I would never let that happen перевод на турецкий
64 параллельный перевод
- I would never let that happen.
- Bunun olmasına asla izin vermem.
I would never let that happen.
Bunun olmasına hayatta izin vermem.
I would never let that happen to you.
Bunların sana olmasına asla izin vermem.
It was like a... it was like a prison for monsters... and... and I swore... that I would never let that happen to me.
Sanki yaratıklar için bir hapishane gibiydi ve kendime bunun bana olmayacağına dair yemin ettim.
Russell and I would never let that happen.
Russell ve ben bunun olmasına izin vermeyiz.
I promise you, I would never let that happen.
Söz veriyorum, buna asla izin vermeyeceğim.
I would never let that happen.
Böyle birşeyi asla yapmam.
You know, I want you to know that I would never let that happen.
Bunun olmasına asla izin vermeyeceğimi bilmeni istiyorum.
Sam, I would never let that happen.
Sam, bunun olmasına asla izin vermem.
I would never let that happen.
Bunun olmasına asla için vermezdim.
I would never let that happen.
Böyle bir şeyin olmasına asla izin vermezdim.
I would never let that happen.
Ben böyle bir şeyin olmasına izin vermezdim.
No, I'm sorry, but I would never let that happen to me.
Hayır, hayır. Pardon ama bunların başıma gelmesine asla izin vermeyeceğim.
I would never let that happen.
Bunun olmasına asla izin vermem.
I would never let that happen.
Buna asla izin vermem.
I would never let that happen to me.
Bunun bana olmasına izin vermem.
I would never let that happen.
Bunun olmasına izin veremem.
But as you'll see this evening, I would never let that happen.
Ama bu akşam göreceğiniz gibi ben buna asla izin vermem.
But i promised myself that i would never let that happen again if i found someone like him.
Ama bunun bir daha olmayacağına dair kendime söz verdim, eğer sevecek birini bulursam.
I promised myself I would never let that happen to me.
Bunun bana olması engellemek için, kendime de söz verdim..
Don't you know I would never let that happen?
Buna asla izin vermeyeceğimi bilmiyor musun?
And I would never let that happen to you.
Ve başına öyle bir iş gelmesine asla izin vermem.
And every day I was in the Crate, I swore I would never let that happen again.
Ve Crate'de olduğum her gün bunun bir daha olmayacağına dair yemin ettim.
I would never let that happen.
Hayır. Buna asla izin vermem.
I swore I would never let that happen to my kid, not ever.
Bunun çocuğuma olmasına izin vermeyeceğime yemin ettim, hiçbir zaman.
Oh, no, I would never let that happen.
Hayır, buna asla izin vermem.
I would never let that happen to you.
- Öyle bir şey olmasına asla izin vermezdim.
I swore I would never let that happen again.
Bunun bir daha olmasına asla izin vermeyeceğime yemin etmiştim.
That's what I mean. A girl who knows hot to make love to a man would never let that happen.
Demek istediğim, bir erkekle sevişmesini bilen bir kız bunun olmasına izin vermezdi.
I would never let anything happen to you. You know that.
Hadi ama, Jules.Sana bir şey olmasına izin vermem.Biliyorsun.
- I would never let that happen.
Bunun olmasına asla izin vermeyeceğim.
No, I would never, ever let that happen.
Hayır, kapanmasına asla izin vermeyeceğim.
That if Shawn survived that I would never let anything happen to him.
Eğer Shawn yaşarsa ona bir şey olmasına asla izin vermeyecektim.
Hey. I need you to know that I would never let anything happen to you.
Şunu bilmeni istiyorum ki, sana bir zarar gelmesine asla izin vermem.
- come on, you know i never would've let that happen if i'd known.
Haydi ama, biliyorsun sana bunun yapılmasına asla göz yummam.
I need you to know that I would never let anything happen to you.
Şunu bilmeni istiyorum ki, sana bir zarar gelmesine asla izin vermem.
I would never want to let anything happen to that gorgeous face.
Bu göz kamaştırıcı surata bir şey olmasını asla istemem.
You know that I would never let anything bad happen to you, right?
Sana asla kötü birşeyler olmasına izin vermeyeceğimi biliyorsun. Anlıyor musun?
I never would have let that same thing happen to you.
Böyle birşeyin sana yapılmasına asla izin vermezdim.
Oh, that would never happen, Ms Taylor, because I know you have too much respect for your mother and her office to ever let things get that far.
Bunun olmasını istemeyiz bayan Taylor, Çünkü biliyorum ki annenize ve konumuna sizin oldukça saygınız var ve böyle bir şeyin olmasını izin vermezsiniz.
I would never do anything to let something like that ever happen again.
Bir daha asla öyle bir olaya neden olacak şeyler yapmam. Yapmam.
I vowed that i would never let anything like that happen to somebody i cared about.
Sevdiğim insanların başına böyle bir şey gelmesine asla izin vermeyeceğime söz verdim.
I never would have let that happen.
Bunların olmasına asla müsade etmezdim.
So then you know that Sam and I would never let anything happen to Bobby.
O hâlde, benim ve Sam'in, Bobby'e bir şey olmasına izin vermeyeceğimizi anlamışsındır.
Because I know that you would never let that happen.
Çünkü senin buna asla izin vermeyeceğini biliyorum.
When you first came to our family, you were so small and so scared, and from that very first minute, I swore that I would never let anything happen to you.
Ailemize ilk girdiğinde o kadar küçüktün ve korkmuştun ki o dakikadan itibaren başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğime yemin ettim.
I just wanted to let you know that I got a copy of the letter that Jessica blackmailed me with, and I made it clear to her that I would take it to the D.A. if she ever threatened me, so what I did will never happen again.
Jessica'nın bana şantaj yaptığı mektubu bulduğumu ve bir daha beni tehdit ederse onu savcıya vereceğimi söylediğimi ve yaptığım şeyi bir daha asla yapmayacağımı bilmeni istedim.
I know that he was willing to sacrifice himself, and I know that you would never let that happen.
Biliyorum ki kendisini feda etmeye hazırdı ve sen buna asla izin vermezdin.
When you and Diggle brought me back to Starling City, I made a vow to myself that I would never let anything like the Undertaking happen again.
Diggle ile ikiniz beni Starling Şehri'ne geri getirdiğinizde kendime Girişim gibi hiçbir şeyin bir daha olmayacağına dair bir söz verdim.
I would love to go there, but let's face it, that's never gonna happen.
Gitmeyi çok isterim. Ama kabul edelim, asla böyle bir şey olmaz.
If I had known you were still alive, you know I would have never let that happen.
Hâlâ yaşadığını bilseydim,... bunun olmasına asla izin vermeyeceğimi biliyorsun.