Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / Ideally

Ideally перевод на турецкий

289 параллельный перевод
I was hoping to arrange a more official meeting, ideally with the school counselor and with Eleanor herself.
Daha resmi bir görüşme ayarlamak istiyordum. Rehberlik öğretmeni ve Eleanor'un da dâhil olduğu.
Ideally I'd say no.
Yok diyebilirim.
Three beds, two recept, complete offices, company's gas and water, ideally sits near bus stops, modern drains, private garden, £ 120. £ 10 deposit.
Üç yatak odası, çift giriş tam donanımlı, su ve doğal gaz bağlantısı var otobüs duraklarına yakın, modern atıksu sistemi, özel bahçe 120 pound kira, 10 pound da depozito.
A dead language that ideally suits me.
Bana tam uyan ölü bir dil.
Whereas Morbius, with his artificially expanded intellect... ... is now ideally suited to administer this power for the whole human race.
Öte yandan Morbius, yapay olarak artan zekasıyla bütün insanlık adına bu gücü tek başına yönetmek için ideal.
It's attractively landscaped and ideally located.
Onun çekici bir manzarası var ve ideal bir biçimde konumlandırılmış.
Last month it was. The atmosphere was ideally apropos - there in God's natural setting under the trees. Thank you.
Geçen aydı ve atmosfer ideal fazlasıyla yerinde... Tanrı'nın doğal ortamında ağaçların altında...
Ideally, what we want is a laboratory.
Aslında bize laboratuar lazım.
Ideally we'll compensate for one another.
Birbirimize en iyi şekilde bedelini ödeyeceğiz.
Ideally located for use by either side.
Her iki tarafın da kullanması için ideal bir gezegen.
Ideally one should never have to leave people.
Aslında insan kimseyi terk etmek zorunda kalmaz.
Ideally, I want to be alone but you will not let me, right?
Aslında yalnız kalmak istiyorum ama izin vermeyeceksin, değil mi?
Ideally, we would put him out of commission just before midnight... and then keep quiet until the Lieutenant... has sent his message on our own transmitter.
Amacımız, gece yarısından önce onu etkisiz hale getirmek... ve onu sessiz tutmak... ta ki Teğmen bizim telsizden kendi mesajını gönderinceye kadar.
Then you arrive at this particular position where... ideally, logically and legally you are entitled... to have everything you need in order to get your thing on.
Ama öyle bir noktaya geliyorsunuz ki... müziğinizi yapabilmek için, mantıken ve kanunen... istediğiniz her şeyi elde edecek duruma geliyorsunuz.
Ideally, the method should be inexpensive.
Bu yöntemin ekonomik bakımdan ucuz olması gerekir.
Therefore, this is something that would ideally suit the short-haul commuter or the busy housewife and leave plenty of time over for other sporting and leisure activities.
Bu sebeple bu şiir, kısa yolculuklarda veya bir ev kadınının meşgul bir gününde okuyabileceği çeşitli aktiviteler için bolca zaman bırakan bir şiir.
– That's right, ideally rising to 30 or 40 if they begin to be...
- Evet ama 30 veya 40 da olur.
But did you ever stop to think that maybe you're not ideally suited for police work?
Polisliğe çok uygun biri olmadığını hiç durup düşündün mü?
That evening, having seen her heavy, ideally round breast,
O akşam onun mükemmel göğüslerinin ve gücünün farkına varmıştım.
Ideally, she would've wanted him to be a painter or an architect or a musician or a writer, because that's where his talent lies.
Annem onun ressam ya da mimar ya da müzisyen ya da yazar olmasını isterdi. Çünkü babam bu konularda yetenekliydi.
Ideally, the offspring should now be able to push through the outer shell of the parent by itself.
Normalde, dış kabuktan kendisini iterek çıkması gerekiyor.
Ideally, he would have injected the bio-coded message directly into his victim's skin, but there were no hyposprays or needles anywhere on the ship.
İdeal durumda, bio-şifreli mesajı doğrudan kurbanın derisine enjekte ederdi, ama geminin hiçbir yerinde hiç hiposprey yada enjektör yoktu.
Either sex or a conversation. Ideally both.
Sex veya sohbet İkisi birden.
