Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / If he's lucky

If he's lucky перевод на турецкий

153 параллельный перевод
A man's lucky if he gets out of it alive.
Eğer canlı çıkarsa şanslı demektir.
A fellow can get rich if he's lucky.
Eğer şanslıysa bir dostumuz zengin olabilir.
Now you try to explain to her... that if Lucky gets $ 25,000 ahead... he has to go back and marry that girl.
Ona şunu anlatmaya çalış. Lucky 25000 dolar kazanırsa gidip o kızla evlenmesi gerekecek. - Hangi kızla?
If he's anything like Daddy, Stanley's very lucky.
Craig babacığıma birazcık benziyorsa Stanley çok şanslı demektir.
If that newspaper wanted to put the pressure on him, he'd be lucky if he could get a job mopping floors.
- Eğer o gazete onu sıkıştırmak isterse yerleri paspasladığına bile şükreder.
One engine. He'll be lucky if he makes it.
- Tek motoru kalmış, şanslıysa inebilir.
If he's lucky, he'll have a marker, if he isn't, it won't make a difference because there won't be anybody to mourn him.
Şanslıysa, bir mezar taşı olur. Değilse, pek de fark etmeyecek çünkü yasını tutan kimse olmayacak.
At least he's lucky if he walks away with his brains.
Ve beyni zarar görmeden bıraktı diye şanslı sayılıyor.
If he's lucky.
Şanslıysa.
He'll last two weeks if he's lucky... - Yes, well perhaps by that time...
- eğer şanslıysa 2 hafta yeter.
A man's lucky if he can learn a lesson without doing too much harm.
Çok zarar vermeden bir şeyler öğrenen şanslıdır.
If he's lucky, he'll make it.
Şanslıysa başarır.
He's lucky if he can go to a schmuck who sweeps up the drugstore.
Eczanede çalışan serseri temizlikçiye gidebilirse şanslıdır.
You're lucky if he wanders in by 10 : 00.
10 : 00'da buradaysa şanslısın.
Someday, if he's lucky...
Bir gün, şansı yaver giderse...
" Each man just tries to hang on and be lucky - if he can.
# Herkes tutunmaya çalışıyor... # Ve turnayı gözünden vurmaya.
We're lucky if he's not dead already.
Hala ölmediyse şanslıyız demektir.
This much if he's lucky.
Bu kadar eğer şanslıysa.
Or, if he's lucky, in it.
Şansı varsa içine düşmüştür.
If he's lucky, after a couple of years, he gets wisdom.
Şansları varsa bir kaç yıl sonra akıllanırlar.
Ifhe picks you up, you`re lucky and luckier if he doesn`t pesteryou
Seni alırsa şanslısın. Sana sarkıntılık etmezse daha da şanslısın.
i'll look some more. see if lucky's in the hamper. he likes rolling in dirty laundry.
- Brian çamaşır sepetinin içine bak, kirli çamaşırların içinde yuvarlanmayı sever!
I DON'T KNOW IF THEO KNOWS IT BUT HE'S LUCKY TO HAVE A TEACHER LIKE YOU.
Anna Maria, Theo farkında mı bilmiyorum ama, sizin gibi bir öğretmeni olduğundan dolayı çok şanslı.
If we get lucky with that print, we're in, if Jimmy can find him in the index and if he's ever been printed.
Parmak izi uyarsa, iyi. - Eğer Jimmie'nin kayıtlarında varsa.
If he's lucky, L.A. County Psychiatric.
Şanslıysa, L.A. İlçe Ruh hastanesine.
Magic, what if people think a guy's a hero... but he was just lucky?
Magic, insanlar senin bir kahraman olduğunu düşünüyorlarsa....... ama sen sadece şanslı biriysen ne olur?
I'm very lucky. Obviously, it's as if it were a profession he'd have.
Çok şanslıyım, burası kesin... çünkü bu, sanki onun mesleği gibi.
If those sightseeing announcements are any mark of his intellect, he's lucky to be working at all.
Bu tarz duyurular zekâsını gösteriyorsa eğer, bir işi olduğu için çok şanslı.
- But l-I'd also tell you that any guy lucky enough to get himself a Tambo - he'd be nuts if he didn't make it legal. It's a big step.
Bu büyük bir adım.
Now, let's see if we can find Mr. Gaffney and see if he got lucky.
