Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I don't understand that

I don't understand that перевод на турецкий

2,111 параллельный перевод
Walter, I understand what you're saying about the moth and the man transforming in the same way, but I just don't understand how that could be possible.
- Walter, güve ile insan başkalaşımını ilişkilendirdin ama, bu nasıl mümkün olabilir?
I don't understand that reference.
Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum ;
I've been a loser my whole entire life and I'm done with that, okay? You don't understand, Chuck.
Asıl sen anlamıyorsun, Chuck.
Look, I understand that you don't want to break ned's trust, But if these people are haunted, It's my job to help.
Ned'in güvenini kaybetmek istemediğini biliyorum ama bu insanlara hayalet dadanmışsa onlara yardım etmeliyim.
I never dreamed of trying to find their hotel and knocking on their doors or interfering in their lives in any way, that I don't understand.
Asla otellerini bulmayı, kapılarını çalmayı veya hayatlarına anlamadığım bir şekilde herhangi bir yolla karışmayı hiç hayal etmedim.
I don't understand how you can make food that's hotter than actual flame.
Yemekleri ateşten daha sıcak yapmayı nasıl beceriyorsun?
I don't understand how he could do that to those girls... to me, to his children!
Bunu o kızlara, bana, çocuklarına nasıl yapabildiğini anlayamıyorum!
Oh, I keep trying to convince myself that this is a mistake... you know, it's just something that I don't understand. I can't keep walking around wondering if this guy's gonna be behind every corner. But I...
Kendimi bunun bir hata olduğuna, anlamadığım bir şey olduğuna ikna etmeye çalışıyorum.
Well, I don't understand why they'd say that.
Bunu neden söylediklerini anlamıyorum.
Folks, I don't mean to be crude, But I understand that this game Has unofficially been called
Ve millet, bazılarınız buna klozet finali diyor ki ben de değil diyemem.
That he's at risk of staying behind, repeating firstt grade, which I don't understand, because I do work with him at home.
O'nun sınıfta kalma ihtimalinden bahsediyor, ben bunu anlamakta zorlanıyorum, çünkü O'nu evde çalıştırıyorum.
I don't understand, I've been chatting up that Olivia chick for a month now and she just shot me down again.
Hiç anlamıyorum, bir aydır Olivia'ya yazılıyorum ama beni hep geri çeviriyor.
I don't understand why you and I couldn't have that baby.
O bebeği neden yapamadığımızı bilmiyorum.
- No. I don't think that you understand where I'm at in my life right now.
Şu anda, hayatımda ne durumda olduğumu anladığını sanmıyorum.
You don't understand. I demanded that they come exchange them.
Anlamıyorsun ; gelip değiştirsinler diye ısrar ettim o kadar.
ooh, that'sand you don't understand the fear i live with.
Ve yaşadığım korkuyu bilmiyorsun.
I understand that you're scared, and all the reasons that you don't trust.
Korkmanı anlıyorum. Güven duymadığın sebepleri de.
I don't understand what that has to do with me.
Bunun benimle alakasını anlayamadım.
I don't expect you to understand what happened in that nightmare.
Bu kâbusta neler olduğunu senden anlamanı beklemiyorum.
So, don't tell me that this isn't a big deal or that you understand how I feel because you don't.
Bu yüzden bana, bu büyük bir mesele değil deme ya da nasıl hissettiğimi anladığını söyleme çünkü anlamıyorsun.
That I don't understand, and it's confusing me.
Bunu anlayamıyorum..... ve kafamı karıştırıyor.
I asked you to bring food, and you don't understand that rice won't be enough?
Senden yiyecek getirmeni istedim ve sen pilavın yetmeyeceğini anlamadın mı?
I mean, first, you were abandoned, but an additional nightmare is that you don't understand why it is so - why?
Önemli olan seni bırakması değil. Bıraktı da neden bıraktığını anlamıyorsun ki Neden yani?
I don't even understand that.
Anlamadım. Ne demek o?
What they never understand is that I don't wish America was stupid.
Anlamadiklari sey su ki : Ben Amerikalilarin aptal olmasini istemiyorum.
You know the part that I don't understand, Judith, is how somebody can tell you that they love you one day, then turn around and break your heart the next.
Anlayamadığım kısım ne, biliyor musun Judith? Birisinin sana, bir gün seni sevdiğini söylerken, ertesi gün kalbini kırabilecek kadar değişmesi.
But there is one thing that I don't understand.
