I just want to see him перевод на турецкий
136 параллельный перевод
I just want to see him.
Sadece Onu görmek istedim.
Oh, uh, well, I just want to see him on some ballet business.
Onu bale konusunda görecektim.
I just want to see him.
Sadece onu görmek istiyorum.
I just want to see him.
Onu sadece görmek istiyorum.
I just want to see him, Rebecca.
Onu sadece görmek istiyorum, Rebecca.
I just want to see him.
Bir görsem yeter.
I just want to see him, even once!
Sadece onu görmek istiyorum!
I just want to see him and give him what's his!
Sadece onu görmek ve ona ait bir şeyi vermek istiyorum!
I just want to see him once!
Onu bir kez görmek istiyorum!
I just want to see him happy, you know.
Ve onu mutlu etmek istiyorum.
- I just want to see him do it, okay?
- Yaptığını görmek istiyorum.
I just want to see him.
- Onu görmek istiyorum.
I just want to see him.
Sadece onu görmek istedim.
- Just tell him I want to see him.
- Sadece onu görmek istediğimi söyle.
I don't want to see him just now.
Şu an onu görmek istemiyorum.
Your father's hurt, I'm worried. Just want to see him.
Babanı merak ettim, sadece ona bakacaktım
I just want to give him some homemade cake. See?
Ona biraz ev yapımı kek vermek istiyorum.
Now listen, son, if you ever get the money... and you do want him to have a nice headstone... you just let me know, and I'll see to it personally... that a real nice one is placed on the grave.
Dinle evlat, eğer para bulur da... güzel bir mezar taşı yaptırmak istersen... bana haber ver. Bununla özel olarak ilgilenirim.
Please, Mr. MacGyver, tell... tell Frank just tell him I want to see him.
Lütfen Mr MacGyver... Frank... Frank`e deki
I just want to know what you see in him.
Onda ne bulduğunu merak ettim.
I'm afraid your father might show up and i just don't want to ever see him again.
Babanız gelebilir ve onu bir daha görmek istemiyorum.
Man, I just don't want to see you ending up like him.
Bak, seninde sonunun öyle olmasını istemiyorum.
I want to see him so much, but at the same time, it's like... I don't just want to see him, with no preparation.
Onu görmeyi çok istiyorum ama aynı zamanda da hazırlıksız görmek istemiyorum.
Well I was going to tell him that I didn't want to see him anymore but you see it's a bit more delicate than just that.
Onunla bir daha görüşmek istemediğimi söyleyecektim ama durum biraz hassas.
I just don't want to see him.
Sadece onu tekrar görmek istemiyordum.
See, all I want is I just want a release so I can take him to the hospital because I think that when he sees the condition the baby is in, he will understand why they're gonna take the life support away.
Çocuğu için zırıldadı. Onun serbest bırakılmasını istiyorum böylece onu hastaneye götürebileceğim, sanırım bebeğin durumunu kendi gözleriyle görürse neden destek ünitesinden çıkartmak istediklerini anlayacaktır.
Well, find Jimmie and just tell him... that I really, really want to see him for dinner, okay?
Sadece Jimmie'yi bul ve ona de ki... akşam yemeğine onu bekliyorum, tamam mı?
I'm moving on, Carter... and if you want to waste your life... beating the shit out of Alex every time you see him... then you can just drop fucking dead!
Ben gidiyorum, Carter. Alex'i her gördüğünde onunla kavga ederek hayatını geçireceksen beni lânet hayatından çıkar!
I just don't want to see him.
Onu şu an görmek istemiyorum.
I JUST WANT HIM TO SEE HIS PICTURE FRAMED, THAT'S ALL.
Sadece resmini çerçevelenmiş olarak görmek istiyorum.
Well, find Jimmie and just tell him... that I really, really want to see him for dinner, okay?
Şey, Jimmie'yi bul ve ona de ki... onunla akşam yemeğinde, buluşmak istiyorum, gerçekten gerçekten, tamam mı?
I just don't want the press to see him like this.
Sadece basının onu böyle görmesini istemiyorum.
I just want people to see him.
- Sadece insanların onu görmesini istedim.
Look, I just didn't want you to see him, because Widow, he ain't been the best boyfriend, and I knew he'd be all over me.
Bak, sadece senin onu görmeni istemedim, çünkü Widow erkek arkadaşların en iyisi değildi, ve bana sarkacağını biliyordum.
As uh, as I see my hand now you know I saw him do it and I just didn't want to, I didn't want him to get big again so I turned around and went right out the front door.
Bukowski tüm zamanını işine yoğunlaşarak geçirmeliydi. Oysa Bukowski bu duruma karşı çıkıyordu. "Memur haklarımdan feragat edip işimden istifa ettim diyelim" burada da düzen tutturamazsak ben ne yaparım? " diyordu.
But I just want to see Noboru again, and just tell him, "l love you!"
Ama ben sadece Noboru'yu tekrar görüp ona onu sevdiğimi söylemek istiyorum!
- I just don't want to see him screw up again. - He won't.
- Tekrar hata yapmasını istemiyorum.
I just don't want to see him.
Sadece yüzünü görmek istemiyorum.
I want to see him dose it, just to prove it.
Kanıtlamak için maldan kullansın.
I just want to go to work and see his blinding smile and tell him
Ben sadece işe gitmek ve Onun kör eden gülümsemesini görmek,... ve O'na
I don't want to see him eliminated just yet.
Onun şu an elenmesini istemiyorum.
I just- - I don't want to see him get chewed up by the system.
Sadece... onun sistemin içinde kaybolup gitmesini istemiyorum.
I just don't want to see him get hurt again.
Sadece, onun yeniden incindiğini görmek istemiyorum.
I just want him to understand the depth of the pain that I suffer on a regular basis, that how, when I see a Dodge Duster, which was the car that he drove at the time, how I still pull over and dry heave.
Sadece düzenli olarak çektiğim acıların derinliğini anlamasını istiyordum. O zamanlar Ollie'nin kullandığı araba... Dodge Duster'dı.
- I just don't want to see him get hurt.
- Onun üzüldüğünü görmek istemiyorum.
I Just want him to see me in my bikini first.
Beni bikinimin içinde görmesini istiyorum.
I just want him to look around a little bit, see if we missed something.
Sadece bir göz atıp, bizim gözümüzden kaçan bir şey var mı, bakmasını istiyorum.
It's a shot in the dark here, but I'm just desperate because I don't want to see him die.
Şansımı deniyorum, ama her şeyi göz aldım çünkü onun öldüğünü görmek istemiyorum.
You guys, just... I just want him to see the real me.
Gerçek beni görmesini istiyorum.
I just want to see the place where they're holding him.
Sadece onu tuttukları yeri görmek istiyorum.
Jesus, Catherine... that I want to take him to the park tomorrow, but I'm just too tired to come see him right now.
Tanrım, Catherine... onu yarın parka götürmek istiyorum. ama şu anda onu görmek için çok yorgunum.