I want you to see something перевод на турецкий
260 параллельный перевод
I want you to see something.
Bir şey görmeni istiyorum.
I want you to see something.
Bir şey göstermek istiyorum.
Come, I want you to see something phenomenal.
Gel, sana bir şey göstereceğim.
- I want you to see something.
- Ben sana bir şeyi göstereyim.
I want you to see something in here.
Görmeni istediğim bir şey var burada.
No, I want you to see something.
Hayır, seyret şimdi.
I want you to see something.
Birşey görmeni istiyorum.
- I want you to see something. - Ohh.
- Görmeni istediğim birşey var. - Ohh.
I want you to see something. Come here.
Bir şeye bakmanı istiyorum.
- I want you to see something.
- Bir şey görmeni istiyorum.
I want to show you that I really do something here. Look, see?
Sana burada gerçekten bir şeyler yaptığımı göstermek istiyorum.
I just want to set you right about something you couldn't see... because it was smack up against your nose.
Sadece size burnunuzun dibinde olduğu için göremediğiniz.. .. bir şeyi göstereceğim.
I thought maybe you'd want to go see a movie or rent a movie or something.
BeIki benimIe sinemaya gitmek veya fiIm kiraIamak istersin sanmıstım.
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
I know I've been living in a dream, just like a little girl... without seeing what I didn't want to see... but you want to know something, Marc?
Bir rüyada yaşadığımı biliyorum, küçük bir kızmış gibi. görmek istemediğim şeyleri görmeden. Fakat bir şey bilmek ister misin Marc?
Did you want to see Cathy about something?
Cathy'i belirli bir şey için mi göreceksiniz?
I can see you know something but unless you want to, you will never spit it out.
Bir şeyler bildiğini anlayabiliyorum ama istemediğin sürece asla konuşmazsın sen. O yüzden sana, yüzde 50 şans vereceğim.
Constable, I've got something I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey var.
There's something I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey var.
You must kill... I want to see old master I... I have something to say
Efendimizi görmek istiyorum söylemem gereken bir şey var
Mr. Braddock, you've seen something I didn't want you to see.
Bay Braddock, görmenizi arzu etmediğim bir şey gördünüz.
I want to show you something. See?
Bak ne göstereceğim sana?
I don't want to see you do something you'll regret.
Pişman olacağın bir şeyi yapmanı istemiyorum.
You see, I'm a little impatient, and... well, I don't want to spend 10 years as a junior reporter on some big-city paper... before I get a chance to cover something other than,
Görüyorsun, ben biraz sabırsızım ve... bir on yılımı acemi bir gazeteci olarak bir takım büyük şehir gazetelerinde harcamak istemiyorum. Daha iyi bir şeyler yakalama şansım varken, toplumsal olaylar ya da yemek bölümü gibi.
- I have something I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey var. - Nedir?
Come on. There's something I want you to see.
Görmeni istediğim bir şey var.
There's something I want you to see.
Sana göstermek istediğim birşeyler var.
I just want to get out of here and see something different for a few days, you know?
Sadece buradan gitmek ve bir kaç gün değişik bir şeyler görmek istiyorum.
You want to see something funny? You go visit John Bender in five years.
Beş yıl sonra John Bender'i ziyaret edin.
But it's not great. You see, Marilyn, I want you to reach deep down inside yourself this time, and come up with something specifically unique.
Ama muhteşem değil.Bu sefer seni kendi içinin en derinine erişmeni istiyorum.
There's something I want you to see, sir.
Görmenizi istediğim bir şey var efendim.
Just a minute. There's something I want you to see.
Bir dakika, görmeni istediğim birşey var.
There's something I want you to see.
Görmeni istediğim bir şey var.
You want something to cry about, I'II run you to the state home let you see what's lying around out there.
Eğer ağlamak için bahane arıyorsan, seni huzur evine götürebilirim insanların ne halde olduğunu görürsün.
Is there something you want me to tell Frankie for you when I see him?
Frankie'ye söylemek istediğin birşey varmı?
" Dearest Aarne, I know you don't want to see me or hear from me, but there's something I must write to you about.
" Sevgili Aarne, Beni görmek veya benimle ilgili bir şey duymak istemediğini biliyorum.
Also, I want you to get Abe... to talk to some of those friends of his... see if they can't get this cop transferred... or retired or something.
Aynı zamanda Abe'e, onun bazı... arkadaşlarıyla konuşmasını söylemeni istiyorum... bu polisi transfer edip etmediklerini, emekli yapıp yapmadıklarını falan bilmek istiyorum.
THERE'S SOMETHING I WANT YOU TO SEE.
Size göstermek istediğim bir şey var.
Frasier, there's something I want you to see.
Frasier. Frasier, buraya gel. Bir şeyi görmeni istiyorum.
You see, I think Barton Russell's up to something, and I want to be the first person to find out what.
Barton Russell'ın bir işler çevirdiğini düşünüyorum. Ve ne olduğunu öğrenen ilk kişi olmak istiyorum.
See, I mentioned that you'd be dropping us and he said... tell Catalano I'll meet him there, I got something I want to tell him.
Bizi bırakacağından bahsettim oda Catalano'ya söyle onunla orada buluşurum. Ona söyleyeceklerim var dedi.
There's something else over here I want you to see.
Görmenizi istediğim bir şey daha var.
There's something I want you to see.
Görmeni istediğim birşey var.
There's something I want you to see.
Sana göstermek istediğim bir şey var.
AND THE STAGGERING HUMAN COST, YOU JUST WANT TO DO SOMETHING. BUT YOU SEE, I...
İstatistiklere baktığımız zaman bu sersemletici beşeri maliyetleri görünce bir şeyler yapmak istiyorsunuz.
I got something here you might want to see.
ilginizi çekebilecek bir şey buldum.
Imagine how they are feels to a little boy knowing that their father could careless weather he to see them or not and you have every means to deny me something that I want, something that I deserved, something that this family needs
Pluto sanmıştım. Bana bakın Bay Holsten.
There's something I know you're going to want to see for yourself.
Kendinizin görmek isteyeceğini bildiğim bir şey var.
Well, Simpson, I must say once you've been through something like that with a person you never want to see that person again.
Simpson, söylemeliyim ki bir insanla böyle bir şey yaşayınca o insanı bir daha görmek istemiyorsun.
Now, I know it's your job to protect that money, son. But before you try anything tricky, there's something I want you to see.
Görevinin o parayı korumak olduğunu biliyorum, ama bir numara yapmaya kalkışmadan önce, bir şeyi görmeni istiyorum.
I just don't want to see you beholden to somebody for something you done took.
Kabul ettiğin bir şey yüzünden birine borçlu kaldığını görmek istemiyorum. - Kabul ettiğim bir şey yüzünden mi?