Yalnız bir şeyi anlamadım.
I understand that, Your Honor, but we both know if you don't use the proper form of "sustained" or "overruled," the matter can't later be appealed.
Anlıyorum Sayın Hâkim ama ikimizde biliyoruz ki, eğer "kabul edildi" "reddedildi" ifadelerini kullanmazsanız, konu ileride temyize götürülemez.
Well, I don't pretend to understand, you know, all the details but he was convinced that if he put enough money into it, he'd have a- -
Tüm detayları anlıyormuş gibi yapmıyorum ama yeterince para yatırırsan eğer şey olacağına inanmış...
Roger, I don't expect him to understand this, but do you have any idea of what I've had to do to keep that account?
Roger, onun bunu anlamasını beklemiyorum, ama o müşteriyi tutmak için neler yaptığımı biliyor musun?
I don't understand why he would talk to a friend like that.
Neden bir arkadaşıyla öyle konuştu, anlayamadım.
I don't understand what that means.
Bu ne demek anlamıyorum.
See, I... That's the part I don't understand.
Bakın, anlamadığım da bu kısim.
It's always a clear tube and that And you see all this stuff whizzing past. I don't understand why it's clear.
Saydam boruyu sokuyorlar ve sen de içinden çıkanı görüyorsun.
I understand pride, officers, but it seems that your gang don't think anyone other than themselves is entitled to any.
Gururu anlarım, memur beyler. Ama bana öyle geliyor ki sizin adamlarınız kendilerinden başka kimseye gururla dolaşma hakkı tanımak istemiyor.
I don't understand why Derek was still working as a stripper the night that he was killed if he was involved in a scam that was raking in that much money.
Eğer bu kadar kazandıran bir dolandırıcılığa karıştıysa Derek'in öldürüldüğü gece neden hala striptizci olarak çalıştığını anlamıyorum.
I don't understand, that guy came out of nowhere.
Anlamıyorum, o adam birden önüme çıktı.
I have issues with the fact that you don't understand that no means no. I just want to sing with him.
Senin hayır kelimesini anlamamanla ilgili sorunlarım var.
All of a sudden everyone's telling me that I have a darkness within me, but I don't understand what it is or how I'm supposed to change it.
Birden herkes bana içimde bir karanlığın olduğunu söylemeye başladı. Ne olduğunu veya bunu nasıl değiştireceğimi bilmiyorum.
I just don't understand What that has to do with me seeing a ghost who wasn't dead.
Ama bunun ölü olmayan birinin hayaletini görmemle ne ilgisi var?
I don't understand that.
Bu söylediğini anlayamadım.
I don't understand what you're saying, but I like that it has the word "we" in it.
Ne dediğinizi anlamıyorum fakat içinde "biz" öznesinin geçmesini sevdim.
Sir, I think that there's a lot about this world That we don't understand.
Efendim, bence bu dünya hakkında anlamadığımız çok şey var.
I don't know everything about you, but I do know that you work really hard to understand yourself.
Haklısın, seninle ilgili bilmediğim birçok şey olabilir ancak kendini geliştirmek için vermiş olduğun onca çabanın farkındayım.
I don't understand why there's not a single room in this hospital... Well, I don't know where... That has a working television.
Bu hastanede televizyonu çalışır bir oda neden yok anlamıyorum.
- I don't understand that.
- Hiç anlamıyorum, dostum.
Luc, I understand that you're angry with her, but I don't understand why you can't talk to me about it.
Luc, ona neden kızgın olduğunu anlıyorum, ama benimle neden konuşmadığını hala anlayamıyorum.
He'll understand that I don't deliver when I promised to and more importantly when Vince promises to.
Sözümü yerine getiremeyeceğimi, daha önemlisi Vince'in sözünü yerine getiremeyeceğini anlayacaktır o.
I understand you don't want to discuss that any further... that's fine, we don't have to... but I would like to us to go back to the reason I called you.
Bunu daha fazla tartışmak istememeni anlıyorum tamam, tartışmayız ama ben seni arama sebebime dönmek istiyorum.
Now, I appreciate you guys caring, but you have to understand that I don't.
Beni umursamanızı takdir ediyorum, ama benim umursamadığımı anlamalısınız.
I don't feel like she's doing the work- - okay, I understand that, but you're making this about you.
Onun yaptıklarının işe yaradığını düşünmüyorum... Tamam, senin ne demek istediğini anlıyorum ama bunu kişiselleştiriyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]