Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I need a word with you

I need a word with you перевод на турецкий

66 параллельный перевод
I need a word with you.
Seninle konuşmam lazım.
- Dean, I need a word with you.
- Dean, Bİrşey söylemem lazım.
I need a word with you, Jjaks.
Seninle konuşmam gerekiyor.
- I need a word with you.
- Bir dakika. Seninle konuşmam gerek.
Well, she's beating me. I need a word with you.
Sana bir şey demem gerekiyor.
Gil. I need a word with you outside.
Gil, dışarıda biraz konuşmalıyız.
I need a word with you.
Bir şey söylemeliyim sana.
I need a word with you.
Ben Doktor Corday.
Seth, I need a word with you.
Seth, seninle konuşmalıyım.
Mrs. Kim, I need a word with you.
- Bayan Kim, sizinle konuşmam lazım. - İşim var.
Ananias, I need a word with you. Yes, Sir.
Ananias, seninle konuşmalıyım.
I need a word with you
Sizinle konuşmam gereken bir şey var.
I need a word with you, please.
Sizinle konuşmam gerekiyor.
- I need a word with you. - Oh.
Seninle konuşmalıyım.
Harper, I need a word with you.
Harper, seninle biraz konuşmak istiyorum.
Excuse me, I need a word with you.
Pardon, seninle konuşmalıyım.
I need a word with You, ma'am. - I'm sorry.
Sizinle konuşmalıyız.
Hey, Garret, boss, I need a word with you.
Garret, patron. Seninle konuşabilir miyiz?
I need a word with you.
Seninle bir kaç çift laf etmem lazım.
Dr. Saroyan, I need a word with you.
Dr. Saroyan, konuşabilir miyiz? .
Uh, Dr. Sloan, I need a word with you about Avery.
Doktor Sloan, sizinle Doktor Avery hakkında konuşmam gerek.
Before we start, I need a word with you in private, sir.
Başlamadan önce sizinle özel olarak konuşmam gerek efendim.
I need a word with you, my lady!
Sizinle konuşmam lazım ekselansları!
- I need to have a word with you. - How are you?
Gel oğlum, iki lafın belini kıralım.
- I need to have a word with you.
- Seninle konuşmam lazım.
- I need a word with you.
- Seninle konuşmam lazım.
I need to go after I've had a word with you
Seninle bir şey konuşup gideceğim.
I need to have a word with you in private.
Özel olarak konuşmak istiyorum.
Kent, I need to have a word with you.
Kent, seninle konuşmam lazım.
So you expect to leave me on some beach with nothing but a name and your word it's the one I need, and watch you sail away in my ship.
Yani şimdi benim, bir kumsalda elimde sadece bir isim ve senin sözünle durup gemimle gidişini seyretmemi istiyorsun.
I need to have a private word with you both.
İkinizle de özel olarak konuşmam gerekiyor.
If you'll excuse me, I need to have a little word with the driver.
İzin verir misiniz, makinistle konuşmam gerekiyor.
I need to have a quick word with you.
Seninle hemen konuşmam gerekiyor.
I need to have a word with you, ma'am.
Sizinle görüşmeliyim hanımefendi.
I need to have a word with you, ma'am.
Sizinle konuşmak istiyorum.
I need to have a word with you.
Seninle bir şey konuşmalıyım.
I need to have a word with you.
İstediğim bir şey var..
Now, if you'll excuse us, I need to give myself a little insulin shot and I'd love a word with you.
Şimdi izin verirseniz kendime insülin vermem gerekiyor. Seninle konuşmak isterim.
I need a word with you.
Gel bakalım, seninle bir konuşalım.
Mr. President, I need to have a word with you!
Sayın başbakan, sizinle bir şey konuşmam lazım!
I need to have a word with you.
Sizinle biraz konuşmam gerekiyor.
- But you just married her. - Preacher... I need a word with Silas.
Daha kızla yeni evlendin.
I need to have a word with you about Chéri.
Senden Chéri ile ilgili bir söz almak istiyorum.
Dr. Cooper, I need a word alone with you.
Doktor Cooper, sizinle konuşmamız gerekiyor.
- I need to have a word with you.
Seninle konuşmam gerek.
But now I need you to go outside so I can have a word with the chief.
Fakat şimdi dışarı çıkmanı istiyorum. - Böylece şefle görüşebileyim.
I just need a word with you.
- Hayır, hayır, bir şey konuşacaktım.
I need to have a word with you.
Seninle konuşmam gerek.
I'm gonna need to have a word with you, officer.
Sizinle bir kelime bir şey konuşmam gerek, memur bey.
I need to have a word with you, please.
Seninle konuşmamız gerek.
I'm sorry... but I need a word with the man you're protecting.
Affedersin. Koruduğun adamla biraz konuşmam gerekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]