I shouldn't have come here перевод на турецкий
124 параллельный перевод
- I knew it. I shouldn't have come here.
- Biliyordum, buraya gelmememiz gerekirdi.
I told you we shouldn't have come here!
Buraya gelmemeliydik dedim sana!
I knew we shouldn't have come here!
- Buraya gelmeyecektik işte!
I really shouldn't have come here.
Buraya gelmemeliydim.
I shouldn't have come here at all!
Buraya hiç gelmemeliydim!
You know, really, I shouldn't have come up here so early but we've been, sort of, drinking.
Gerçekten, bu kadar erken gelmemeliydim ama biz biraz içtik.
- Obviously I shouldn't have come here.
- Aslında buraya hiç gelmemeliydim.
I shouldn't have come back here so soon.
Bu kadar erken dönmemeliydim buraya.
I knew we shouldn't have come here.
Buraya gelmememiz gerektiğini biliyordum.
I shouldn't have come up here.
Buraya çıkmamalıydım.
I shouldn't have come here.
Gelmemeliydim buraya.
I shouldn't have come here.
Buraya gelmemeliydim.
I shouldn't have come here after all.
Buraya gelmemeliydim zaten.
You shouldn't have come here. I told you it wasn't Gus.
Buraya gelmemeliydin.
I knew I shouldn't have come here.
Buraya gelmemeliydim.
Sorry Danny I shouldn't have come here
Üzgünüm Danny, buraya gelmemeliydim.
I'm from Texas. Mr. Garrison, I think you shouldn't have come here.
Bay Garrison, bence buraya gelmemeliydiniz.
I shouldn't have come here, damn it!
Buraya gelmemeliydiö, kahretsin!
I shouldn't have let you come here.
Buraya gelmene izin vermemeliydim.
I told you we shouldn't have come here!
Sana buraya gelmemen gerektiğini söylemiştim!
Ex-Dealer. I knew we shouldn't have come here.
Eski sağlayıcım, buraya gelmemeliydik.
- I told you we shouldn't have come here.
- Buraya gelmememiz gerektiğini söylemiştim.
I shouldn't have even come here.
Buraya gelmemeliydim.
I shouldn't have come here for three years.
Üç yıl gelmeyebilirdim buraya.
I shouldn't have come in here.
Buraya gelmemem lazımdı.
But I shouldn't have come here.
Ama buraya gelmemeliydim.
I shouldn't have asked you to come down here.
Buraya gelmeni sormamam lazımdı.
I shouldn't have come here looking for you.
Seni aramak için buraya gelmemeliydim.
I guess I shouldn't have come here.
Sanırım buraya gelmemeliydim.
I really shouldn't have to come out here and ask for some peace and quite.
Buraya gelip, sessiz olmanızı istemek zorunda değilim.
- I told you, we shouldn't have come here
Ben gelmeyelim demiştim.
I shouldn't have asked you to come here!
Bir hata yaptım. Buraya gelmeni istememeliydim.
Ah, man, I shouldn't have come here.
Ah, adamım, buraya gelmemeliydim.
I told you we shouldn't have come here, Julia.
Buraya gelmememiz gerektiğini sana söylemiştim, Julia.
I'm sorry, Chloe. But you shouldn't have come here.
Üzgünüm, Chloe ama buraya gelmemeliydin.
Sir, your mouth... I'm sorry. I shouldn't have come here.
Bayım, ağzınız... üzgünüm, buraya gelmemeliydim kafam çok karışık... oğullarımız birlikte savaştılar,
You shouldn't have come in here. I can only protect myself.
Buraya gelmemelisin.
I knew we shouldn't have come down here.
Biliyordum. Buraya hiç girmemeliydik.
Even I shouldn't have agreed to come here.
Hatta ben bile kabul etmedim.
-... that you please shouldn't come here... - Did I say... you should play and lose? Pay us back as much as you have.
Ben mi dedim sana oyna ve kaybet diye?
I shouldn't have come here.
Zaten buraya gelmemeliydim.
You're right, I didn't need to come here, and I shouldn't have come. Abby, I lied to you.
Adım Jackson değil.
I shouldn't have come here in the first place.
Buraya gelmem hataydı.
I shouldn't have made you come here.
Seni buraya getirmemeliydim.
I knew we shouldn't have come here that it was a trap, we should have stayed in Rome.
Buraya gelmememiz gerektiğini ve bunun bir tuzak olduğunu biliyordum. Roma'da kalmalıydık.
I shouldn't have come here today.
Bugün buraya gelmemeliydim.
I told you that we shouldn't have come here.
Sana buraya gelmemeliyiz demiştim.
I told you we shouldn't have come here.
Sana buraya gelmememiz gerektiğini söyledim.
I was wrong, I shouldn't have come here.
Hata ettim, buraya gelmemeliydim.
I shouldn't have come here.
Burada olmamalıydım.
I - l shouldn't have come here.
Buraya hiç gelmemeliydim.