I leave tomorrow перевод на турецкий
528 параллельный перевод
I leave tomorrow, but that doesn't stop me from having a drink. On the contrary!
Yarın gidiyorum ama bu bir içki içmeme engel değil.
It means a long course of treatment in Germany... and I leave tomorrow.
Bu Almanya'da uzun süreli bir tedavi anlamına geliyor... ve yarın yola çıkıyorum.
- I leave tomorrow morning for Cannes
- Yarın sabah Cannes'a hareket ediyorum.
I'm going to shop a bit, then I leave tomorrow.
Biraz alış veriş yapıp yarın yola çıkacağım.
- I leave tomorrow.
- Yarın gidiyorum.
I leave tomorrow.
Yarın gidiyorum.
I leave tomorrow.
Yarın ayrılıyorum.
I leave tomorrow.
Yarın seferim var.
Tell him I'll leave here with him at 7 : 15 tomorrow morning.
De ki sabah 07.15'te buradan Leggett'la beraber çıkış yapacağım.
- I'll leave sometime tomorrow.
- Yarın bir ara giderim. - Yarın olmaz.
I hate to break the news to you like this, but tomorrow I must leave Santa Rosa. Not forever.
Bu şekilde haber vermekten istemezdim, ama yarın Santa Rosa'dan ayrılıyorum.
I see no reason why we shouldn't leave for home tomorrow.
Neden şimdi eve gidip bunu yarına bırakamayacağımızı anlamıyorum.
Like I said, we leave tomorrow.
Dediğim gibi, yarın gidiyoruz.
I'll leave some time tomorrow.
- Yarın olmaz, hemen şimdi.
Say, I want to leave a call for 7 : 00 tomorrow morning.
Yarın sabah saat 7 : 00'da uyandırmak için çağrı bırakın.
I'm authorised to leave tomorrow and return to battle
Buradan yarın ayrılmama ve cepheye dönmeme izin verildi.
I suppose we'd better clean up and not leave this mess for Delilah tomorrow.
Sanırım ortalığı temizleyip bu karışıklığı yarın Delilah'ın üzerine yıkmasak iyi olur.
I could leave here today, and I could be in Africa tomorrow.
Buradan bugün ayrılsam, yarın Afrika'ya varırım.
But I must tell the Captain, otherwise we cannot leave tomorrow!
Kaptana durumu iletmeliyim, aksi halde, yarın ayrılamayız.
Tomorrow I leave the island, never to return.
Yarın bu adayı terk edeceğim, asla dönmemek üzere.
Tomorrow, I'll drive the car someplace and leave it.
Yarın, arabayı bir yere kadar sürüp oraya bırakırım.
Federal marshal's due to leave Plainview tomorrow.
Federal polisler yarın Plainview'i terkediyor.
I'LL LEAVE IT UNTIL TOMORROW.
İlacı verme işini yarına bırakayım.
Please, I want to leave tomorrow, if possible.
Mümkünse yarın gitmek istiyorum lütfen.
Tomorrow I should leave.
Yarın ayrılmalıyım.
Well, I'll do that tomorrow before you leave.
Onu da yarın ayrılmadan önce yaparım.
I leave the day after tomorrow for London.
Öbür gün Londra'ya gideceğim.
If I leave tonight, I should get back by tomorrow evening.
Bu gece gidersem yarın akşama dönerim.
I must leave tomorrow for Carpathia.
Yarın Karpatya'ya dönüyorum.
Just give the word, and I'll leave tomorrow.
Sadece söyleyin, yarın ayrılırım.
Tomorrow I will leave for the South.
Yarın güneye doğru yola çıkacağım.
I was supposed to leave tomorrow, but I can go now.
Tsk! Tsk! Sanırım yarın gidecektim, ama şimdi de gidebilirim.
What I thought I'd do is tomorrow I'll take it over to Stanton's and leave it there for a complete check-up.
Yapmayı düşündüğüm şey şu, yarın onu Stanton'a götürür ve tam bir kontrolden geçirilmesi için oraya bırakırım.
I already want it to be tomorrow so he can leave for the barracks.
Sabahı nasıl ederim bilmiyorum. Şimdiden kışlada olmak istiyorum.
Not tomorrow either. I have to leave.
Yarın da olmaz. Gitmem gerekiyor.
Tomorrow... tomorrow is the last night of our revival here, but when I leave, you're going to carry on my work.
Yarın yarın burdaki uyanışımızın son gecesi, ama ben ayrılsam da sizler yaptığım işi devam ettireceksiniz.
I trust you will be prepared to leave tomorrow morning.
Yarın sabah ayrılmaya hazır olacağınıza inanıyorum.
Madeline, I swear to you, tomorrow you leave this place with me.
Madeline, yemin ederim yarın buradan benimle birlikte ayrılacaksın.
And I won't stand for you any longer. I want you to leave tomorrow, no delays.
İstediğin gibi olsun, yarın Buradan ayrılıyorum
I'll leave tomorrow. OK?
Yarın ayrılırım, tamam mı?
I'd better leave tomorrow.
Yarın sabah ayrılsam iyi olacak.
Well, I'll get my sleep now, and tomorrow at dawn I'll leave.
Şimdi uyuyacağım, ve yarın şafak vakti, yola koyulacağım.
They have to leave town tomorrow and I told them all about you.
Yarın kentten ayrılmaları gerekiyormuş, onlara sizden söz ettim.
You've been very kind to me, but I'm planning to leave tomorrow morning.
Bana çok nazik davrandın, ama ben yarın akşam ayrılmayı düşünüyorum.
I really want to leave tomorrow morning.
Gerçekten yarın akşam ayrılmak istiyorum.
I'm supposed to leave tomorrow, but I can be a day late.
Yarın bir günlüğüne buradan ayrılmalıyım.
Thank goodness he's leaving tomorrow. Grandmother, I won't leave unless you apologize to the young lady!
Eğer bu bayandan hemen özür dilemezsen, yarın bir yere gitmeyeceğim.
Tomorrow morning I'll leave for Milan.
Yarın sabah Milano'ya doğru yola çıkacağım.
I should leave early tomorrow.
Yarın erkenden gidecektim.
I'll leave tomorrow. Ifl meet him en route... I'll inform him of your situation.
Yarın ayrılıp, yolda onunla karşılaşırsam... durumunuzu bildireceğim
After you leave tomorrow, I don't think we can...
Ama siz yarın gideceksiniz, ve biz tek başımıza...
i leave you 20
i leave 60
tomorrow 4164
tomorrow's my birthday 16
tomorrow is another day 31
tomorrow morning 588
tomorrow at 119
tomorrow's sunday 22
tomorrow night 482
tomorrow's another day 26
i leave 60
tomorrow 4164
tomorrow's my birthday 16
tomorrow is another day 31
tomorrow morning 588
tomorrow at 119
tomorrow's sunday 22
tomorrow night 482
tomorrow's another day 26