Şimdi, Bay Gaffney'i bulabilecek miyiz, ve şansı var mı bir bakalım?
Maybe a half-year in a youth house, if he's lucky.
Eğer şansı varsa, ıslah evinde yarım yıl.
Well, if you called him "little", you're lucky that's all he gave you.
Küçük diyorsan şanslıymışsın ki sana sadece onu vermiş.
He might have been just like you if they'd butchered his mother. instead, she's walking around Belgrade now, and he was lucky enough to stay the same refined frigging doctor.
Onun da anasını öldürselerdi senin gibi olurdu. Ama onun annesi şimdi Belgrad'da dolaşıyor ve o hala doktorluk yapabildiği için şanslı. Onu kıskanabiliriz.
A man with gangrene thinks he's lucky if he only loses a finger and not an arm.
Kangren olan bir adam eğer kolu yerine sadece bir parmağını kaybederse, kendini şanslı sayar.
He'll get live years for this, if he's lucky!
Yaptığı için beş yıl yatacak, eğer şanslıysa tabii!
If that's all he sees, you got off lucky.
Başka bir şey görmezse yırttın demektir.
If he's lucky, Easter.
Şansı varsa, Paskalya'ya kadar.
When two people meet,... after a very long time, and if he's lucky,... one discovers that the other has an unspeakable secret.
İki kişi tanıştıktan uzun bir süre sonra, tabi eğer şanslıysa, bu iki kişiden biri, diğerinin söyleyemediği sırlarının olduğunu keşfeder.
If a man gets "lucky," he's not talking about his wife. How does that just spew out?
Eğer bir koca dün gecenin güzel geçtiğinden bahsediyorsa, karısından bahsetmediğinden emin olabilirsiniz.
If he's lucky, he'll die young 200 feet beneath the waves... for that is the closest he will ever get to being a hero.
Eğer şanslıysa, dalgaların 200 fit altında genç ölür. Çünkü bu, bir kahramana en yakın olabileceği noktadır.
If he's lucky, he will die young 200 feet beneath the waves, for that is the closest he will ever get to being a hero!
Eğer şanslıysa, dalgaların 200 fit altında genç ölür. Çünkü bu, bir kahraman olmaya en çok yaklaşabileceği yerdir.
I was lucky he didn't ask for 200 and if I didn't bring him 100 francs, the next day,
Ve ertesi gün, ona 100 frank vermezsem, ceketimi tanıyamayacakmışım.
No. Let's face it. Pacey's gonna be lucky if he gets off without another suspension.
- Hayır ama kabul edelim Pacey bir uzaklaştırmayla daha yırtarsa şanslı sayılır.
the appropriate unit, and you know, if you imagine this sort of appearing at someone`s desk and they`re looking at it thinking, `where did that come from`, and if you were lucky he`d forget about it.
herkes "bu da nereden çıktı" diye düşünür ve... şayet şanslıysan, bir müddet sonra... unutur giderdi.
The male simply impales her wherever he wants... and if she's lucky enough to survive the experience... she may actually reproduce.
erkek basitçe her nerede isterse onu kazığa oturtur... ve deneyimden sonra hayatta kalmak için yeterince şansı varsa... çoğalması mümkün olabilir.
If the guy has a good record, it's because he's lucky.
Kendini fazla kaptırıyorsun. Adam sadece şanslı olduğu için iyi biri sicili var.
But he's a lucky guy, if she's willing to follow him this far.
Bu kız onu bulmaya bu kadar istekliyse, şanslı bir adamdır.
Freud actually considered himself quite lucky if he could manage to convert hysterical misery into common everyday unhappiness.
Freud histerik sefaleti sıradan günlük mutsuzluğa çevirmeyi başarabilseydi, kendini oldukça şanslı sayardır.
IF HE'S LUCKY, A FAREWELL FUCK,
Eğer şanslıysa, ilk ve tek
He was lucky but if he's involved this time, you'll be dead long before he gets out.
Şansı varmış. Ama bu işte parmağı varsa o hapisten çıkana dek siz çoktan ölmüş olursunuz.
If you get lucky, really lucky, let's say he got some good trim the night before, maybe he'll plead you off to an A - ♪.
Mesela, bir gece önce seks yapmışsa gerçekten şanslısındır. İkinci dereceden ağır suçla yargılanmanı kabul edebilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]