I just don't know what to do перевод на турецкий
396 параллельный перевод
I just don't know what to do.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
- I just don't know what to do. - Tsk, tsk, tsk, tsk, tsk.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Let's just hope I don't have to see it! What do you know about it?
Bunun hakkında sen ne biliyorsun ki?
I'll tell you now, I just rightly don't know what to do.
Ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum.
I just don't know what I'm going to do with you.
Seninle ne yapacağım bilemiyorum.
But I just don't know what to do.
Fakat ne yapacağımı hiç bilemedim.
I just don't know what else to do. I...
Başka ne yapılır bilmiyorum.
I JUST DON'T KNOW WHAT TO DO.
Sapaklarda, hemzemin geçitlerde trafik ışıklarında bana bakıyor olacak.
I just don't know what to do.
Sadece ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
I just don`t know what to do with myself.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
I just don't know what to do.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
I'm feeling kinda blue, I don't know just what to do
Kederli hissediyorum Ne olacak bilmiyorum
I just don't know what to do.
Ne yapacağım bilemiyorum.
... I don't know what to do, so I just stand there... and, uh, I feel very stupid and about, uh- -
... ne yapacağımı bilemedim ben de orada öylece durdum ve kendimi çok aptal hissettim.
I mean, it's like I always felt that he was taking care of me... and now I just don't know what to do.
Yani, her zaman benimle ilgilenen biri var gibi hissediyordum... ve şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.
It's just that I don't know what to do, Bob.
Sadece ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, Bob.
I just don't know what else to do.
Başka ne yapılabilir hiç bilmiyorum.
I just don't know what to do.
Sadece ne yapacağımı bilmiyorum.
Yeah, I just don't know what to do. You know?
Evet, sadece ne yapacağımı bilmiyorum.Anlıyor musun?
I just don't know what to do.
Ben ne yapacağımı bilmiyorum.
- I just don't know what to do.
- Sadece ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what you people do out here, but I just want to get on with my life.
Burada ne yaptığınızı bilmiyorum, ben sadece hayatımı geri istiyorum.
I just felt like I've been losing you, and I don't know what to do about it.
Seni kaybettiğimi hissettim ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum.
I just don't know if this is what I really want to do.
Ben sadece gerçekten ne yapmak istediğimi bilmiyorum.
I know it's a terrible night, I just have so much stuff, I don't know what to do with it.
Havanın berbat olduğunun farkındayım ama o kadar çok şeyim var ki ne yapacağımı bilmiyorum.
Well, I - i just don't know what to do, mr. Falsworth.
Ne yapabileceğimi bilmiyorum Bay Falsworth.
I don't know what to do. I was just fired.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
I just don't know what we're going to do with you, young lady.
Seninle ne yapacağız, bilmiyorum, genç bayan.
... I just don't know what to do with you.
... Sana ne yapacağımı bilmiyorum.
God, no, nothing like that. lt's just that we've been shopping all day and I still don't know what to do about Mr. Hall.
Hayır, Bay Hall konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
I just don't know what to do with him.
Onunla ne yapacağımı bilmiyorum.
I just don't know what to do anymore.
Artık ne yapacağımı bilemez haldeyim.
I'm scared for my child and I just don't know what to do any more.
Çocuğum için korkuyorum,... ve ne yapacağımı bilmiyorum.
It's just some days, I don't know what to do with it all, you know?
Bazı günler, tüm bu olanlardan sonra ne yapacağımı bilemiyorum.
... I've tried, and I've tried, and I just don't know what to do about this! Well, you know, often in these cases, it helps if you restate your problem.
Bu gibi durumlarda sorunu yeniden tanımlamak yararlıdır
I'm just, uh- - I'm just at a point where I don't really know what to do.
Ne yapacağımı bilmez haldeyim.
I tell you, chief, I just don't know what we're going to do with him.
Diyorum, Şef. Onunla ne yapacağız bilmiyorum.
I don't know what I'm gonna do about it yet, but I just wanted to say thanks.
Henüz ne yapacağıma karar vermedim ama teşekkürler.
Oh, Randy, I just don't know what to do anymore.
Oh Randy, artık ne yapacağımı bilmiyorum.
I have a situation that's just come up... that's really pretty serious... and I don't know who to talk to or what I should do... but maybe you could put me in touch with somebody... if I explain myself?
Burada bir olay oldu. Ve oldukça ciddi bir olay. Kiminle konuşmam ve ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum.
Don't get me wrong, I don't mind having a chinwag with a honey, but I just like to do it after waggling her chin, you know what I mean?
Beni yanlış anlamayın, balla yapılanı da severim ama ben bunu çenesini salladıktan sonra yapmayı severim, ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
I don't know what to do! - You have to help him, just like I have to help my dad.
Ona yardım etmelisin, benim babama yardım etmem gerektiği gibi.
I just don't know what to do about that Karen.
Karen için ne yapacağımı bilmiyorum.
- I just don't know what to do.
Gerçekten ne yapacağımı bilemiyorum. Ciddi ol.
Boys, I just, I don't know what to do anymore.
Çocuklar, ben, ben artık daha fazla yapmak istemiyorum.
Well, Timmy. I just don't know what to do with you.
Peki Timmy, Sorunun ne olduğunu bilmiyorum
I'm sorry, pal, but I just don't know what else to do.
Üzgünüm ufaklık ama başka ne yapabileceğimi bilmiyorum.
I have just found out... that Mr. Weissman won't eat meat, and I don't know what to do.
Fark ettim ki bay Weissman et yemiyor ve ne yapacağımı bilmiyorum.
I don't know what I'll do, but it's got to be a career move and not just another arbitrary job.
Ne yaparım bilmiyorum, ama kariyer getirecek bir şey olmalı... Tekrar gelişigüzel bir işe girmek istemiyorum.
I just don't know what to do.
Ne yapacağımı bilemiyorum.
I just don't know what to do about it.
Ben sadece ne yapacağımı bilmiyorum.