I tried to перевод на турецкий
18,894 параллельный перевод
Hey. I tried to call you.
Seni bulmaya çalışıyordum.
Well, I tried to reach out for a couple years.
İlk birkaç yıl ulaşmaya çalıştım.
Did they tell you I tried to come see you in juvie?
Seni görmek için ıslahevine geldiğimi söylediler mi?
I tried to tell you the maze wasn't meant for you.
Labirentin sana uygun olmadığını anlatmaya çalıştım.
I tried to help. Beat sense in his big, stupid head, but... I haven't been able to get through to him.
O aptal, koca kafasına akıl sokmaya çalıştım ama bir türlü lafımı dinletemedim.
See, I tried to tell you about that.
Sana anlatmaya çalışmıştım.
Now they're going to take our house away, and I tried to talk to her about it too.
Şimdi evimizi elimizden alacaklar. Annemle bu konuyu konuşmayı denedim.
I tried to climb after him, but when I went to touch The Ladder, it was burning hot.
Onun ardından tırmanmayı denedim. Ama Merdiven'e dokunmaya kalktığımda ateş içinde yanıyordu.
And I realize now that I tried to force things by moving here.
Şimdi fark ediyorum da, buraya taşınarak bazı şeyleri çok zorladım.
I tried to take it off, but it wouldn't come off.
Çıkartmaya çalıştım ama çıkmadı.
I tried to help you and you kept screwing up.
Sana yardım etmeye çalıştım, ama her zaman mahfettin.
- I tried to counsel them.
- Danışmanlık yapmayı denedim.
I tried to fetch her a doctor, but there's trouble on t'road.
Doktor getirmeye çalıştım ama yolu kapatmışlar.
Anyway, I tried to stop him and I knocked the gun away and turns out it was a toy gun that shoots little foam pellets.
Her neyse, karışıktı ve onu durdurmaya çalıştım... yere yatırıp silahı aldım... meğerse plastik mermili oyuncak bir silahmış.
I-I tried to call, but my phone had no service.
Aramaya çalıştım ama telefon çekmedi.
She was attacking those two people, and I tried to stop her, but I couldn't.
O iki insana saldırıyordu ve onu durdurmaya çalıştım ama yapamadım.
I tried to convince him to fight, but...
Onu savaşması için ikna etmeye çalıştım.
I tried to stop them, I told them my opinion, but they were so insistent we keep it from you.
Onları durdurmaya çalıştım ve fikrimi söyledim ama bunu sizden saklamamız konusunda ısrarcıydılar.
I know only because I tried to get one for Mike and was refused.
Mike'ı istedim ve reddettiler, oradan biliyorum.
I tried to get an appointment... but there's a three month waiting list.
Randevu almaya çalıştım ama üç ay sonraya veriyorlar.
I tried to change her mind.
Fikrini değiştirmeye çalıştım.
I tried to help you!
Sana yardım etmeye çalıştım!
I tried to tell you that.
Bunu anlatmaya çalıştım.
Last night I tried to kill myself.
Dün gece canıma kıymaya kalktım.
I tried to stop him.
Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to do both.
İkisini de yapmaya çalıştım.
I tried calling after we heard but..... we don't speak to him any more.
Haberimiz olduktan sonra aramaya çalıştım ama artık onunla konuşmuyoruz.
I have tried everything to get Josh's attention and get him to love me, but it-it's like, he doesn't even see me.
Dikkatini çekebilmek ve onu kendime âşık edebilmek için her şeyi denedim. Ama sanki beni hiç görmüyor gibi.
- I tried to talk to her.
- Evet, biliyorum.
I tried and I failed to stop Claude's marriage the only way I could.
Yapabildiğim tek şekilde Claude'un evliliğini engellemeye çalıştım ve başarısız oldum.
I'll rest much easier when you find out who tried to kill me.
Beni öldürmeye çalışanı bulduğunda daha rahat dinleceğim.
And so it would seem that like my fellow South Africans, I've not only tried to forgive, apparently I nearly forgot.
Belli ki ben de Güney Afrikalı kardeşlerim gibi affetmeyi denemekle kalmayıp neredeyse unutmuşum.
