If you're not doing anything перевод на турецкий
87 параллельный перевод
If you're not doing anything else more important.
Daha önemli bir şey yapmıyorsan eğer tabii.
If you're not doing anything tonight... would you like to go bowling with Tommy, Lucy and I... me?
Bu akşam bir işin yoksa Tommy, Lucy ve benimle bowling oynamaya gelir misin?
- That is, if you're not doing anything.
- Eğer işin yoksa gidelim.
If you're not doing anything tomorrow, how about getting acquainted with our car?
Yarın bir işin yoksa arabayla buluşmaya ne dersin?
I wondered, if you're not busy tonight, if you're not doing anything special, maybe you'd like to join me for dinner.
Eğer bu gece, şey, meşgul değilsen diye, şey, özel bir işin yoksa, belki de, akşam yemeğinde bana eşlik ederdin.
If you're not doing anything, maybe we could go out if you want.
Eğer istersen, zamanın varsa ve işin yoksa birlikte yerlere gidebiliriz.
If you're not doing anything, why don't you come by Sunday and see our little race.
Pazar bir şey yapmıyorsanız, gelip bizim küçük yarışımızı izleyin.
Hey, Gris, if you're not doing anything constructive run into the living room, get my stogy.
Hey Gris, eğer faydalı bir şey yapmıyorsan..... oturma odasından puromu getir bana.
We request the pleasure of your company- - No. If you're not doing anything this Friday-
- evet bize eşlik etmenizi- - hayır eğer bu cuma işiniz yoksa- - hayır bay Bergstrom, kırmızı et sever misiniz?
Um, if you're not doing anything later tonight...
Eğer bu gece sonrası başka bir işin yoksa..
You know, I was wondering if you're not doing anything later, maybe you'd like to get together.
Şey, düşünüyordum da yapıcak bir işin yoksa, belki buluşmak istersin.
We could go together. That is, if you're not doing anything.
Birlikte gidebiliriz, eğer, bir işin yoksa.
Maggie, if you're not doing anything, why don't you come.
Maggie, işin yoksa neden bizimle gelmiyorsun.
If you're not doing anything Saturday night, you wanna meet somewhere?
Eğer Cumartesi akşamı bir işin yoksa, bir yerlerde buluşur muyuz?
Xander, if you're not doing anything, would you like to help me?
Hayaletler dahil. Xander, bir şey yapmıyorsan bana yardım etmek ister misin?
I'm, er, well some friends are having dinner at Clive's tonight if you're, if you're not doing anything, you want to come along
Bazı arkadaşlarla bu akşam Clive'ın restoranında yemek yiyeceğiz. Eğer işin yoksa, gelmek ister misin?
If you're not doing anything, I kind of have these tickets, but they're for a Warriors game.
Eğer boşsan, Bende iki bilet var, Fakat sanırım savaş oyunu gibi bir şey.
That is, if you're not doing anything.
Bir işin yoksa elbette.
So, if you're not doing anything, We were gonna go to laser dome tonight.
Eğer bir şey yapmıyorsan, bu gece Lazer Zirvesine gideceğiz.
If you're not doing anything...
Büyük bir gösteri sunulacak.
Um, look. If you're not doing anything Friday night... I'd like to take you out...
Bak, eğer cuma gecesi birşey yapmayacaksan... ben seni alıp aa - yemeğe ve sinemaya götürebilir miyim?
Hey. Hey, you know maybe later if you're not doing anything we could do something together, you know?
Eğer boş vaktin olursa beraber bir şey yapalım.
'Cause if you're not doing anything later... you should come over and help me pick one out.
İşin yoksa sonra gelip bir tane seçmeme yardım edebilirsin.
Listen, I was wondering if you're not doing anything this...
Dinle, merak ediyordum bunları yapmasan da...
If you're not doing anything next week, I'm having people over for Christmas.
Haftaya planın yoksa birkaç kişi gelecek, Noelde.
