I should have told you sooner перевод на турецкий
64 параллельный перевод
I should have told you sooner.
Er ya da geç sana söylemem gerekecekti.
I know I should have told you sooner, but it's not very pleasant business.
Daha önce söylemem gerekirdi biliyorum, ama o kadar kolay bir şey değil bu.
I should have told you sooner.
Daha önce söylemeliydim.
I should have told you sooner.
Sana hemen söylemeliyim.
I should have told you sooner.
- Daha önce söylemem lazımdı.
I guess I should have told you sooner.
Üzgünüm Sana daha önce söylemeliydim.
I should have told you sooner.
Sana daha önce söylemeliydim.
- I should have told you sooner.
- Ben daha önce söylemeliydim.
I should have told you sooner.
Sana daha önce haber vermem gerekirdi.
I should have told you sooner, Ed, I'm sorry.
Daha erken söylemeliydim, Ed, üzgünüm.
- I should have told you sooner.
- Sana daha önce söylemeliydim.
I should have told you sooner.
Sana daha önceden söylemeliydim.
I should have told you sooner, but didn't know how to.
Daha önce söylemem gerekirdi ama nasıl yapacağımı bilemedim.
And I should have told you sooner.
Ve seninle daha önce konuşmalıydım.
- I should have told you sooner.
- Daha evvel söylemeliydim.
I should have told you sooner.
Üzgünüm, daha önce söylemeliydim.
Hindsight being 20 / 20, I should have told you sooner What your role was in all of this.
Yaşanan tüm bu olaylardaki rolünü sana daha önce söylemem gerektiğinin geç de olsa farkına vardım.
I know I should have told you sooner, Victor.
Sana daha önce söylemem gerektiğini biliyorum Victor.
I'm sorry, I should have told you sooner
Evet söylemem gerekirdi, çok üzgünüm ama...
And I realize I should have told you sooner.
Daha önce anlatmalıydım biliyorum.
I should have told you sooner.
Sana daha önce söylemem gerekirdi.
I know I should have told you sooner.
Biliyorum, sana daha önce söylemeliydim.
I should have told you sooner.
Sana söylemem gerekirdi.
I was afraid you'd leave if I told you, but I should have told you sooner.
Beni bırakıp gidebilirdin. Ama çok daha önce söylemem gerekirdi.
I know I messed up. I should have told you sooner.
Sana daha önce söylemeliydim.
I'm sorry, I should have told you sooner.
Üzgünüm, Sana daha önce söylemem gerekirdi.
I should have told you sooner, but I was afraid you'd fire me.
Daha önce size söylemeliydim ama beni kovmanızdan korktum.
I know I should have told you sooner.
Biliyorum, sana daha önce anlatmalıydım.
I should have told you sooner.
Daha önce söylemem gerekirdi.
I know I should have told you sooner, but I took Morgan topside to try to extract intel from Jedikiah.
- Daha önce söylemeliydim biliyorum ama Jedikiah'tan bilgi almak için Morgan'ı yüzeye çıkardım.
I should have told you sooner.
Aslında daha önce söylemeliydim.
I know, I should have told you sooner, I just... It's just such a new thing for me.
Biliyorum daha önce söylemeliydim ama benim için yeni bir durum bu.
I know I should have told you sooner.
Daha önce söylemem gerektiğini biliyorum.
I know I should have told you sooner when it started like we promised each other, but I was scared you were gonna run.
I know I should have told you sooner when it started like we promised each other, but I was scared you were gonna run.
I probably should have told you a lot sooner.
Muhtemelen size daha önceden söylemeliydim.
I really should have told you sooner.
Sana daha önce söylemem gerekirdi.
And I should have told you about it sooner, and I didn't.
Ve size daha önce söylemem gerekirdi ve yapmadım.
I do know this, you should have told me sooner, Ronny.
Biliyordum, bunu bana daha önce söylemeliydin, Ronny.
I, a hundred percent, should have told you sooner but Brody swore me to secrecy and... Mom, I'm sorry.
Anne üzgünüm.
I should have told you about that sooner.
Daha önce sana söylemem lazımdı.
And I know I should have told you this sooner, but I thought you were this incredible person who would have no interest in me.
Bunu daha önce söylemem gerektiğini biliyorum. Ama benimle ilgilenmeyecek harika biri olduğunu düşündüm.
I know I should've told you sooner, but you have to see it from my point of view.
- Sen bunu ne zamandır biliyorsun? - Önceden söylemem gerekirdi, biliyorum.
I know that nothing that I'm gonna say is gonna make up for the fact that I should have told you the truth sooner.
Ne dersem diyeyim, sana gerçeği daha erken söylemem gerektiği gerçeğini... -... telafi edemeyeceğimi biliyorum.
And I should have told you that sooner.
Bunu daha önce söylemeliydim.
I told you we should have left sooner, but, no, you said we had to stay at temple.
Sana daha erken çıkmamızı söylemiştim, ama sen sinagogda kalmamızı söyledin.
I know it's a lot to take in, and I probably should have told you sooner, but...
Biliyorum bunu kaldırması zor ve muhtemelen bunu yakınlarda söylemiş olmam gerekiyordu ama...
I should have told you about your father sooner.
Babandan daha önce bahsetmeliydim sana.
I... I probably should have told you sooner, but...
Bunu sana daha önce söylemem gerekirdi, ama...
So, maybe you should have bought your tickets sooner like I told you.
Dediğim gibi biletlerini erken satın almalısın belki de.
I should have told you about Owen sooner.
Owen'dan sana daha önce bahsetmeliydim.
I should've told you the truth sooner, but you don't have to worry about Malcolm.
Önceden söylemem gerekirdi ama endişelenmene gerek yok.