I told you that in confidence перевод на турецкий
58 параллельный перевод
I told you that in confidence!
- Sır olarak söylemiştim.
- I told you that in confidence.
- Bunu sana sır olarak verdim.
Marie, I told you that in confidence!
Marie, bu aramızda sırdı.
- I told you that in confidence.
- Bunu sana güvenerek söyledim!
I told you that in confidence.
Onları sana güvenerek anlatmıştım.
I told you that in confidence.
Güvendiğim için sana söyledim
I told you that in confidence, Hands.
Sana bunu gizli söylemiştim, Hands.
I told you that in confidence.
- Bunu bir sır olduğunu sana söyledim.
I told you that in confidence.
Bunu sana sır olarak söylemiştim.
I told you that in confidence.
Dominika mı? - Onu sana güvenerek söyledim.
I told you that in confidence.
Sana bunu sır olarak vermiştim.
I told you that in confidence!
Bu aramızda kalacaktı!
I told you that in confidence, you little bitch.
Sana güvendim de anlattım, kaltak!
I told you that in confidence, not so you could broadcast it to an entire room full of...
Bunu sana sır olarak söylemiştim, bunu yayacağını düşünmemiştim, özellikle bir oda dolusu...
I told you that in confidence over six cosmopolitans.
Onu altı kokteyl devirdikten sonra söylemiştim.
I told you that in confidence.
Bunu sana güvendiğim için söylemiştim.
I told you that in confidence.
Gayet emin olabilirsin bundan.
My unc... I told you that in confidence.
Güvende olduğumu söylemiştim.
I told you that in confidence.
- Sır olarak söylemiştim onu sana.
I told you that in confidence, not so you could use it against me.
Sana güvenip anlattım ama bana karşı kullanmanı beklemiyordum.
Alec, I told you that in confidence!
Alec, sana bunu sır olarak söylemiştim!
Ricky, I told you that in confidence.
Ricky, bunun gizli bilgi olduğunu söylemiştim sana.
I told you that in confidence, Chris.
Sana bunu sır olarak söylemiştim Chris.
No, and I told you that in confidence.
Hayır ve sana güvenerek anlatmıştım onu.
I told you that in confidence!
Sana güvenmiştim.
I told you that in confidence.
Sana güvenerek söylemiştim bunu.
- I told you that in confidence.
- Sana sır olarak söylemiştim onu. - Neyse ne.
I told you that in confidence, Gary.
Sana onu sır olarak söylemiştim Gary.
I told you that in confidence.
Bunu sana güvenerek söylemiştim.
I told you that in confidence.
Bunu sana sır olarak vermiştim.
I told you that in confidence during pillow talk.
Yastık sohbetinde sana güvenerek söyledim bunu.
Al, I told you that in the strictest confidence.
Al, sana bunu söyledim çünkü güvendim.
I told you about that baby in confidence.
Bebeğimle ilgili şeyi sana güvendiğim için söylemiştim.
I told you that story in confidence.
Kimseye söylemek yok demiştim!
I told you shit in confidence that had nothing to do with any of this shit!
Sana güvenip bütün bunlarla ilgisi olmayan şeyler anlattım.
No, Max, that is something that I told you in confidence.
Hayır, Max, bu, sana güvenerek söylediğim bir şey.
I told you that in strict confidence!
Sana bunu bir sır olarak söylemiştim.
I sensed. And I told you that as my wife in confidence.
Ve bunu sana eşim olmana güvenip de söyledim.
- i know. but alonzo's coat, you told me that in confidence.
Alonzo'nun paltosu, onu bana gizli gizli söylemiştin.
And now that I have told you I am a common man you've got back some confidence in your voice.
Ve şimdi sıradan biri olduğumu söylediğimden beri sesinizdeki güven yerine geldi.
I told you in confidence that we were trying to have another baby.
Sana özellikle bir bebek sahibi daha olmaya çalıştığımızı söylemiştim.
I told you that in confidence.
sana güvenmiştim.
Hey, I told you about that in confidence.
Bunu sana, kendime güvenerek söylemiştim.
I told you that in confidence!
Merhaba, Lois.
What I can't believe is that you totally blabbed about Ducky's girlfriend, and I told you that in the strictest confidence.
Ducky'nin kız arkadaşı olduğunu ağzından kaçırdığına inanamıyorum. - Ağzını sıkı tutmanı söylemiştim.
What I told you, sir, is that the defense will try anything in its power to shake your confidence in this case.
Size söylediğim şey bayım, savunma bu davada güveninizi sarsmak için bütün gücünü kullanacaktır.
Thanks very much for that, Les, because I told you that in absolute confidence.
Teşekkürler Les. Çünkü ben bunu sana tamamen güvenerek söylemiştim.
I told you that in strictest confidence.
Sana bu konu hakkında konuşmamanı söylemiştim.
I told you that shit in confidence, Holly.
Sana bunu net olarak söylüyorum, Holly.
Why did you tell my husband I was pregnant, or that I'd had an abortion, when I told you in confidence?
Hamile olduğumu ya da bebeği aldırdığımı, sana güvenerek söylediğim halde neden gidip kocama söyledin? - Güvenimi boşa çıkardın.
DuPont Investments dropped through the floor today, and you sold short based on something that I told you in confidence.
DuPont Yatırımları bugün dize geldi sen de karşılıksız satış yaptın benim sana güvenerek dediğim bilgiyle.