I need you to understand перевод на турецкий
860 параллельный перевод
But I need you to understand something.
Ama bir şeyi anlamanı istiyorum.
Do you think I need you to understand me?
Anlayacaksan da ne olacak, umurumda mı?
But I need you to understand...'cause I love you, and you're my best friend.
Ama anlamani istiyorum. Cunku seni seviyorum ve en iyi dostum sensin.
And I need you to understand that.
Ve bunu anlamanı istiyorum.
You don't need to be shy, I completely understand
Utanmana gerek yok, seni anlıyorum.
"Do I understand you're going to leave me?" "Now when I need you most?"
"Sana en çok ihtiyacım olan zamanda beni bırakacağını biliyordum."
I just don't understand, why do you need to lie to me?
Ben sadece anlayamıyorum, neden bana yalan söylemen gerekiyor.
Because I need to understand you
Çünkü seni anlamam gerek.
I'll do everything I can to avoid introductions such as you specialize in. I understand your feelings, Mr. Vandergelder. And I'm here marching beside you to assure you there will be no need for my services after your dinner engagement tonight.
Duygularınızı anlıyorum, ve bugün burada, yanı başınızda yürüyorum, bana inanın, bu geceki yemekten sonra artık hizmetime gerek duymayacaksınız.
I need you, that's why I've come to you. - I don't understand.
Buraya gelme sebebim, sana ihtiyacımın olması.
I understand your depth of feeling, sir, and I'm going back to that station and try my best to find somebody who can clear her name. You haven't heard me. Her name doesn't need clearing.
Ve dediğim gibi, fark ettim ki, Bay Jennings'in itirafı, kız kardeşinizin kullandığını söylediği bütün o korkunç sözler, bunlar hiç de onun tarzına benzemiyordu.
I understand your need to defend yourselves, but we mean you no harm.
Kendinizi korumanız gerektiğini anlıyorum, ama size zarar vermek gibi bir niyetimiz yok.
I think you need to understand something.
Sanırım bir şeyi anlaman gerek.
Then it like, I need a little something- - [Sniffs] to get my head together every now and then, you understand?
O zaman da kafamı toplamak için küçük bir şeye ihtiyacım oluyor. Ara sıra, anlarsın ya...
Scott, if you ever need someone to talk to, if something is bothering you, I'll understand.
Scott, eğer konuşacak birine ihtiyacın varsa bir şey canını sıkıyorsa anlarım.
I understand that, but I need more time. I've got none to give you.
Anlıyorum ama biraz daha zamana ihtiyacım var.
You don't need to explain it to me, I understand.
Açıklamaya gerek yok, anlıyorum.
I understand if you feel the need to terminate my employment.
Beni kovacaksanız bunu anlayışla karşılarım.
I understand your need to prove to yourself and to the world you are not turning into your father, but you have.
Babana benzemediğini kendine ve dünyaya... ispat etme ihtiyacını anlıyorum, ama benziyorsun.
I need you to understand.
Anlamalısın.
I understand, but you need to leave.
Anlıyorum ama artık bırakmalısın.
If I understand the law correctly, you need extradition papers in order to get a statement from me.
Eğer yasayı doğru anladıysam,... ifademi alabilmeniz için, suçlu iadesine ilişkin elinizde belge olmalı.
Well, Counselor, you do understand that I need to establish the chain of title from the Intergalactic Council to Terracor.
Sayın müşavir, Galaksiler arası konsey'den Terracor'a kadar bir ünvan zinciri kurmaya çabaladığımı anlayabiliyorsunuzdur.
I hope you understand I'll need to verify your claim.
Umarım iddianızı doğrulamak zorunda olmamı anlıyorsunuzdur.
I don't expect you to understand, but these people need me.
Anlamanı beklemiyorum, ama...
I'm sorry, but you must understand, Sister... that I need to know the truth.
Üzgünüm, ama gerçeği bilmem gerektiğini anlamalısınız, Hemşire.
That's OK. lf you need to sleep, go ahead. I'll understand.