I tried to kill her.
- Onu öldürmeyi denedim.
Um, okay, uh, what's wrong is I was trying to buy the ticket for Hawaii, and so I tried all of my credit cards, and then I tried my debit card, and then I checked my bank account...
Sorun şu ki Hawaii'ye bilet almaya çalışıyordum ve tüm kredi kartlarımı ve bankamatik kartımı denedim.
I've never tried to make friends as a not-rich person.
Hiç zengin olmayan bir arkadaş edinmeye çalışmadım.
I know you tried to fix all this, but we can't chase our tails forever.
Bunu halletmek için elinden gelen yaptığını biliyorum, ama aynı yerde dönüp duramayız.
And O'Dare, I tried so hard to get to know O'Dare he thinks I'm trying to get into his pants.
O'Dare ile o kadar takıldım ki adam yatmaya çalıştığımı falan sanacak.
Tried to follow him, but I lost him at the train tracks.
Takip etmeye çalıştım, ama tren raylarında kaybettim.
Cam bought me this shirt, and I... can't believe I just tried to blame Cam.
Bu gömleği bana Cam aldı ve ben suçu Cam'in üstüne atmaya çalıştığıma inanamıyorum.
Yeah, it would also explain why they tried to take all the bones- - they didn't want us getting an I.D.
Evet, bu tüm kemiklerin neden alındığını da açıklıyor. Hiroda'nın kimliğini öğrenmemizi engellemek için.
Well, I tried talking to you, Sarah.
- Seninle konuşmayı denedim, Sarah.
I lost my wife, my best friend, my brother tried to kill me.
Karımı ve en yakın dostumu kaybettim, kardeşim beni öldürmeye çalıştı.
I tried very hard to forget.
Unutmaya çalıştım.
I tried my best to get her to stay, okay?
- Kalması için elimden geleni yaptım ben.
I-I was the one who let the meeting run long, I... I mean, it was my fault that she tried to walk home and, um when I could do nothing,
Toplantının gereğinden fazla sürmesine izin veren bendim yani, eve yürüyerek gitmesi benim hatamdı ve elim kolum bağlıyken..
Drina, I mean, Majesty..... I have always tried to shield you from these things, but Lord Melbourne, I'm afraid, is disreputable!
Drina, yani, Majesteleri sizi hep bu tür şeylerden korumaya çalıştım fakat Lord Melbourne, affedin ama kendisi kötü tanınan bir adamdır!
We'll leave, but not until I get the truth about why you tried to kill me.
Gideceğiz, ama beni neden öldürmeye çalıştığın hakkında gerçeği duyana kadar değil.
No wonder you tried to seduce Hsiao-feng.
Hsiao-feng'i baştan çıkarmaya çalıştığına şaşırmadım.
I always tried to be friendly with Andy.
- Her zaman Andy ile dost olmaya çalıştım.
I'm guessing you tried to destroy it when you heard we had figured out Grace had to have been poisoned.
Tahmin ediyorum ki Grace'in öldürüldüğünü anladığımızda bunu yok etmeye çalıştınız.
You tried to get me to roll over on Nick Costas, but I was all Stand By Your Man and crap.
Nick Costas'ın üstüne gidebilmek için beni ayarlamaya çalışmıştın, ama ben sadık olmayı seçtim ve sonradan işler sarpasardı. Cassidy.
i tried to call you 63
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried to tell you 96
i tried to help 24
i tried to kill you 21
i tried to find you 18
i tried to help you 32
i tried to talk him out of it 18
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried to tell you 96
i tried to help 24
i tried to kill you 21
i tried to find you 18
i tried to help you 32
i tried to talk him out of it 18
i tried to talk to him 26
i tried to save him 22
i tried to help her 22
i tried to save her 24
i tried to kill myself 21
i tried to help him 25
i tried to stop it 44
i tried to stop him 114
i tried to stop her 54
i tried to stop them 48
i tried to save him 22
i tried to help her 22
i tried to save her 24
i tried to kill myself 21
i tried to help him 25
i tried to stop it 44
i tried to stop him 114
i tried to stop her 54
i tried to stop them 48