I know everything about you перевод на турецкий
1,008 параллельный перевод
Our schoolmates write to me, so I know everything about you.
Bizim okulda bana yazıyorlar, yani hakkında herşeyi biliyorum.
- I know everything about you.
Senin hakkında her şeyi bilirim.
I know everything about you.
Hakkınızda çok şey biliyorum.
I know everything about you.
Hakkında herşeyi biliyorum.
I know everything about you, I've been told everything.
Sizinle ilgili her şeyi biliyorum.
I know everything about you.
Senin hakkında her şeyi biliyorum.
I know everything about you, but you know nothing about me.
Senin hakkında herşeyi biliyorum, ama sen benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun.
But I know everything about you.
Ama senin hakkında her şeyi biliyorum.
I know everything about you.
Hakkınızda her şeyi biliyorum.
- I know everything about you.
- Ben sizin hakkınızdaki her şeyi biliyorum.
I know everything about you.
Hakkındaki her şeyi biliyorum.
- I know everything about you.
- Zaten senin hakkında her şeyi biliyorum.
I know everything about you.
Seninle ilgili her şeyi biliyorum ben.
Ogata, if Emiko told you everything about my device, you should know why I can't let you use it.
Ogata, Emiko cihazımla ilgili her şeyi anlattıysa kullanmana neden izin veremeyeceğimi anlamış olmalısın.
Oh, I know everything about everybody in Essington, except you.
Oh, Essington'da senin dışında herkes hakkında her şeyi biliyorum.
And now, I shall like you to tell me everything you know about the murdered man.
Ve şimdi, bana öldürülen kişi hakkında bildiğiniz her şeyi bana anlatmanızı isteyeceğim.
It's against everything I know about you, Brax.
Gözlerime inanamadım.
I want you to know everything about me.
Hakkımdaki her şeyi bilmeni istiyorum.
I do know a good deal about you, just about everything there is to know.
Hakkındaki birçok şeyi biliyorum. Bilinmesi gereken hemen hemen her şeyi.
You know, I was thinking it's been so long since we had a talk you know, a real talk about the future and everything.
Biliyorsun seninle konuşmayalı çok uzun zaman olduğunu düşünüyordum. Gelecek ve her şey hakkında gerçek bir konuşmayı kastediyorum.
I know everything I need to know about you.
Seninle ilgili bilmem gereken her şeyi biliyorum.
- Everything I know about you.
Senin hakkında bildiğim herşeyi.
I will teach you everything I know about my island.
Ada hakkında bildiğim her şeyi öğretirdim size.
Well, I'm not talking about your average hothead... you know, the guy who pops somebody over the noggin with a bottle What I mean is, uh, the kind of man that, uh, figures everything out in advance, who takes everything step by step
Şişe ile birini haklayan sizin sıradan kızgın katilinizden söz etmiyorum, kastettiğim, her şeyi adım adım gerçekleştiren, her şeyi önceden tasarlayan türden biri.
Neddy, tell me everything. I want to know all about you.
Neddy, bana herşeyi anlat, Hepsini bilmek istiyorum.
I know, but when I heard that woman say she knew everything, I thought I should come over here and tell you about it.
İyi de o kadın herşeyi biliyorum deyince, buraya gelip size söylemem gerek diye düşündüm.
I know you scientists will have a great deal to talk about, everything far over my head, so if you will excuse me.
Siz bilim adamlarının bir hayli konuşacak şeyi olduğunu biliyorum benim kafam hiç almıyor, o yüzden müsadenizle.
I know about everything that happened... between you and Reiko in these two months
İki aydır Reiko'yla aranda olan her şeyi biliyorum.
I want to know everything about you.
Bir falcıya gitmem şart. Hakkında her şeyi öğrenmek istiyorum.
I've taught you everything that I know about taking care of the forest here.
... sana ormana bakmak hakkında bildiğim her şeyi anlattım.
And yet I could tell you everything you wanted to know about this wine.
Bu şarap hakkında bilmek istediğin her şeyi anlatabilirim aslında.
You forget, Carl, after seven months with Nadia, I know everything about her... and you.
Unutuyorsun, Carl, Nadia ile yedi ay geçirdikten sonra, onunla senin hakkıında her şeyi biliyorum.
Folks say you know everything about escaping. I need to learn.
Kaçmakla ilgili her şeyi bildiğin söyleniyor. Öğrenmeliyim.
I'll tell you everything I know about Arminda.
Size, Arminda hakkında tüm bildiklerimi anlatacağım.
You know, I've been thinking about us a lot lately, everything we've been through together, things we've shared, times we've helped each other.
Son zamanlarda ilişkimizi, birlikte yaşadığımız her şeyi paylaştıklarımızı, birbirimize yardımcı olduğumuz zamanları çokça düşündüm.
Oh, well, okay. Maybe I don't know everything about you.
Tamam, belki hakkındaki her şeyi bilmiyorumdur.
Because... I want to know everything there is to know about you.
Seninle ilgili herşeyi bilmek istiyorum.
I want to hear everything you know about Terra's medical technology.
Terra'nın tıbbi teknolojisi hakkında bildiğin her şeyi öğrenmek istiyorum.
Tell us everything you know about this god. When I think what might have happened to me if they'd captured me.
Başım çok ağrıyor.
Well, I guess you don't know everything about women yet.
Kadınlar hakkında bilmediğin çok şey var.
Maybe I can't play your kind of football but in my kind, you know everything there is to know about bruises, sprains....
Belki sizinki gibi futbol oynayamıyorum ama benimkinde herşeyi bilirsin, çürük, ezik....
I love your name. I want to know everything about you.
Ah, Phoebus... güneş.
I wanna tell you everything about myself, everything you don't know.
Sana hakkımdaki herşeyi anlatmak istiyorum bilmediğin herşeyi.
You know, Carmen, ever since I was 15, I've danced just about everything.
Biliyor musun Carmen, 15'imden beri nerdeyse her türlü dansı yaptım.
I'd like you to know everything about me as well.
Hakkımda her şeyi bilmenizi de istiyorum.
I know you think you know everything about me, but you don't.
Benimle ilgili herşeyi bildiğini zannediyorsun ama bilmiyorsun.
You taught me everything I know about women. Don't forget that.
Kadınlar hakkında bildiğim her şeyi bana sen öğrettin.
I mean, you know everything there is to know about everything... the cosmos, space, "pootons," protons, "clutons."
Çoğunlukla her şey hakkında bilginiz var. Kozmos, uzay. Plütonlar.
I don't reveal everything. I'm not one of those who has to tell you I will tell you a little something about my private life, here's something you don't know.
Her şeyi açığa vurmuyorum, her şeyi söyleyenlerden değilim ama özel hayatımla ilgili hiç bilmediğiniz bir şey söyleyeyim.
Well, I assure you, I know everything there is to know about Operation Undertow.
Evet, sana garanti ederim, Akıntı operasyonu ile ilgili her şeyi biliyorum.
I want everything you know about bunko scams on my desk in half an hour.
Yarım saat içinde bu adama ait bütün bulabildiklerini masamda istiyorum.