I want you to know something перевод на турецкий
748 параллельный перевод
I want you to know something I've never said.
Hiç söylemediğim bir şeyi bilmeni istiyorum.
But I want you to know something.
Ama bazı şeyleri bilmeni istiyorum.
Before you go in there, I want you to know something.
Oraya girmeden önce bir şeyi bilmeni istiyorum.
I want you to know something.
Bir şeyi bilmenizi istiyorum.
Before we go to that night spot, I want you to know something.
Oraya gitmeden önce bilmeni istediğim bir şey var.
I'm leaving here, with or without you, but I want you to know something.
Buradan ayrılıyorum, seninle ya da sensiz, ama bir şeyi bilmeni istiyorum.
Helen, I want you to know something, if you don't already know it.
Helen, bir şey bilmeni istiyorum. Eğer hala bilmiyorsan.
I want you to know something, Vern.
Bir şeyi bilmeni istiyorum, Vern.
I want you to know something about this ring.
Bu yüzükle ilgili olarak şunu bilin ki ;
But I want you to know something.
Ama bir şey bilmeni istiyorum.
I want you to know something right here and now!
Size şimdi bir şey belirtmek istiyorum Bayan Ratched!
I want you to know something, Wilson.
Bir şeyi bilmeni istiyorum Wilson.
Kitty, I want you to know something.
Kitty, bir şeyi bilmeni istiyorum.
I don't know if you can understand me, but I want you to know something.
Beni anlayabilir misin bilmiyorum ama bir şeyi bilmeni istiyorum.
- Paula, I want to tell you something - l know.
- Paula, sana bir şey söylemek istiyorum. - Biliyorum.
Well, I'll tell you, Bill, we already got a president, but any time you want to run for mayor or sheriff or something like that, you just let me know.
Şunu diyeyim Bill, zaten bir başkanımız var.. ama belediye başkanlığı ya da şerifliğe adaylığını koymak istersen... haberim olsun.
You know, I... I want to show you something.
Bilirsin, Sana bir şey göstermek istiyorum.
There's something I want you to know.
Bilmeni istediğim bir şey var.
If something should keep us apart wherever they put you and wherever I'll be, I want you to know that I...
Eğer ayrılmamız gerekirse, seni nereye koysalar, nerede olursam olayım, şunu bil ki, ben- -
I wanted to get to know you better. There's something I want to talk to you about before you go.
Gitmeden seninle konuşmam gereken bir konu var.
I want each one of you to know something about the other man's job.
Her birinizin ekipteki diğer adamların işlerini bilmenizi istiyorum.
Mr. Morse, I just want you to know something.
Bay Morse, bir şeyi bilmenizi istiyorum.
- I know what you're gonna do, but first I want to tell you something.
Başka? Ne yapacağını biliyorum.
Wolowicz, there's something I want you to know.
Wolowicz, bilmeni istediğim bir şey var.
You, Bill, want to tell me something that I know already... and you Storm, won't let him.
Sen, Bill, bana zaten bildiğim bir şeyi söylemek istiyorsun... ve sen Storm, onu bırakmayacaksın.
I want you to know that I've gained something.
Bir şey kazandığımı bilmeni istiyorum.
I know I've been living in a dream, just like a little girl... without seeing what I didn't want to see... but you want to know something, Marc?
Bir rüyada yaşadığımı biliyorum, küçük bir kızmış gibi. görmek istemediğim şeyleri görmeden. Fakat bir şey bilmek ister misin Marc?
I don't want to be troublesome, Miss Amberly... but I've got to know something more... about that story you told the police.
Başınıza dert olmak istemiyorum, Miss Amberly... Polise anlattığın hikaye ile ilgili olarak... Bir şey daha sormak istiyorum.
Elizabeth, I don't know you very well, but I want you to do something for me.
Elizabeth, sizi pek tanımıyorum, ama benim için bir şey yapmanızı rica ediyorum.
