Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I didn't mean to

I didn't mean to перевод на турецкий

7,859 параллельный перевод
And I know I should be used to it now, because everyone here makes fun of me all the time, but you didn't, and then you were mean to me for no reason.
Buna alışmam gerektiğini biliyorum çünkü herkes benimle dalga geçip duruyor ama sen öyle davranmıyordun ve sonra durduk yere acımasız davranmaya başladın.
I swear, we... we didn't mean for this to happen.
Yemin ederim, biz- - böyle olsun istememiştik.
I mean, I didn't want to not be smart.
Demek istediğim, akıllı olmamayı dilemiyorum.
- I didn't mean to freak you out.
- Niyetim seni korkutmak değildi.
Look, I didn't mean to hurt you, sweetheart.
Seni kırmak istememiştim canım.
I didn't mean to sound disparaging.
Küçük düşürücü konuşmak istemedim.
I didn't mean to presume.
Haddimi aşmak istememiştim.
I didn't mean to.
Atmak istememiştim.
I didn't mean to...
- Niyetim bu değildi...
I didn't mean to rape you.
Sana tecavüz etmeye çalışmamıştım.
Look, I didn't mean to blow you off.
Bak, öyle yapmak istememiştim.
- I didn't mean to show it to the girls, they just...
- Onlara göstermek istemiyodum, onlar...
I'm sorry, I didn't mean to interrupt your prayers.
Özür dilerim, duanı bölmek istememiştim.
I didn't mean to do it!
Ben değildim. Yardım edin, millet.
Well, it didn't? mean anything to me before, but I saw a bust? of Woodrow Wilson in my bedroom, and I never owned a bust of Woodrow Wilson.
Önceden bir anlam çıkaramamıştım ama yatak odamda Woodrow Wilson büstü gördüm ve bende Woodrow Wilson büstü yok.
Now, I didn't mean for anyone to get hurt... but I was certainly out to acquire something that wasn't mine.
Kimsenin canını yakmak istememiştim ama o gün, benim olmayan bir şeyler almak üzere yola çıkmıştım.
And obviously, it was moronic, but I'm sure that he didn't mean to...
- Yani aptalca olduğu belli ama öyle demek isteme...
I didn't mean to startle you. I was just- -
Seni ürkütmek istemedim.
I'm sorry, I didn't mean to offend you, it's just that our dog is...
Pardon, seni kırmak istemedim ama bizim köpeğimiz...
I didn't mean to disturb you.
- Sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't mean to hurt you, okay?
Seni üzmek istemedim.
Sorry, I didn't mean to interrupt your...
Özür dilerim, bölmek istemezdim ama...
I didn't mean to.
Oh, özür dilerim.
I didn't mean to tempt you into breaking your vows.
Seni ayartıp yeminlerini bozmak gibi bir niyetim yoktu.
- I didn't mean to.
- Böyle olsun istemedim.
I didn't mean to scare you.
Niyetim korkutmak değildi.
I mean, it so happens that I care for him and I found him this place to live, but it does seem like y'all didn't care if he was living on the street, dumpster-diving for his meals.
Yani, ben ona sahip çıktım, ve ona bu evde bir yaşam verdim, ama siz onun sokaklarda yaşamasını ve yemek bulmak için çöpleri karıştırmasını, pek umursamıyor gibi görünüyordunuz.
I didn't mean to suggest...
Niyetim bu değildi...
I didn't mean to, but I did.
İstemedim ama yaptım.
I didn't mean to choose.
Seçim yapmak istememiştim.
I'm so, so sorry, I didn't mean to cause all this.
Çok çok üzgünüm. Bunlara sebep olmak istemezdim.
I didn't mean to.
- İsteyerek olmadı.
I didn't mean to piss you off, dad.
Seni kızdırmak istememiştim baba.
I was stupid and I didn't even mean to.
Aptallık ettim ve istemeden oldu.
I didn't... I didn't mean to disappoint you.
Amacım seni hayal kırıklığına uğratmak değildi.
I didn't mean to...
Sorun değil.
I didn't mean to upset anyone.
Kimseyi üzmek istememiştim.
UH, I MEAN, I KNOW YOU SAID YOU DIDN'T WANT TO TALK.
Konuşmak istemediğini söylediğini biliyorum.
Settle down. I mean, W-Wade didn't mean to offend anybody.
Wade kimseyi rencide etmek istemedi.
I mean, I've always wanted to travel more and be more adventurous, but Jake didn't like to leave his television set.
Ben hep dünyayı dolaşıp maceracı olmayı istemişimdir. Ama işte Jake televizyonun başından kalkmak bilmiyordu.
I-I didn't mean to upset you.
Seni üzmek istememiştim.
Didn't I mean anything to you?
- Senin için hiç mi değerim yoktu?
- I didn't mean for you to see that.
- Olanları görmeni istemezdim.
I didn't mean to be rude.
Kaba olmak istememiştim.
I didn't mean to offend you.
Sizi gücendirmek istememiştim.
I didn't mean to snap.
Kabalık etmek istemedim.
~ I didn't mean to imply...
~ Öyle demek istemedim...
I'm pretty sure he didn't mean to kidnap your baby.
Çünkü bebeðini kaçýrmak istemediðini adým gibi biliyorum.
I'm sorry, I didn't mean to...
Özür dilerim, öyle demek istememiştim.
- I said go to the police, I didn't mean...
- Polise git derken bunu kastetmedim...
I know you didn't mean that to be hurtful, but...
Böyle acıtsın istemedin biliyorum ama...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]