Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I wouldn't blame you

I wouldn't blame you перевод на турецкий

126 параллельный перевод
I wouldn't blame you if you threw me in the can.
Beni kodese atsan seni suçlayamazdım.
I wouldn't blame you.
Seni suçlayamam.
I wouldn't blame you if you never spoke to me again.
Benimle bir daha konuşmazsan, seni suçlayamam.
I wouldn't blame you if you had.
Aşık olmuş olsan da seni suçlayamam.
I wouldn't blame you, darling, no matter what you hoped for.
Seni suçlamıyorum, sevgilim. Ne umduğunun hiçbir önemi yok.
I wouldn't blame you if you were angry with me, wanted to get rid of me.
Bana kızgın olduğun için, benden kurtulmak istediğin için seni suçlayamam.
I wouldn't blame him if he never spoke another word to you.
Eğer bir daha senin yüzüne bakmazsa onu suçlayamam.
I wouldn't blame you if you left right now.
Eğer şimdi gidersen seni suçlamam.
I wouldn't blame you if you slap it away. Shake hands?
Eğer arkanı dönüp gidersen kızmam.
I wouldn't blame you if you didn't.
İstemezsen seni suçlamam.
I must say I wouldn't blame you if you were.
Eğer kızsaydın da seni suçlamazdım.
I wouldn't blame you if you turned me down.
Gerçi kabul etmezseniz, sizi haksız bulmam.
Lianzhu, you can't blame me, if not because there were so many of them, I wouldn't use the lute.
Lianzhu, beni suçlayamazsın o kadar kalabalık olmasalardı Lavtayı kullanmazdım.
I wouldn't blame you if you threw me out.
Beni dışarı atsaydın seni suçlamazdım.
I wouldn't blame you
seni asla suçlamıyorum!
I wouldn't blame you a bit, sir.
Sizi suçlayamam, efendim.
I wouldn't blame you if you never talked to me.
Benimle bir daha konuşmasan seni suçlamazdım.
I wouldn't blame you if you never spoke to me at all.
Bana tek kelime etmesen seni suçlamam doğrusu.
I wouldn't blame you for it.
Seni bunun için suçlayamam.
Killing is different from doing otherjobs lf you're scared, I wouldn't blame you You've drawn the "death" lot, so you must kill
öldürmek diğer işlerden farklıdır korkuyorsan, seni suçlayamam ama ölümü çektin, kaderin de bunu yapmak varmış öldürmelisin...
I wouldn't blame you if you used it!
Kullansan, seni suçlamam!
I wouldn't blame you if you don't go.
Eğer gitmezsen seni suçlamam.
I mean, h..., I wouldn't Blame you if you came after me
Charlie, kafamı dağıtmak istiyorsan, seni suçlayamam.
" I wouldn't blame you if you took the kids and left me,
eğer çocukları alıp beni " terkedersen seni suçlayamam,
I can't blame you if you never want to speak to me again. If I were you, I wouldn't want to speak to me, either.
Benimle bir daha konuşmazsan seni suçlayamam.
I wouldn't blame you if you hated me.
Artık benden nefret ediyorsan, seni suçlayamam.
Roger, I wouldn't blame you if you never spoke to me again.
Roger, eğer benimle bir daha konuşmak istemezsen seni suçlamam.
I wouldn't blame you for cheating on Mother.
Annemi aldattığın için seni suçlamam.
I wouldn't blame anyone for getting out while you can.
Gidebiliyorken gidenleri ayıplamam.
I wouldn't blame you.
Sizi suçlayamam.
I guess I wouldn't blame you.
Sanırım seni suçlamam.
I mean, here's this cute trainee driving around in the truck all day with me, and I wouldn't blame you if you felt a little weird about that.
Bütün gün kamyonda benimle gezen tatlı bir stajyer var. Kendini biraz garip hissetsen seni suçlayamam.
I wouldn't blame him if he never came back after the way you treated him!
Ona yaptıklarından sonra geri dönmezse, onu suçlamam.
I wouldn't blame you, but...
Seni suçlamıyorum.
- I wouldn't blame you for saying no.
- Hayır dersen seni suçlamam.
If you find it opportune to seek other lodgings, I wouldn't blame you.
Kalacak başka yerler aramak isterseniz sizi suçlamam.
I wouldn't blame you if you stayed home, not after what all those ingrates have been saying.
Bütün bu nankörlerin söylediklerinden sonra evde kalsaydın seni suçlamazdım.
I wouldn't blame you.
Sizi suçlamazdım.
Now, I wouldn't blame you if you wanted to kill me, but it's been eatin'at me. The truth, that is.
Beni öldürmek istersen seni suçlayamam ama gerçek beni yiyip bitiriyor.
I mean, you wouldn't fucking blame them, but...
Aslında haksız da sayılmazlar, ama...
I guess I wouldn't blame you.
Sanırım, seni suçlayamazdım.
I wouldn't blame you, incidentally.
Aslına bakarsan seni suçlamazdım.
Even though I have to go to jail, I wouldn't blame you
Hapise gitmek zorunda olsam bile, seni suçlamazdım.
And if you fire me, I wouldn't blame you.
Ve beni kovarsan seni suçlamam.
I wouldn't blame you if that's what you're thinking about.
Eğer düşündüğün buysa seni suçlamam.
" Can't blame you. I wouldn't wait for me either.
Kendini suçlama ve beni de bekleme.
I wouldn't blame you for walking away right now.
- Çekip gidersen, seni suçlamam.
I've had quite enough carriage exercise, and this is charming, if rustic. I wouldn't blame Your Majesty if you wanted to ride on.
Yolunuza devam etmek isterseniz sizi suçlayamam, Majesteleri.
Listen, I wouldn't blame you if you locked me up right now.
Dinleyin, eğer beni içeri tıkmak isterseniz sizi suçlamam.
If I did miss her, I'd have no one to blame but myself, wouldn't you think?
Eğer onu özleseydim benden başka suçlanacak kimsem olmazdı değil mi?
I wouldn't blame you if you stormed out right now.
Şimdi hemen buradan toz olup gitsen bile seni suçlayamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]