Do you want to know something? I could absolutely shake you.
Biliyor musun, şeytan kır şunun kafasını diyor.
Far as I'm concened, you can go out there in the street and get yourself killed any time you want to. You know something?
Bana göre istediğin zaman dışarı çıkıp kendini öldürtebilirsin.
This is something I want you to know about before I go.
Gitmeden önce öğrenmeni istediğim bir şey var.
There's something worrying you, and I want to know what it is.
Seni endişelendiren bir şey var, ve ben bunun ne olduğunu bilmek istiyorum.
And, I know that as God-fearing Christian people you will want to contribute a little something anything at all, to those less fortunate.
Tanrı korkusu olan iyi Hristiyanlar olarak bahtsız insanlara yardım edeceğinizi biliyoruz.
There's something I want you to know...
Bilmeniz gereken bir şey var...
If you want to know something, I feel pretty lousy myself.
Eğer bilmek istiyorsan, ben de kendimi pek iyi hissetmiyorum.
You know, looking around the party at everybody... all of them trying to be something they weren't in the first place... all I want to be is me, what I was before I met you.
Partidekilere bakıyorum da hepsi olmadıkları bir şey gibi olmaya çalışıyor. Benim tek isteğim kendim olmak. Seninle tanışmadan önceki gibi olmak.
I can see you know something but unless you want to, you will never spit it out.
Bir şeyler bildiğini anlayabiliyorum ama istemediğin sürece asla konuşmazsın sen. O yüzden sana, yüzde 50 şans vereceğim.
I know Dad's feeling bad. Tomorrow I'll take you fishing or something. But you don't have to go unless you want to.
Yarın balık avlamaya falan çıkarız ama eğer gelmek istemezsen zorunda değilsin.
I don't know why exactly, only if it's something horrid I don't want you to.
Tam olarak bilmiyorum ama kötü bir şeyse söylemenizi istemiyorum.
I thought you might know something I want to know.
Benim öğrenmek istediğim bir şeyi biliyor olabilirsin.
As long as we're rapping it out on your terms... everything's OK, but the minute I have a question... or I want to know something specific from you... you either shine me on or go out for coffee.
Seninle kişisel ilgisi olmayan bir iş olduğunda her şey yolunda ama ne zaman seninle ilgili özel bir şey sorduğumda ya da öğrenmek istediğimde ya beni tersliyor ya da kahve almaya gidiyorsun.
I know that, I just... I want you to buy something for yourself.
Biliyorum, sadece... kendine bir şeyler almanı istiyorum.
I don't know any Lacey. Look, if you want to know something about the business... you talk to Milo.
Bakın, şimdi kendinize yazdığınız şu küçük notu anlayamıyorum.
And you want to know something? So do I. I warned you in my office.
Şimdi, onun ayın 20'sinde sabahleyin sürücü sınavına girdiğini biliyorum fakat gerçekten bana gerekli olan kesin teşhis.
Before Ken dies there is something I think you might want to know.
Ken ölmeden önce.. ... bence bilmek isteyebileceğin birşey var.
I just want to go out and you know, really, really do something.
Dışarı çıkıp gerçekten de birşeyler yapmak istiyorum.
After you learn their skills I want you to do something for me First I will let you know in detail... the skills I've taught them
eğer eğitimini tamamlarsan... senden bir dileğim olacaktır öncelikle geçmiş öğrencilerimin dövüş yeteneklerini anlatayım hadi gel artık... eğitim salonumuza geçip orda konuşalım!
Maybe the only thing you know... is I don't want to get married, or something like that.
Belki tek bildiğin... evlenmek istemediğim, yada öyle bir şey.
If you're concealing something, I want to know it.
Bir şeyler gizliyorsan, bilmek istiyorum.
I know something is eating you. I want to help.
İçini kemiren bir şey olduğunu biliyorum ve yardım etmek istiyorum.