I haven't seen it перевод на турецкий
611 параллельный перевод
"It's from my Willie, I haven't seen him since he was a baby."
Telgraf Willi'mden. Onu bebekliğinden beri görmedim.
I haven't seen it.
- Onu görmedim.
I haven't seen it in 10 years.
10 yıldır gitmiyorum.
It doesn't seem possible I haven't seen you in that length of time.
O kadar zamandır seni görmediğime inanamıyorum.
I've seen men jump out of windows for less, but I'm going to fool you, Anthony because I've suddenly realised I haven't lost a thing that I never gained one moment's happiness out of it.
Çok daha azı yüzünden pencereden atlayanlar var, ama seni yanıltacağım... çünkü birdenbire hiçbir şey kaybetmediğimi fark ettim... bu iş beni bir an bile mutlu etmemişti.
Oh, forget it I haven't seen you and you haven't seen me
Boş ver. Ben seni görmedim, sende beni görmedin.
- I haven't seen it yet.
- Henüz görmedim.
I haven't seen it happen in 20 years.
Bu 20 yıldır olmadı.
- I haven't seen much of it.
- Pek bir yer göremedim daha.
I haven't seen it yet, but they tell me you can't miss it.
Henüz görmedim ama kaçırmana imkan yok.
- How is it that I haven't seen you?
- Sizi izlediğimi hatırlamıyorum.
I haven't seen you in an age. What is it?
Seni uzun süredir görmüyorum.
Besides, I haven't seen you in a while, and it's a fucking gorgeous day,
Ayrıca seni uzun bir süredir görmedim, ve hava cok güzeI.
- I haven't seen it yet.
Henüz görmedim.
Somebody else is watching it too. I've seen him in the dark. I haven't gotten close enough to catch him and find out who it is.
Başka biri daha gözetliyor ama kimin olduğunu öğrenemedim.
How is it I haven't seen you before?
Nasıl sizi daha önce görmedim?
We haven't seen the money, how do we know he's got it?
Parayı görmedik, onda olduğunu nasıI bilebiliriz? - Para bende.
Oh, it... it'sjust that I like all his stories about the war and the desert and the regiment, and he's seen so much of life and I haven't.
Bana anlattığı savaşla, çölle orduyla ilgili hikâyeleri çok seviyorum. Hayatta çok şey görmüş, bense görmedim.
IT'S THE CRAZI EST THING, BUT I'VE LOOKED AND I HAVEN'T SEEN ANYBODY AROUND.
Tuhaf gelecek ama etrafta kimseyi göremedim.
But I can't promise to bring my license. I haven't seen it for years.
Ama ehliyeti getirmeye söz veremem, yıllardır nerede olduğunu hatırlayamıyorum.
However, I haven't seen it recently. I think we've lost it.
Ama son zamanlarda pek görmedim, galiba ondan kurtulduk.
No, it's just that I haven't seen you for a long time, and it seems to me, the last time I saw you, your hair was a little darker, no?
Hayır, demek istediğim uzun zamandır seni görmedim. Son gördüğümde sanki biraz daha koyu diye hatırlıyorum.
I haven't seen it work personally.
İşe yaradığını gözlerimle görmedim.
B y God, by God, I haven't seen it!
Tanrım, tanrım, görmedim!
- I haven't seen any of it yet.
- Benim elime henüz bir şey geçmedi. Kendine acımayı bırak.
So far, I haven't seen anyone around here who'd be able to collect it.
Gördüğüm kadarıyla burada o ödül için savaşabilecek biri yok.
I take it you haven't seen this so called Okran?
Sanıyorum, şu Okran isimli herifi de hiç görmediniz?
- It's just I haven't seen you at parties.
- Partilerde seni hiç görmemiştim.
I haven't seen it around town.
Ben görmedim.
Then I guess you haven't seen it.
- Görmedin herhalde.
Well, Duke, I haven't seen it, and I just don't like to rush into it.
Dük, henüz yeri görmedim ve işe gözü kapalı girmek istemiyorum.
I haven't seen it for almost a year.
Neredeyse bir yıldır görmedim.
It's something I haven't seen, I hope.
Daha önce görmediğin bir şey, umarım.
She left it here to be washed three days ago, but I haven't seen her since.
Üç gün önce yıkamam için bıraktı ama hala ortalarda görünmüyor...
It's silly, I know, but I haven't seen you for over six months.
Aslında saçma. Ne var ki seni altı aydır görmedim.
- I haven't seen anything of it.
- Henüz rastlamış değilim.
I haven't seen it yet. Now...
Ben de daha görmedim.
I thought it was when we had - PUTTERMAN : We haven't seen an NO9 since'66.
Özel olduğunu daha elime alınca - 66'dan beridir No9 görmemiştik.
- I haven't seen it.
Görmedim.
- Well, I haven't seen it anywhere. - Use your eyes.
- Hiçbir yerde görmedim.
I haven't seen it.
Görmedim.
- No. I haven't seen it.
- Hayır, görmedim bile.
I haven't seen one like it for a decade.
Bunun gibisini son 10 yıldır görmemiştim.
I haven't seen it yet.
Daha henüz görmedim.
I haven't even seen it.
Daireyi daha görmedim bile.
It really doesn't matter that I haven't seen his face
Yüzünü görmemiş olmam, hiç fark etmez
- I haven't even seen it yet. - You're gonna die!
- Bu filmi beşinci kez izleyeceğim.
You know, I feel like I haven't seen it for over a century.
Göreli asırlar olmuş sanki.
- You haven't seen it since I moved in.
- Taşındığımdan beri görmedin.
AH, NO, I HAVEN'T SEEN IT, DEAR.
Hayır, görmedim hayatım.
To be honest, I really haven't seen it before.
Dürüst olmak gerekirse Gerçekten bende daha önce görmedin.
i haven't seen it yet 23
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't got it 40
i haven't 1248
i haven't decided yet 126
i haven't got time 37
i haven't the faintest idea 43
i haven't done anything 204
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't got it 40
i haven't 1248
i haven't decided yet 126
i haven't got time 37
i haven't the faintest idea 43
i haven't done anything 204