If you're not doing anything friday night, I was hoping...
Cuma akşamı işin yoksa...
How can you win if you're not doing anything?
Bir şey yapmıyorsan, nasıl kazanacaksın?
If you're not doing anything later on, want to come by the casino? Introduce you to some nice girls.
Hey, eğer daha sonra kumarhaneye gelirsen seni güzel kızlarla tanıştırırım.
If you're not doing anything, could I have a minute of your time?
Eğer biraz vaktin varsa, ondan ödünç alayım.
Are you sure we're not liable if anything happens while you're doing it?
Siz bunu yaparken bir şey olursa, bundan sorumlu olmayacağımıza emin misin?
But if you're not doing anything to stop this, then, as far as I'm concerned, you're on the wrong side.
Ama eğer buna engel olmak için bir şeyler yapmayacaksan, gördüğüm kadarıyla sen yanlış taraftasın.
Since you're new in town, if you're not doing anything tonight, maybe you'djoin us?
Bu şehirde yenisiniz ve eğer bu akşam bir programınız yoksa bize katılmak ister misiniz?
How about Sunday if you're not doing anything?
Eğer müsaitsen Pazar'a ne dersin?
Ever since the accident... it's as if you're not doing anything.
Kazadan beri hiçbir şey yapmıyorsun.
If you're not doing anything...
Eğer herhangi bir işin yoksa...
If you're not doing anything tonight,
Eğer bu akşam bir şey yapmıyorsan,
so, andre, if you're not doing anything illegal, then why does training ground sporting goods come up in valerie gaynor's journal several times?
Madem yasadışı bir şey yapmıyorsun,.. ... mağazanın adı niye Valerie Gaynor'ın günlüğünde birkaç yerde geçiyor?
If you're really not doing anything, why don't you come upstairs and work with us?
Gerçekten bir işin yoksa neden yukarıya gelip bizimle çalışmıyorsun?
If you're not doing anything later, come over, I'll make dinner.
Daha sonra başka işin yoksa gel, yemek hazırlarım.
If you're not doing anything on Friday, maybe we could get together... Yes.
Cuma günü işin yoksa belki buluşup...
Penny, if you're not doing anything Friday night, I thought maybe we could go see a movie.
Penny, cuma akşamı bir işin yoksa, düşündüm de, sinemaya gidebiliriz.
So anyway, if you're not doing anything, and it looks like you are, you're welcome to stop by.
Her neyse hiçbir şey yapmıyorsan ki yapıyorsun gibi gözüküyor bırakıp gelmenden memnun oluruz.
If you're not doing anything, let's go together.
Planın yoksa beraber gidelim. Olmaz.
If you're not doing anything tonight.. would you like to go out?
Bu akşam yapacak bir şeyin yoksa... benimle çıkar mısın?
Okay. I mean, if... if you're not doing anything.
Yani eğer başka bir işin yoksa.
We're not gonna be doing much of anything if you don't have your strength.
- Eğer sen gücünü toplamazsan hiç bir şey geçemeyecek.
Well, you know, tomorrow if you're not doing anything after school, if you're not busy, you should come by.
Yarın okuldan sonra bir şey yapmıyorsan, işin yoksa... -... gelip uğrayabilirsin.
So anyway, I'm thinking if you're not doing anything this summer we get on the road and go hit some dates.
- Neyse, düşünüyordum da bu yaz bir şey yapmayı planlamıyorsan yollara düşer, mallara vururuz.
Russell, uh, we're having a birthday dinner for Mom tonight. If you're not doing anything, maybe you'd like to join us.
Bak Russell, annem için bu akşam ufak bir doğum günü yemeği vereceğiz, eğer bir işin yoksa, bize katılabilirsin.
If you're not doing anything.
Eğer işin yoksa.
You know if you're not doing anything I could swing you an invite.
Eğer işin yoksa sen de gelebilirsin.