Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I really do

I really do перевод на турецкий

11,679 параллельный перевод
- Oh, I get it. I really do.
Anlıyorum, gerçekten.
I really do.
Gerçekten.
I really do have to get going.
Gerçekten gitmeliyim.
I really don't want you to do it, okay?
Gerçekten istemiyorum yapmanı, tamam mı?
I really do, but I'm stuck here, Kelly.
Gerçekten takdir ediyorum ancak çıkmazdayım Kelly.
Yes, and I feel sorry for him, I really do but, he probably just wants you to go and hang out with him.
Evet, ona ben de üzülüyorum, gerçekten. Ama muhtemelen sırf gidip onunla takılmanı istiyor.
I really do think he was framed.
Onun kafeslendiğini düşünüyorum.
I think the Halbachs set this shit all up! I really do!
Bence bunların hepsini Halbachler tezgâhladı.
I really do have to go.
Gerçekten gitmem gerek.
I know I'm not supposed to need you anymore, but... I really do.
Sana ihtiyacım olmayacaktı güya, biliyorum ama şuan gerçekten ihtiyacım var.
But I miss her, I really do.
Ama ben... Onu özlüyorum, gerçekten.
Not that I mind working here because I really do love being here, but that's bullshit.
Burada çalışmam nedeniyle değil çünkü burada olmaktan gerçekten çok memnunum, ama bu saçmalık.
So, as I really do need to be going we should probably get to what you want to...
Gerçekten yapmamız gereken üzere istediğiniz şeye geçsek...
I appreciate that I really do.
Minnettarım, gerçekten.
I know... you should be walking ten miles a day, so I got this treadmill desk but then I realized I couldn't really do work on it.
Günde 16 kilometre yürümeliymişiz o yüzden koşu bantlı masa aldım ama sonra bunun üstünde pek çalışamadığımı fark ettim.
It's... it's really changed the way I do everything in the last... two days.
Son iki günde yaptığım her şeyi değiştirdi.
Do you think I don't really know what's going on?
Gerçekte neler döndüğünü anlamadığımı mı sanıyorsun?
Okay, but how do I know that she's really...
Peki gerçekten sorun olmadığını- -
I am not much for celebrating Christmas, Inspector, or much else really, but I do have a liking for mince pies.
- Ben Noel kutlamayı pek sevmem Müfettiş ya da diğer şeyleri ama üzümlü ve elmalı turtaya bayılıyorum.
Look, I'm really sorry, Dallas, but we do not just kick our people out.
Bak üzgünüm Dallas ama biz insanları öylece atmayız. Disipline ederiz.
You know how you do all of those awesome romantic things for me, which I really appreciate and they're so sweet, but sometimes it's a little bit much.
Benim için yaptığın onca romantik şeyler var ya... Bunlara minnettarım ve çok hoşlar ama... Bazen fazlalar.
I mean, do you really want to watch your son mingle with a bunch of bad prisoners?
Yani, gerçekten oğlunuzun bir avuç dolusu kötü mahkumla birlikte olmasını izlemek mi istiyorsunuz?
Okay, when a girl says, "I had a fun time. We should do it again," does that mean that she had a fun time and she wants to do it again, or does that mean that she had an average time and really couldn't care less if she ever saw your face again?
Tekrar yapmalıyız " derse bunun anlamı güzel zaman geçirip yeniden buluşmak istemesi midir yoksa ortalama bir zaman geçirdim ve yüzünü yeniden görmesem de olur demek mi?
I really, really honestly did not think you'd be able to do that
Gerçekten yapabileceğinizi düşünmemiştim.
This situation needs a starting point, if I don't go with them do you really want me to accept the Crown Prince and Prince Yu's invitations
Olaya bir yerde başlamak gerek. Onlarla gitmeyim de Veliaht Prens'in veya Prens Yu'nun davetini kabul edip şehre stratejist sıfatıyla mı gireyim yani?
Well, that's really lame, but I think that you should do it.
Çok kötü bir durum, ama kabul etmelisin bence.
Er, pretending to kill myself was a real dick move and I do feel really bad about it...
İntihar etmiş gibi yapmak çok rezil bir davranış ve bunun için kendimi çok kötü hissediyorum.
I don't know about you, but I could really do with a beer right...
Seni bilmem ama ben aslında bir bira içebilirim...
I would really rather not do this.
Bunun yapmayı gerçekten istemem.
DR ULLAS KARANTH : If people do smart things, like different ways of producing energy, I think we will have room for large predators as well as people living really well.
Eğer insanlar akıllı işler yaparsa mesela, enerji üretmek için farklı yollar bulmak gibi bence insanlar rahat rahat yaşarken büyük yırtıcılar için de yaşam alanı oluşacak.
And they can say, "Oh, you really believe that Manitowoc Police Department and the FBI and everybody came in and they set this all up just to have Steven Avery guilty of this thing?" Yes, I do.
İsterlerse "Manitowoc Polis Departmanının Ve FBI'ın ve herkesin bunu Steven Avery'yi suçlu bulmak için Kurduklarına inanıyor musun?" Evet, inanıyorum.
So that was her choice and I think that came across to the jury, and there's really not much we can do about it anymore.
Sonuçta onun tercihi ve sanırım jüri de fark etti ve artık bu konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok.
'Cause I didn't really do it.
Çünkü gerçekten ben yapmadım.
Do you really think I'd steal something so big like five million won?
O kadar yüklü parayı çalacak kadar deli miyim ben?
I'm really going to do it.
Gerçekten yapacağım.
I really can do it.
Sahiden de yapabilirim.
I think we can really do this.
Bence cidden yapabiliriz bunu.
I don't know why I always talk myself out of doing the things that I really want to do.
Neden her zaman yapmak istediğim şeyleri sesli olarak söylediğimi bilmiyorum.
- I really wanna do this.
- Bunu gerçekten yapmak istiyorum.
- I didn't do much, really.
- Çok bir şey yapmadım.
Bob, I don't know what it is that you're into but what I do know is that I am really, really 100 % out!
Bob, içeri derken tam olarak neyi kastettiğini anlamadım ama ben gerçekten, gerçekten 100 % dışardayım!
I'm really sorry to do this, Fantasma.
Bunu yapacağım için üzgünüm, Fantasma.
I mean, somebody should really do something about this, huh?
Yani, birinin gerçekten bu konuda bir şey yapması gerekmez mi?
Yeah, I don't really know how to do that kind of stuff.
Evet, aslında o şeyin nasıl yapıldığını bilmiyorum.
I really hope I can do it 'Cause they're all depending on me
Umarım bunu yapabilirim çünkü herkes bana güveniyor
Do you really think I can be happy?
Gerçekten mutlu olabileceğime inanıyor musun?
Then I don't really know what to do right now.
Şu an ne yapmam gerektiğini hiç bilmiyorum.
I have to do something that I really care about.
Gerçekten umursadığım bir işi yapmalıyım.
Guys, I really respect the job you guys do.
Beyler, yaptığınız işe gerçekten saygı duyuyorum.
Do I really talk that much?
- O kadar konuşuyor muyum?
I know what you really wanna do is is give me a section 8 draw me out of the army.
- Evet efendim. Amacınızın beni çürüğe ayırıp ordudan atmak olduğunu biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]