I mean, surely, my child... you must have noticed how Rikers Valley is so ideally perfect, hmm?
Dikkat etmiş olmalısın ufaklık, Ryker's Valley her konuda... mükemmel bir örnektir.
A job for which they said I was ideally suited.
Benim için biçilmiş kaftan olduğunu söyledikleri bir iş.
- Ideally.
- En ideali bu.
Ideally located in a quiet road near to the local shops and transport.
Duraklara ve dükkânlara yakın, sakin bir yol üzerinde.
Ideally.
İdeal olarak.
Ideally, we " d like to get rid of them altogether and see the native animals that have declined severely returned to their original status out here.
En ideal olanı bu kedilerden tamamen kurtulmak... ve sayıları hızla azalan yerli hayvanların... eski konumlarına dönmesi olurdu.
Well, ideally, when I went back to the desk, you'd remove the Cadogan Guide to Bali from your trousers... and either wipe it and put it back or buy it.
O zaman ben ön tarafa geri döndüğümde Bali gezi rehberini pantolonunuzdan çıkarır silip yerine koyarsınız veya alırsınız.
Ideally sector shot.
Buradan vurmuştur.
You're ideally placed if there is something to uncover.
Soruşturmamız için çok uygun bir yere yerleşmişsin.
Ideally, while she's still young and can remarry.
En ideali, kadın yeniden evlenebilecek kadar genç olduğundadır!
But perhaps, as a doctor, you would have been also situated most ideally, n'est-ce pas?
Ama bir doktor olarak, bu duruma siz de çok ideal uyabilirsiniz.
Ideally, we want something that will kill a certain type of cancer cell, so it will be very specific for certain types of cancer, and, so far, the results are very encouraging.
Teoride, belli bir tipte kanser hücresini öldüren ve böylece kanserin belli türlerine özel olacak bir şey istiyoruz. Şimdiye kadar, sonuçlar çok umut verici.
He would like ideally to create a world in which philosophy, in the person of Socrates, will be for ever safe.
Sokrat'ın şahsında, filozofluğun her daim... emniyetli olduğu bir dünyayı oluşturma ideali içindeydi.
Ideally, we all should wear gloves to bed but I found there was interference with my social agenda, you know.
Normalde yatarken eldiven takmamız gerekir ama bunun sosyal hayatımın etkilediğini gördüm, anladınız mı?
I'd need some time to assess his routines and security,..... but ideally, on a New York City street,..... midday, with a small-calibre automatic without a silencer.
Adamın günlük rutinlerini ve nasıl korunduğunu öğrenmek için zamana ihtiyacım var,..... fakat teorik olarak New York caddelerinin bir tanesinde,..... gündüz vakti, ufak kalibreli, otomatik ve susturucusuz bir silah ile...
Purge them totally off our land, ideally, off our planet.
Hepsini ülkemizden atalım. Daha da ideali, gezegenden atmak olur.
But I think ideally the film should stand up on its own.
Ama bence fiIm kendi kendine ayakta durabiImeIi.
An outsider ideally, but someone who knows how to play the game.
İdeal olanı dışarıdan birisi. Ama oyunu bilen biri olmalı.
Fits ideally.
Çok güzel uyuyor.
WE DO HAVE A POSITION FOR WHICH I THINK YOU'D BE IDEALLY SUITED,
Aslında sana uygun olduğunu düşündüğüm boş bir pozisyon var.
- ideally.
- Evet.
But South Africa was ideally situated to launch an attack on German Southwest Africa.
Ama Güney Afrika, Alman Güney-Batı Afrikası'na bir saldırı başlatmak için kusursuz bir konuma sahipti.
Ideally baked, not too dry, smooth tender.
İdeal pişirim. Eti kuru değil. Yumuşak ve taze.
- Ideally, no, but...
- İdeali bu değil, ama...
Ideally, it... won't be for just one.
Aslında, bir kişi için olmayacak.
The transfer completed the egg cell will then ideally accept the donor nucleus as its own at which point we let nature takes its course.
Transfer tamamlandığında yumurta hücre, ideal olarak verici çekirdeğini kendininki olarak kabul eder. O andan sonra da her şeyi akışına bırakırız.
Oh, ideally.
İdeal mi!
So we're ideally placed.
İyi bir yere yerleşmişiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]