I want you to see this перевод на турецкий
734 параллельный перевод
I want you to see this.
Bunu görmenizi istiyorum.
I want you to see this.
Bunu görmelisin.
- I want you to see this horse.
- Bu atı görmeni istiyorum.
Come on, I want you to see this, so you can know what to look forward to.
Hadi gel, bunu görmeni istiyorum, böylece neyi iple çekeceğini anlayabilirsin.
Come here, Daisy, I want you to see this.
Gel, Daisy, Bunu görmeni istiyorum.
But first I want you to see this...
İlk olarak, bunu görmeni istiyorum.
I want you to see this comin'!
Kurşunun gelişini görmeni istiyorum!
I don't know how she feels about me, and so I'm just kind of- - I'm taking it slow, but at the same time, it's really hard'cause I really want to, you know, see where this is gonna go.
Bana olan hislerini bilmiyorum ve bu yüzden biraz ağırdan alıyor gibiyim ama aynı zamanda çok da zor çünkü gerçekten de bu işin nereye uzanacağını görmek istiyorum.
I want us to walk down the red carpet together. Arm in arm like this. I want you to come with me to see the movie.
Kırmızı halıda kol kola yürüyerek benimle film izlemeye gelmeni istiyorum.
I'm sorry, my boy,... but we never want to see you in this house again.
Üzgünüm, evlat seni bir daha bu evde görmek istemiyoruz.
You see, Anna, this is why I didn't want to tell you.
İşte, Anna, sana bu yüzden söylemek istemedim.
You see, I didn't want to say anything about this.
Bu konu hakkında bir şey demek istemedim.
If you read the contract carefully... you will see I don't have to play after this hour unless I want to.
- Evet.
And don't make up your mind about this dress... because I've got another one in there I want you to see.
- Tek isteğim ışıkları kapatmak. Bence bu iş hiç de sana göre değil.
That's because I want you to see the men who fought 36 engagements who cleared and pacified this frontier single-handed who sweated and starved day after day against impossible odds.
Çok tuhaf. Çünkü 36 muharebeye katılmış, sınırı yardımsız temizlemiş, zor koşullarda ter döküp aç kalmış olan adamları görmenizi istiyorum.
I didn't want to tell you this... but now, you see, I have to.
Sana bunu söylemeyi istemezdim ama artık söylemek zorundayım, anlıyorsun ya.
I told you over the phone this morning Mr. Sherlock Holmes that I did not want to see you.
Bu sabah size telefonda söyledim Bay Sherlock Holmes sizinle görüşmek istemiyorum.
You see... this isn't my day for an interview and I want her to have these.
Anlayacağınız üzere bugün benim görüşme günüm değil ama onun bunları almasını istiyorum.
They figure you don't want me around, you don't want to see me, and if I go away for a while, maybe I'll get all this out of my mind.
Beni etrafında istemediğini, beni görmek istemediğini ve kısa süreliğine uzaklaşırsam tüm bunları aklımdan çıkaracağımı düşünüyorlar.
If you should see anything outside of this house, or even in it that makes you suspicious, I want you to let me know.
Bu evin dışında hatta içinde seni şüphelendiren en küçük bir şey görürsen, bana haber vermeni istiyorum.
I don't want to see you continue to suffer like this...
Bu şekilde acı çekmeye devam etmeni istemiyorum.
You see, this is why I didn't want you to know anything about it.
Bu yüzden sana bir şey söylemedim.
- I don't want to see you like this anymore.
- Seni bu şekilde görmek istemiyorum artık.
As soon as I finish this, I never want to see you again.
Bunu bitirir bitirmez seni bir daha görmek istemiyorum.
I'll see that you get money, enough to make it all right that you came all this way, but I want you to leave.
Sana para ayarlatırım. Buraya gelme zahmetini karşılayacak kadar, ama gitmeni istiyorum.
Rosetta is very upset, and she doesn't want you to see her like this... whereas she doesn't mind if I do.
Rosetta çok üzgün ve sizin onu bu halde görmenizi istemiyor. Oysa bana aldıracağını sanmıyorum.
I want to see you like this...
Seni böyle görmek istiyorum...
The reason I tell you this is because I want to see you again... very much.
Bunu sana söylüyorum, çünkü seni tekrar görmek istiyorum hem de çok.
This is a bathrobe and I don't want to put it on, you see?
Bu banyo bornozu ve giymek istemiyorum, anladın mı?
I can see that this is especially useful when you have a place you want to get away from, but no place you want to go to.
Görebildiğim kadarıyla uzaklaşmak istediğin bir yerin olup da gitmek istediğin bir yer yoksa, bu özellikle yararlı.
I never want to see this town or you again.
Ne bu kasabayı ne de seni artık görmek istemiyorum.
I don't want to see you in this room again.
Şimdi kaybol buradan. Seni bu odada bir daha görmek istemiyorum.
I don't want to see you in this house!
Seni bu evde görmek istemiyorum!
- Go and see this boy. - I want you to seduce him.
Git ve onu gör onu biraz etkilemeye çalış.
Because, you see, this is one fish that isn't jumping into anybody's pond unless I'm paid $ 100,000 in cash as a token of your good faith. You want the syndicate to pay you?
Çünkü bu balık, sadakatinin bir göstergesi olarak karşısındakinden yüz bin dolar almadığı sürece, hiç kimsenin havuzuna atlamaz.
I just want to see how you get out of this one.
Sadece nasıl yakayı sıyıracağını görmek istiyorum.
I want to see you dressed in this, like a schoolgirl. Are you crazy?
- Seni bu kıyafetle, küçük bir kız çocuğu gibi bulmak istiyorum.
I'm giving you a break'cause your brother was in my outfit. I don't want to see you in this town again.
Kardeşin eskiden benim ekibimde olduğu için seni rahat bırakıyorum, bir daha da seni buralarda görmek istemiyorum.
I'll want to see you after this meeting.
Toplantıdan sonra seninle görüşmek istiyorum.
But I just want to see the last of this house, not of you.
Fakat, ben sadece bu evin diğer yüzünü görmek istiyorum, senin değil.
I don't want to see you spend the rest of your life in this place.
Senii hayatının tüm geri kalanı boyunca burada görmek istemiyorum.
I want to see you in this office at sunup.
Şafak söktüğünde sizi bu ofiste görmek istiyorum.
You want to see what I think of this bear?
Bu ayı hakkında ne düşündüğümü öğrenmek istiyormusun?
I don't want you to see me like this.
Beni böyle görmeni istemiyorum.
Krysya, I don't want you to see this.
Krysya, seni görmek istemiyorum.
But you see, the thing is, I don't want him to know about this until after we're married.
Ama anlarsın, mesele şu ki evlenene kadar onun bunu bilmesini istemiyorum.
When this business is over... I never want to see you again.
Bu iş bittiğinde seni bir daha asla görmek istemiyorum.
I never want to see you in this school again.
Seni bir daha bu okulda görmek istemiyorum.
I'm sure you want to see this too.
Bunu sizin de görmek istediğinizden eminim.
Here. I thought you might want to see this.
Bunu görmek istersiniz diye düşündüm.
I'll tell you which one! Is this the book you want to see?
Söylesene, Görmek istediğin kitap bu.