I did it all for you перевод на турецкий
137 параллельный перевод
I did it all for you, and you don't care.
Hepsini senin için yaptım ama senin umurunda bile değil.
I did it all for you.
Senin için her şeyi yaptım.
Why, baby, I did it all for you!
Neden, bebeğim, senin için yaptım her şeyi!
I did it all for you.
Her şeyi senin için yaptım.
i admit that the séance was a cruel trick, but i did it all for you.
İtiraf ediyorum, çok zalim bir numaraydı. Ama herşeyi senin için yaptım.
I did it all for you.
Ben hepsini senin için yaptım.
And I did it all for you.
Ve hepsini senin için yaptım.
I did it all for you, and all for nothing...
Her şeyi senin için yaptım.
I did it all for you... to have you be spared - - why are you acting like this!
Herşeyi senin için yaptım. Serbest kalman için- - Neden böyle davranıyorsun?
I did it all for you because I love you.
Her şeyi, senin için yaptım. Çünkü seni seviyorum.
But Marge, I did it all for you.
Ama Marge, hepsini senin için yaptım.
Just remember, I did it all for you.
Unutma, hepsini senin için yaptım.
I did it all for you.
Ben ne yaptıysam, senin için yaptım.
Don't you see I did it all for you?
Bunların hepsini senin iyiliğin için yaptığımı anlamıyor musun?
- I did it all for you.
- Senin için her şey yaptım.
I only did this for you, so you'd realize it was all over between us.
Bunu aramızda her şeyin bittiğini anlaman için yaptım.
You make it sound like goodbye. I did all I could for you.
Senin için yapabileceğimi yaptım.
I know, you did it all for me.
- Adrienne ~ Biliyorum, bunu benim için yaptın.
You. I did it all for you!
- Senden doğan acayip mahluk için mi yaptın?
Sometimes, it's unreal. "Oh Mr. Gaspard, " if only you knew what we did, what I did for the Resistance... " Go ahead, pal, tell me all about it.
Dehşet verici bulduğum şeylerden biri de Pétain destekçisi insanların çıkıp Direniş için ne yaptıklarını söylemeleri oldu.
After all, that's just what I did for you, isn't it? Hmm?
Ne de olsa ben de senin için aynı şeyi yapmıştım, değil mi?
- I did it all for you.
- Herşeyi senin için yaptım.
I assumed you meant that it might be all right if we were by ourselves for a while and did some thinking.
Bir süre yalnız kalıp biraz düşünmek iyi olur demek istedin sandım.
And I had to ask myself why you did that, and got charged for it and all, when you knew it was gonna rain.
Ve ben yağmur yağacağını bildiğiniz halde, bunu niçin yaptığınızı ve bu ve her şey için niçin para ödediğinizi kendi kendime sormam gerekiyordu.
All of you asked for it and I did it!
Hepiniz istediniz ve ben de yaptım!
I mean, did you feel it was all right for him to stop?
Yani, bırakmasının uygun olduğunu düşündünüz mü?
I raised you to be a chef, for all the good it did me.
Bana en çok faydası olan seni Aşçı olarak yetiştirdim.
I mean, did she stage it all for you and then go hide?
Demek istediğim, senin için birazcık oyun oynadı ve sonra da saklandı mı?
And I think you did it, of all things, for a woman.
Ve bence sen bunu, her şeyden çok, bir kadın için yaptın.
Did it ever occur to you that maybe I was doing that all for you?
Bu sana hiç, belki de hepsini senin için yapıyormuşum gibi görünmedi mi?
Well, I could, but you know, I get asked that all the time. And if I did it for you, I'd have to have to do it for everybody.
Ama bunu senin için yaparsam herkes için de yapmam gerekir.
You should have sung I Did ItAll For The Nookie, by Limp Bizkit.
Limp Bizkit'in "I Did It All for the Nookie" şarkısını söylemeliydin.
Now I know how you'd hold it against me for not telling you, but... did you ever think that maybe I did it... to protect you from it all?
Bunu sana söylememiş olmamı aleyhimde nasıl kullanacağını biliyorum, ama hiç, tüm bunları seni korumak için yapmış olabileceğimi düşündün mü?
I mean, all these chances you keep talking about... did it ever occur to you that maybe they were chances for her?
Yani, senin bahsettiğin tüm o şanslar belki senin ona verdiğin şanslar olamaz mı?
It all made sense in retrospect... but I can't tell you what it did for my self-esteem.
O zamanlar anlamlı görünmüştü... ama kendime güvenimi nasıl zedelediğini anlatamam sana.
If it's any consolation, you did all that I asked for.
Teselli olduğu ise, İstediğim tüm yaptı.
Everything you ever wanted to know about my past, my reasons for doing what I did - - it's all there.
Bilmek istediğin her şey, geçmişim, yaptığım şeyin nedenleri- - hepsi orada.
Did I tell you His Majesty has asked me to Buck House for lunch to tell him all about it?
Majestelerinin olan biteni anlatmam için beni Buck Evi'ne davet ettiğini söylemiş miydim?
I had a career and a future, but I gave it all up for you, and what did I get in return?
Bir kariyerim ve geleceğim vardı, hepsini sana verdim. Peki karşılığında ne buldum?
So I sent a web crawler through all of them looking for the names of the victims you gave me. Well, how many did that narrow it down to?
O yüzden, bana verdiğin kurban isimlerini içeren bir arama dosyası yolladım.
I had a career and a future, but I gave it all up for you, and what did I get in return?
Bir kariyerim ve geleceğim vardı. Hepsini sana verdim. Ve karşılığında ne buldum?
you did all this for your own enjoyment and didn't care what it would do to me, which is exactly why you and i could never work.
Bütün bunları zevk için yaptın. Bana ne olacağını umursamadın bile. İşte bu yüzden ilişkimiz yürümez.
All these years you've resented me for sending you away, but I did it to distance you from this curse.
Seni gönderdiğim için bana küstün. Ama bunu seni lanetten uzak tutmak için yaptım.
How did you deal with it for all those nights before I found out about your wife?
Karını öğrenmeden önceki tüm gecelerde nasıl dayandın?
- Why did you run? -'Cause when it all went to hell, I knew that Nicicould find some way to blame me for what happened.
Çünkü cehenneme de gitsem Nesic'in olanlar yüzünden bir yolunu bulup beni suçlayacağını biliyordum.
I owed it to you and to myself for what he did to me all those years ago.
Yıllar önce bana yaptıkları yüzünden, bunu sana ve kendime borçluydum.
I must admit, I did think it was a little queer, you traveling all this way for a croquet injury.
İtiraf edeyim, bunca yolu küçük bir kriket kazası için gelmeniz bana biraz garip göründü.
Despite all my warnings for you to reconsider... you looked me straight in the eye and you said... you wanted Hodges dead, to make it happen... and I did, and he's dead.
Tüm uyarılarıma rağmen gözlerimin içine bakıp, Hodges'ın öldürülmesini istediğini söyledin. Ben de yaptım ve öldü.
You should not divide it, after all I did for you?
Beni dışarıda mı bırakmak istiyorsun, sana bunca yardımı yaptıktan sonra?
How about I go home and I tell her right now that you did it all for money?
Hemen gidip, ona bütün bunları para için yaptığını söylememe ne dersin?
What you just did, it was an accident, and I think that there's a way for you to take it all back.
Az önce yaptığın bir kazaydı. Sanırım bunu geri almanın bir yolunu biliyorum. Ne?