I never saw her again перевод на турецкий
131 параллельный перевод
She thanked me and I never saw her again, so I assumed that- -
Bana teşekkür etti ve onu bir daha hiç görmedim ve sandım ki...
Then I never saw her again.
- Bir daha da asla görmedim.
I never saw her again. We can't tell anybody, otherwise they'll take him.
Kimseye söyleyemeyiz yoksa biri elimizden alır.
I never saw her again.
Onu bir daha hiç görmedim.
I never saw her again.
Onu bir daha görmedim.
And I never saw her again.
Ve onu bir daha da görmedim.
I never saw her again.
Kendisini bir daha görmedim.
I never saw her again but I know now she exists
# Onu bir daha görmedim Ama artık biliyorum var olduğunu #
I went back a few times, but I never saw her again.
Bir kaç kez daha oraya gittim ama bir daha asla göremedim onu.
The lady got a letter from Mr. Xiao Qi and went to... the Tianlung Temple outside Maple Wood I never saw her again
Madam, Bay Xiao Qi'dan bir mektup... aldıktan sonra Tianlung Tapınağına gitti Bir daha da onu görmedim
But her family moved away and I never saw her again.
Ama ailesi taşındı ve onu bir daha hiç görme şansım olmadı.
I never saw her again, I swear. Did my father know that Laura was here?
Babam Laura'nın buraya gelişini biliyor muydu?
I rode through the ghetto often, but I never saw her again.
Sık sık gettoyu tramvayla geçtim, fakat onu bir daha hiç görmedim
They sent her to see him and I never saw her again, okay?
Patron onu çağırttı, sonra bir daha görmedim.
I never saw her again. Jen, I'm sorry.
- Onu tekrar hiç görmedim.
She was real easy to look at... but I hoped I never saw her again.
Tanrım o kadar güzeldi ki... ama onu tekrar görmeyi istemedim.
I never saw her again.
Onu tekrar görmedim.
I never saw her again after that.
Ondan sonra onu hiç görmedim.
I never saw her again.
Annemi bir daha görmedim.
I never saw her again after that dinner.
O akşam yemeğinden sonra bir daha o kızı görmedim.
As soon as she finished, I never saw her again. Right.
Bittikten sonra bir daha onu hiç görmedim.
But if I never saw her again...
Ama onu bir daha görmesem...
I never saw her again, all right?
Onu bir daha görmedim tamam mı?
But I made my decision, and I never saw her again until the day she died. - You don't regret that?
Ama seçimimi yaptım, ve öldüğü güne kadar onu bir daha asla görmedim.
I never saw her again and then, on my next shift two days later, you were gone.
Bir daha hiç görmedim. Sonra, iki gün sonraki vardiyamda geldiğimde, sen de yoktun.
I never saw her again.
Onu bir daha asla görmedim.
Actually, I never saw her again.
Aslında bir daha yüzünü görmedim.
Then one day, my parents decided I was too old for her, and I never saw her again.
Birgün ailem bunun için çok büyümüş olduğumu düşündü ve onu bir daha hiç göremedim.
I never saw her again
Onu bir daha hiç görmedim.
I never saw her again.
Onu bir daha hiç göremedim.
She dropped them off and I never saw her again
Onları düşürdü, sonra da onu bir daha görmedim.
I never saw her again after that day of the New Covenant.
Yeni Biat gününden sonra onu bir daha görmedim.
And I never saw her again.
Ve onu bir daha hiç görmedim.
"I wish you were dead," right before I never saw her again.
"Keşke ölsen" dedikten sonra, onu bir daha görmememden hemen önce.
I never saw her again.
- Oradan çıktım.
I never saw her again.
Bir daha hiç görmedim.
They met for lunch, and I never saw her again.
Öğle yemeğinde buluştular onu bir daha asla görmedim.
After that, I never saw her again.
Ondan sonra onu bir daha görmedim.
I never saw her again.
Onu bir daha asla göremedim.
She ran away, into the woods, and I never saw her again.
Sonra o ormana kaçtı ve bir daha da onu görmedim.
I never saw her again after that.
O günden sonra onu bir daha görmedim.
I never saw her again.
Bir daha onu hiç görmedim.
I never saw her again.
bir daha onu görmedim.
And if I never saw him again, if the whole thing ended the next day, then at least I'd have a memory.
Ve onu bir daha hiç görmesem de her şey yarın sona erse bile, en azından anılarım olurdu.
All of them were people I never saw again... which I hope doesn't mean something.
Her biri bir daha görmeyeceğim kişilerdi. Umarım bu bir anlama gelmiyordur.
Anyway, I never saw him again.
Her neyse, onu bir daha görmedim.
And I left and... never saw her again.
Ve ben gittim ve onu bir daha göremedim.
I never thought When I saw her again,
Onu tekrar gördüğümde... bir başka kişi olacağı... hiç aklıma gelmezdi.
" We never saw her again or heard anything about what had happened to her for 50 years, I mean it`s incredible.
Tam elli yıl boyunca onu ne bir daha görebildik ne de ondan bir haber alabildik.
I looked for them every year, but I never saw them again.
Her sene onları tekrar aradım, ama bir daha hiç göremedim.
And then her parents sent her off to a convent school... and, uh, I never saw or heard from her again.
Bu olaydan sonra ailesi onu rahibe manastırına gönderdi. Ve onu bir daha hiç göremedim, haber bile alamadım.