I won't say a word перевод на турецкий
227 параллельный перевод
- I won't say a word - or the same thing will happen to me! "
Bir kelime bile etmem... "... yoksa aynı şey benim de başıma gelir! "
If you say one word to mother, I won't eat a bite.
Eğer anneme söylersen, tek bir lokma bile yemem!
I won't say a word.
Hiç bir şey, hiç bir şey demem.
- You can say anything you like about me... but I won't hear one word against Juan — not a word.
- Bana istediğini diyebilirsin... ama Juan'a tek kelime bile etmiyorsun - tek kelime bile.
Look, I won't say a word about this if you'll do as much for me sometime.
İleride sen de bana iyilik yaparsan bu konu hakkında tek kelime etmem.
Now, listen to me, you son of a gun, you won't understand a word of what I'm going to say, but I came to Berlin to find a rat, and I found two of the grandest people I've ever met.
Şimdi beni iyi dinle anasının gözü. Birazdan söyleyeceklerimden hiçbir şey anlamayacaksın ama... Berlin'e bir haini bulmaya geldim ama şimdiye kadar karşılaştığım en asil insanları buldum.
Do you mean to say that I've travelled 11 hours from... mustn't say where... and you won't allow me to have a word with a condemned man?
Yani ben adı bende saklı olan yerden buraya 11 saat yol tepeyim ama siz bana bir mahkûmla iki laf etmeme izin vermeyin, öyle mi?
I... I won't say a word to the others.
Diğerlerine bir şey... bir şey demem.
I won't say a word.
Tek kelime etmem.
I won't say a word.
Lütfen, bir şey söylemeyeceğim.
I won't say a word. I won't move
Tek kelime etmem, kılımı bile kıpırdatmam.
- I won't say nothing, not a word.
- Bir kelime bile etmeyeceğim.
I won't say a word to the sheriff.
Şerife bir şey söylemem.
Now, I'm gonna say one word at a time, most of them won't mean a thing to you.
Size her seferinde tek bir kelime söyleyeceğim. Bazıları size bir anlam ifade etmeyecek.
Go out with me, and I won't say a word to my brother.
Birlikte olalım, kardeşime bununla ilgili tek kelime etmem.
I won't say a word.
Hiçbir şey söylemeyeceğim.
I won't say a word.
Kimseye tek kelime etmem.
Whatever you say, sarge, I won't say a word.
Sen ne dersen de, tek kelime etmem.
I told you, we won't say a word about this.
Olanlardan kimseye bahsetmeyeceğiz diye sana söyledim ya.
No, I won't say a word.
Ben bir şey söylemeyeceğim.
Yukiko keeps making up stories and won't listen to a word I say.
Yukiko aklından hikâyeler uydurmaya başladı, sözümü de hiç dinlemiyordu.
Well, I won't say a word.
Ben de tek kelime söylemem.
- I won't say a word.
- Bir şey söylemem.
I won't say a word to anybody.
Merak etme. Kimseye bir şey söylemem.
- I won't say a word
- Tek kelime etmem.
I won't say a word. Ever.
Tek bir kelime bile söylemeyeceğim.
I won't say a word! Tony!
Tek kelime etmeyeceğim!
I won't say a word to anyone.
Kimseye bir şey söylemem.
I promise I won't say a word to the others.
Söz veriyorum, başkalarına tek kelime etmem.
I've got it.I won't say a word till after the next game.
Buldum. Bir sonraki oyuna kadar bir şey söylemeyeceğim.
If so, I won't say a word.
Eğer öyleyse, bir şey söylemem.
Talk. I won't say a word.
Dinliyorum seni.
Kurt, believe me, I won't say a word,
Kurt, inan bana tek kelime etmem.
I won't say a word about anything.
Tek kelime etmem.
Zhongping won't believe a single word I say.
Zhongping gördüklerine inanamayacak.
I won't say a word.
Bir kelime bile etmeyeceğim.
Mr. Hallet, if you leave right now, I won't say a word, okay?
Bay Hallet, şimdi giderseniz kimseye bir şey söylemem, tamam mı?
I swear to God, I won't say a word, but I can't take it any longer.
Kimseye birşey söylemeyeceğime yemin ederim, ama bunu daha fazla sürdüremem.
I know we both won't say a word
# Eminim tek kelime etmeyeceğiz.
You won't believe a word I say.
Söyleyeceklerimin bir kelimesine bile inanmayacaksın.
I swear I won't say a word.
Yemin ederim tek kelime etmem.
Do anything you like, I won't say a word... but stay!
Ne istersen yap, çıt çıkarmayacağım... ama gitme, gitme!
I won't say a word or ask any questions, but get out!
Bir kelime bile söylemeyeceğim veya herhangi bir soru yanıtlamayacağım, defolun!
I won't say a word before my lawyer arrives.
Avukatım gelmeden hiçbir şey söylemeyeceğim.
- I won't say a word.
Söz veriyorum.
No, I've seen her, but she won't say a word without her solicitor.
Hayır. Onu gördüm, fakat avukatı olmadan bir tek kelime etmeyecekmiş.
I won't say the word because you are a real lady.
Size söyleyemem çünkü gerçek bir hanımefendisiniz.
I may tell you, but first, swear by all the Soubeyrans... that when you hear her name, you won't say a word.
Söyleceğim ama öncelikle kızın ismini duyunca hiçbir kelime... etmeyeceğine dair tüm Soubeyranlar'ın üzerine yemin etmeni istiyorum.
I'll bet with you that tomorrow I won't say a single word all day.
Seninle yarın tek kelime etmeyeceğim üzerine bahse giriyorum.
I won't say a word, will understand every language.
Hiç konuşmayacağım fakat her dili anlayacağım.
I promise I won't say a word.
Söz veriyorum tek bir kelime etmeyeceğim.