Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I liked it

I liked it перевод на турецкий

2,749 параллельный перевод
I liked it a lot.
Çok hoşuma gitti.
I liked it...
Hoşuma gitti..
Good fight, man. I liked it.
Çok iyiydin abi, çok eğlendik.
But I liked it. lt was different.
Ama onu sevdim. O farklıydı.
I think I liked it better down there.
Alt katı daha çok sevdim.
I mean, I liked it.
Hoşuma gitti.
I tried it tonight, and I liked it.
Bu akşam denedim, hoşuma gitti.
It was simple, but I liked it.
Basitti ama sevdim.
I kissed a girl and I liked it
* Bir kızı öptüm ve hoşuma gitti *
I liked it
* Hoşuma gitti *
It was nice. I liked it. Okay.
- Hayır, güzeldi, sevdim.
Whether I liked it or not, it was time to D.T.R.
Hoşuma gitse de, gitmese de "T.B.İ" zamanıydı.
I liked it. Okay.
Tamam.
By the by, I liked it, too.
Bu arada, ben de sevdim.
I saw the movie, too- - it was... I liked it.
Filmini de izledim, çok da beğendim.
I liked it the first way.
Ben ilk şeklini sevdim.
But I liked it better when you were working for me.
Ama seninle çalışırken daha memnundum.
I liked it more than I thought I would, and coming home to this makes it look even better.
Düşündüğümden daha çok hoşlandım, ve evin bu halini görmek daireyi gözümde daha iyi hale getirdi.
So far I've liked it...
Anlayacağınız burayı sevdim...
I've always liked it since I was little.
Küçüklüğümden beri hep hoşuma gitti.
I always liked it when you were dirty.
Terli olduğun zamanı hep sevmişimdir.
I've always liked the fact that you are unencumbered by excuses for it.
Böyle mazeretlerin sana engel olmamasını her zaman sevmişimdir.
Um, okay, what are you doing with my furniture and all the places it used to be that I liked?
Mobilyalarım ve oldukları haliyle sevdiğim yerleriyle ne yapıyorsunuz siz?
I kind of liked it the way Tony had it.
Tony'nin yaptığı hoşuma gittiydi aslında.
I always kind of liked it.
Bunu ben de çok severdim.
It felt important and I liked the work.
Solly'nin daha genç bir kızla dolaşması.
I really liked it.
Gerçekten beğendim.
And so then I put on the exact same album that I liked a year ago and it sounded like shit to me.
Ondan sonra, bir sene önce çok hoşuma giden albümü koydum ve sesi bok gibi geldi.
Well, I'm sure it's not the first time someone hasn't liked you, Harvey.
Birisinin seni sevmemesi bir ilk değil, Harvey.
I thought you liked it that way.
Böylesini seviyorsun sanıyordum.
I actually liked that movie. Even though it was full of filthy cowboys.
aslında kaba kovboylarla dolu olmasına rağmen o filmi sevdim.
I'm glad you liked it.
Beğendiğinize memnun oldum.
I liked it.
* Hoşuma gitti *
It means that I actually liked talking to you, and I opened up to you, but it seems like all you're doing is trying to find a way to take down Terrence King for your headlines.
Seninle konuşmaktan gerçekten hoşlandım, sana içimi açtım. Ama TK'yi manşet yapıp yerle bir etmek istemiş gibi görünüyorsun.
I kinda liked Madison. It's Madison who was a total bitch.
Esas sürtük olan Madison'du.
I really liked it, but heck, you know, it's not like I want to do it the rest of my life or anything.
Bunu sevdim, ama kahrolası benim hayatımın sonuna dek yapabileceğim bir şey değil.
I thought you liked it here.
Burayı sevdiğini sanıyordum.
I only kept it up because I thought you liked it.
Yapmaya devam etmemin tek sebebi senin sevdiğini sanmamdı.
- I liked it.
- Sevdim.
I'm so glad you liked it.
Beğenmene sevindim.
It's best to just tell the truth and be yourself, face to face so that's what i did at first she laughed... then started talking to me gradually she said she liked my honesty now you sneaky bugger be honest with me... are you guys buddies buddies or buddies buddies?
Yüz yüze görüştük, gerçekleri anlattım. Bunu yapma gereğini hissettim. İlk başta güldü sonra benimle konuşmaya başladı.
Rvert time we met, we hit it off, but i thought you liked him so... you funny girl you!
Her buluşmamızda, ona karşı hislerimi gizledim çünkü ondan hoşlanıyordun. Çok komiksin kızım!
Maybe you liked Philip breathing down your neck, but I can live without it.
Belki sen Philip'in tepende dolaşmasından hoşlanabilirsin ama ben onsuz da yaşayabilirim.
I heard all about the clerkship you had that summer, how hard it was to get, how well you did in law school... and how much she liked your boyfriend.
Yazın yaptığın stajdan ve nasıl zorlu geçtiğinden bile haberim var. Hukuk fakültesinde ne kadar başarılı olduğundan ve erkek arkadaşından ne kadar hoşlandığından da bahsetti.
I thought you liked it when I did that.
Böyle yapmam hoşuna gidiyor sanıyordum.
It was great, because also, it was my only way through a western to smell a bit of what I liked which was very much the Hollywood movies of those years.
Bu harikaydı, çünkü kovboy filmleri sayesinde hoşuma giden bir ortamın kokusunu alabilecektim. O yıllarda Hollywood filmlerine bayılıyordum.
The thing is, after I was gouged I didn't have one for a few days and then just kind of, liked it.
Ama çıkartıldıktan sonra çok rahattım.
I never liked it.
Ben hiç sevmemiştim.
No, I liked it.
- Hayır sevdim.
It's just, I thought they liked hanging out with me, but I guess I was fooling myself.
Yani benimle birlikte takılmayı seviyorlar sanıyordum ama galiba kendimi kandırıyormuşum.
I liked it.
Bu hoşuma gitti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]