Sorun değil. Eğer uyuman gerekiyorsa uyu. Anlayışla karşılarım.
Tell him I need to speak to him tonight, you understand?
Onunla bu gece konuşmam gerektiğini söyle, anladın mı?
I don't understand why you need people who've quickened to make your cure.
Tedaviyi bulmak için, son evreye gelmiş kişilere neden ihtiyacınız var?
I understand what you're saying, but I just need to keep looking.
Söylediklerini anlıyorum, ama benim daha aramam lazım.
I only got one point left on my license. I need that to get back to the garage and get a six-month overhaul. You understand?
Ehliyetimde bir puan kaldı, o da garaja dönmek için lazım, 6 aylık bakım için anladın mı?
And I need to make sure you really understand that... because we may never have sex again.
Ve şunu iyice anlamanı istiyorum... çünkü bir daha seks yapamayabiliriz.
If that's what you feel you need to do, I understand.
İhtiyacını hissettiğin şey bu ise, seni anlıyorum.
As a matter of fact, I... I want to help you, but I need to understand what you're going through.
Aslında, ben... Ben sana yardım etmek istiyorum, ama şu anda nasıl bir şeyler yaşadığını bilmem gerekiyor.
Why? To understand what I have to do you need to understand what was left undone.
- Ne yapmak zorunda olduğumu anlaman için... bitirmeden arkamda ne bıraktığımı anlaman gerekiyor.
You don't understand... I need to talk to her.
Anlamıyorsun... onunla konuşmam gerek.
No, I need you guys... ... to understand I had no choice here.
Hayır, bilmelisiniz ki başka seçeneğim yoktu.
Marissa, I need you to call the police, you understand?
Marissa, polisi araman gerekiyor, anladın mı?
Look, I understand where you're coming from... and I totally respect it... but I really need to have sex tonight.
Bak, senin nasıl birisi olduğunu anlıyorum ve buna tamamen saygı duyuyorum. ama bu gece gerçekten birisiyle seks yapmalıyım.
I just need you to... help me to understand who he was.
Ona kim olduğunu anlatmak için yardımına ihtiyacım var.
So, yeah, I'm sure you can understand our need to cut corners around here.
Şimdi, evet, Eminim ki bazı köşeleri kesmemizdeki ihtiyacı anlarsın.
I don't understand why you need 4 bags of books to go to school.
Her gün, okula neden 4 çanta kitap götürüyorsun, anlamıyorum.
You understand English, or do I need to speak in Dutch?
İngilizce biliyor musun yoksa Hollandaca konuşmam mı gerekiyor?
Henry, what you need to know about me and it's something that I'm just beginning to understand is that until I can look at myself without judgment or condemnation I'm not ready for anyone.
Henry, benim hakkında bilmen gereken bir şey var ki ben bile yeni anlamaya başladım. Kendime yargılamadan ve suçlamadan bakabildiğim zamana kadar hiç kimse için hazır değilim.
Maybe you can't understand this but I finally found what I need to be happy. Things, not friends.
Belki bunu anlamayabilirsin ama sonunda neyle mutlu olacağımı buldum Şeyler, arkadaşlar değil.
- I understand that, but I need you to wait out here.
- Anlıyorum ama, dışarıda beklemeniz gerekiyor.
I wanted to let you know. Should something happen, then you need understand that you left me no choice.
Sadece şunu bil ki her şeye rağmen bana başka bir seçenek bırakmadın.
What you need to understand is that I don't care about the game.
Anlaman gereken şey oyunun benim umrumda olmadığı.
- It's just a few questions. I understand why you were distressed yesterday... but we do need to make a proper report.
Sadece bir iki soru Henry dün canının sıkıldığını biliyorum ama raporumu hazırlamam gerekiyor.
I need you to listen, understand?
Ben dinlemek sana ihtiyacım var, anladın mı?
I understand how you all must be feeling... and I know it's going to be difficult... but we need to ask questions regarding today's events... while they're still fresh in your mind.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum ve bunun ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum ; ama olaylar hafızanızda yeni iken size bu olay hakkında bir kaç soru sormalıyız.