warn them, I don't know them.
Onlarla 10'da buluşacak. Onları uyaramam, tanımıyorum.
If they can't see us any better than I can see them, we're okay.
Bizi göremezlerse bir şey yapamazlar.
I can't see George, but we've got to get Baby away from them.
George'u göremiyorum ama Bebeği onlardan almak zorundayız. Olmaz.
Then I'll see to it that you can't go out to them.
Bunu göreceğim, dışarı gidemezsin.
Can't I see them, Miss Terry?
Onları görebilir miyim Bayan Terry?
I can't believe them when i see you.
Seni görünce bunlara inanamam.
Promise you won't sell them right away, so I can come see them now and then.
Onları hemen satmayacağınıza söz verin böylece ara sıra onları görmeye gelirim.
I can't wait to see them in their natural habitat.
Onları doğal ortamlarında görebilmek için sabırsızlanıyorum.
Things can be right in front of my nose, and I can't see them.
Burnumun dibindeki şeyleri bile.
I own 100,000 acres and I can't see more than 10 of them.
40.000 hektar toprağım var ama 4 hektarını ancak görebiliyorum.
- I can't see them.
- Şamandıraları göremiyorum.
But now, this sheriff of yours now, of course, I don't wanna say nothing agin him but if you got any mutts around you wanna get rid of just take them over to his place to see if he can handle the job.
Ama şimdi, şu Şerifinize dönersek ki elbette onun aleyhine bir şey söylemek istemem ama çevrenizde kurtulmak istediğiniz itler varsa niçin onun evine götürüp, bununla baş edebiliyor mu diye bakmıyorsunuz.
I can't wait to see them.
Görmek için sabırsızlanıyorum.
As far as I can see, those fellows could walk right through that door and you wouldn't know them huh.
Buraya gelseler bile onları tanıyamazsın.
I CAN ALMOST SEE THOSE WOLF PACKS- - ISN'T THAT WHAT YOU CALL THEM?
Şu Kurt Sürülerini görebilecek gibiyim, öyle deniyordu değil mi?
I have here in my pocket - and thank heaven you can't see them - lewd, dirty, obscene... And I'm ashamed to say this. ... French postcards.
Ceketimin cebinde tanrıya şükür ki siz göremiyorsunuz ahlak dışı, iğrenç, açık saçık bunu söylediğim için utanç duyuyorum..... Fransız kartpostalları var.
- I can't see them anymore!
- Onları göremiyorum artık?
I can't see them from here, sir!
Onları buradan göremiyorum efendim!
I don't see why we Just can't go and tell them what we know.
Neden gidip bildiklerimizi anlatmadl § ; lmlzl anlamlyorum.
Can't you see I'm in a hurry? What do you think of them, Papa?
Çekilin yoldan, acelem olduğunu görmüyor musunuz?
I can't see Doc Dedham hiding them like they were something to be ashamed of.
Dr Dedham onları saklamaz utanılacak bir şeymiş gibi.
I can't see without my glasses... and I got to get them back.
Gözlüğüm olmadan göremiyorum... ve onu onlardan geri almalıyım.
Even if I can't see the fireworks, I love just hearing them go off.
Eğere havai fişekleri görebilsem bile, Sadece onların uzaklaşmasını severim.
I can't see them.
Görüşemeyiz.
How can I shoot them if I can't see them?
Görmezsem nasıl ateş ederim?
I'm somehow able to see them suffer... and I can't just sit here
- Untranslated subtitle - - Untranslated subtitle -
- I can't see anything without them.
- Onlar olmadan hiçbir şey göremiyorum.
I can't wait to see them!
Görmek için sabırsızlanıyorum!
- I can't see them.
- Onları göremiyorum. - Onları duyuyorum.
I'll see you there in an hour Why can't I just throw them away?
Bir saate orada görüşürüz. Onları niçin atıp kurtulamıyorum?
I can't see where I marked them.
Koyduğum işaretleri göremiyorum.
I can see them but I can't see you.
Onları görüyorum ama sizi göremiyorum.
I can't see them.
Onları göremiyorum.
I can't see without them.
Onsuz göremiyorum.
I can't wait to see the expression on my kids'faces... when I tell them.
Onlara söylediğimde, çocukların yüzündeki ifadeyi... görmek için sabırsızlanıyorum.
I can't see them.
Onları Göremiyorum.
I can see you don't see them!
Görüyorum ki siz de görmüyorsunuz!
I can't see how I could possibly present them to my partners
Bunları partnerlerime nasıl açıklayacağımı bir türlü kestiremiyorum.
I can't see them today.
Onları bugün göremeyeceğim.
Thinking back... When I think back, I can see them so clearly now corners that I didn't turn.
Geçmişe baktığımda bir türlü dönemediğim o köşeleri, yeniden düşündüğümde çok net olarak görebiliyorum.
And I look at my eyes in the mirror sometimes... but I can't see anything behind them.
Bazen aynada kendi gözlerime bakıyorum ama arkalarında bir şey göremiyorum.
You know, I just don't see why some people can't be grateful... if other people try to help them.
Pekala, oyun bitti.
I can't see why he couldn't have got away from them at some point... but he was so gullible.
Onlardan niye kurtulamıyordu bilemiyorum. Çok saf biriydi.
I see the words, but I can't believe them.
Sözleri görüyorum, ama inanamıyorum.
We simply want to see what's between your legs. I can't take them off.
Sadece bacaklarının arasındakini görmek istiyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]