Idiotic перевод на турецкий
918 параллельный перевод
I didn't think you'd be idiotic enough to leave the house.
Evi terk etme budalalığı göstereceğinizi hiç düşünmemiştim.
You come to me with your idiotic little....
Karnım ağrıyor diye karşıma çıkıyorsun.
All that idiotic talk of love and beauty.
Tüm o saçma sapan aşk ve güzellik lafları.
It was idiotic.
Aptalcaydı.
If you want my advice - which you don't - you'll give up this whole idiotic business and go back to your studies.
Bana sorarsanız, ki soracağınızı pek sanmıyorum tüm bu ahmakca işleri bırakıp, derslerinize geri dönün derim.
Idiotic Yes, but necessary
- Saçmalık. - Evet, ama gerekli.
People draw the most idiotic pictures when they're thinking.
İnsanlar düşünürken çok aptalca resimler yaparlar.
You look perfectly idiotic in those clothes.
Bu elbiselerin içinde tam bir geri zekalı gibi duruyorsun.
- I've had a particularly idiotic idea.
Oldukça saçma bir fikrim vardı.
That's why it's an idiotic idea.
Bu yüzden saçma zaten.
We've discussed it so often - the futility of this idiotic Egyptian adventure... the madness of it all... the ghastly waste of time that we can never have again.
Bunu çok tartışmıştık. Bu aptal Mısır macerasının gereksizliğini... bütün bu deliliği... hiçbir zaman geri alamayacağımız o korkunç zaman kaybını.
Where'd you get this idiotic thing, anyway?
Nereden buldun bu aptal şeyi?
How dare you, in this day and age, use such an idiotic...
Bu kadar aptalca bir şey söylemeye nasıl cüret...
Everything from the idiotic combination "absotively" to the pejorative use of "zigzag."
Aptalca bir kombinasyon olan'fevkelşahane'den zikzak'ın hakaretamiz kullanımına kadar her şey.
We're here because the company's facing bankruptcy on account of the idiotic treaty with the Sioux.
Sioux'larla imzalanan aptalca anlaşma yüzünden... -... şirket iflasın eşiğine geldi.
- Do you think so? - Idiotic.
Tamamen budalalık!
But why "Captain McGlue"? Of all the idiotic names.
Ama tüm o salakça isimlerin içinde neden Kaptan McGlue?
I'd look perfectly idiotic.
Tamamen aptal durumuna düşerim.
- Sam, don't be idiotic.
- Sam, saçmalama.
Then one day the feeling, that idiotic feeling that you are beautiful, grows inside of you again.
Bir zaman sonra o duygu, aptalca güzel olduğun duygusu tekrar içinde yer eder.
Good. You know, even if the spirit of adventure should rise up before me and beckon, even in the form of that alluring young woman in the window next door, I'm afraid that all I'll do is clutch my coat a little tighter, mutter something idiotic and run like the devil.
Macera ruhu karşıma çıkıp beni çağırsa bile, hatta yan dairenin penceresindeki çekici, genç bir kadın şeklinde bile olsa sanırım sadece paltomu biraz daha sıkı örter, aptalca bir iki söz fısıldar...
Isn't it idiotic?
Ne aptalca değil mi?
Wasn't it idiotic? We're both very, very foolish.
İkimiz de çok aptalca davrandık.
Oh, of all the idiotic things I ever let you talk me into.
Beni kandırmana izin verdiğim bütün aptallıkların en büyüğü.
You don't really expect to get anywhere listening to me babble about my idiotic childhood. Really.
Aptal çocukluğumdan bahsetmemin gerçekten işe yarayacağını düşünmüyorsunuz değil mi?
Somebody knocked me on the head in my own living room then proceeded to commit the most idiotic burglary you ever heard of.
Oturma odamda biri kafama vurdu sonra da şimdiye kadar işittiğiniz en aptalca soygununa devam etti.
Why did you say the robbery was idiotic, Mr. Emery?
Soygunun niçin aptalca olduğunu anlatıyordunuz, Bay Emery?
You're just gonna give in, play along, just let their idiotic rules stand.
Kabullenip, buna uyacaksın, bu aptal kuralların kalmasına izin vereceksin.
It was idiotic to take it in the first place, and now that you're a pauper, how can you possibly stay?
Daha ilk başta burayı tutman aptallıktı. Ve artık yoksul biri olduğuna göre burada kalmaya nasıl devam edebilirsin?
On the face of it, this plan sounds idiotic and impossible.
Bu stratejinin aptalca ve imkansız göründüğünü kabul ediyorum.
- And completely idiotic.
Ve tamamen aptalca.
- Of all the idiotic...
Bu çok aptalca bir- -
Nor is she likely to become one if she allows herself to be sidetracked by idiotic flirtations.
Eğer aptalca flörtlerin kendisini caydırmasına izin verirse de hiç bir zaman gelemeyecek.
Oh, for heaven's sakes, all this idiotic red tape!
Tanrı aşkına bu nasıl bir bürokrasi.
I think your behavior verges on the idiotic.
Davranışların ahmaklığın sınırında.
Don't be idiotic.
Saçmalama.
I'm not interested in your idiotic conversation.
Aptalca sohbetinizle ilgilenmiyorum.
Did I build this idiotic roadblock?
Bu salak bariyerleri ben mi koydum?
An idiotic one, but a point.
Gerzekçe, ama yine de bir nokta.
To fall in love with you, that was the idiotic thing.
Sana aşık olmak en büyük aptallıktı.
I gave her some advice on an idiotic script.
Aptal bir senaryosuna yardım ettim.
It's all very gallant and all that, but it's also pretty idiotic.
Bütün bu olan biten çok yaralayıcı ve çok da aptalca!
Did you ever see anything as idiotic as me on that screen?
Beyazperdede benim kadar ahmak birisini hiç gördün mü?
No wonder Wendy gets these idiotic ideas.
Vendi'nin bu aptalca fikirlere nereden kapıldığı belli.
And if the rabble in Jerusalem wish to believe such idiotic nonsense, let them.
Kudüs halkı böyle bir saçmalığa inanmak istiyorsa, inansın.
It seemed pretty idiotic at the time, but those balls sure came in handy.
İlk başta çok aptalca göründü ama, bu toplar sonradan işimize yaradı.
But love is idiotic.
Yine de aşk aptalca.
Neither love nor eroticism is idiotic.
Ne aşk ne de seks aptalcadır.
And i shit on your art, your immortality, your boasting, your unbearably idiotic manliness!
Sıçayım senin sanatına be... O böbürlenmeler, o ölümsüzlük hevesi, o aptalca erkeklik gösterileri...
Of all the idiotic things...
Ne kadar saçma...
Oh, don't be idiotic.
- Saçmalama.