If you want me to перевод на турецкий
7,891 параллельный перевод
If you want me to take you seriously, you have to be a serious person.
Seni ciddiye almamı istiyorsan ciddi bir insan olman gerek.
Well, I can appeal if you want me to.
İstersen temyize gidelim.
Listen, if you want me to be your wingman,
Bak bana, eğer senin yancın olmamı istiyorsan ben de seninle geliyorum.
If you want me to believe you're not who I think you are, you will leave us all alone.
Düşündüğüm kişi olmadığına inanmamı bekliyorsan bizi rahat bırak.
Especially if you want me to do something about it.
Özellikle bu konuda bir şey yapmamı istiyorsan.
I can still come with you, if you want me to.
Eğer istiyorsan hâlâ seninle gelebilirim.
If you want me to have a date and a laugh, which I could really use right now, then would you please come out from there?
Randevuya gitmemi ve gülmemi istiyorsan, ki şu an buna gerçekten ihtiyacım var lütfen oradan çık. Of ya.
They can bury me in this hurt locker if they want to, but you and your entire glee club are going to be buried in here with me.
İsterlerse beni çilehaneme gömebilirler ama seni ve glee kulübünü de yanımda götüreceğim.
God, if you ever really want to kiss me again, you're going to have to work on your game.
Chase. Beni bir daha öpmek istiyorsan biraz daha çalışmalısın.
Why? - If you want to know that, you're gonna have to catch me.
Bunu öğrenmek istiyorsan beni yakalaman gerekecek.
Hey, that's a great idea if you want to get me fired, and you sent to Baghdad.
Beni kovdurmak ve kendini Bağdat'a sürdürmek istiyorsan harika bir fikir.
If you've got a lead, if you know somebody you want me to talk to, I can pursue that.
İpucun varsa, konuşmamı istediğin biri varsa peşine düşerim senin için.
If I'm so bad, then why do you want to live with me?
Madem bu kadar kötüyüm niye benimle yaşamak istiyorsun?
I just... I want you to know I'm here if you need me.
Bilmeni isterim ki ihtiyacın olursa ben buradayım.
And I love you and I want to marry you, even if you frustrate the hell out of me half the time.
Seni seviyorum ve çoğu zaman beni çok yorsan da seninle evlenmek istiyorum.
You can close the door behind me if you want to strategize.
Strateji yapmak istiyorsanız kapıyı arkamdan kitleyin.
Oh, do you want me to see if he has another?
Ah, onda başka bir tane olup olmadığına bakmamı ister misin?
Believe your own lies if you want, don't expect me to swallow them.
İstersen kendi söylediğin yalanlara inanabilirsin ama benden sineye çekmemi bekleme.
If that's what you want me to say, you're right.
Söylememi istediğin buysa, öyle olsun...
Tell me right away, if you don't want to see me again.
Eğer benimle görüşmek istemiyorsan, bunu bilmeye hakkım var.
Well, you know, I-I don't want it to get weird between me and her, so I was hoping that you could ask her, - that way if she wants... - Ooh-hoo-hoo!
Bunun aramızda saçma bir hâl almasını istemiyorum o yüzden belki de ona sen sorabilirsin diye...
Especially if you want to spend more time with me, okay?
Özellikle, benimle daha fazla vakit geçirmek istiyorsanız, tamam mı?
- Why did you give me your address if you didn't want me to come?
Gelmemi istemediysen neden adresini verdin?
Okay, look, if you don't want to deal anymore, that's fine, but at least tell me what's going on.
Tamam, satmak istemiyorsan anlarım ama bana en azından neler olduğunu söyle.
You want to hate me for what you think that I've done to you, go ahead, but believe me, if you don't accept the help, you don't stand a chance of winning your case.
Sana yaptığımı sandığın şey yüzünden benden nefret etmek istiyorsan, durma et ama inan bana eğer yardımı kabul etmezsen davayı kazanma şansın olmayacak.
Me asking if you want to talk is different, right?
Benim seninle konuşmayı istemem farklı bir şey, değil mi?
If you still want me and you're willing to give me -
Beni hâlâ istiyorsan ve bana şey vermeye niyet...
You want me to put a slug in him, see if that loosens him up?
Sağlam bir yumruk yapıştırayım mı, belki de öyle rahatlar?
Arrest me if you want to ;
Bu adamı arıyorum.
If you didn't want me to go, then why did you vote to allow it?
Gitmemi istemiyorsan neden kabul oyu kullandın?
Let me know if you want to stay home.
- Gelmek istemezsen söyle.
You know, if you want to hit me, now's your chance.
- Vurmak istiyorsan fırsat bu fırsat.
The people who killed this man, they're making me work for them, and if you interfere, if you stop me from doing what they want, this happens to you, it happens to me.
Bunu öldüren adamlar, onlarla çalışmam için zorluyorlar ve eğer sen yollarına çıkarsan, eğer beni istedikleri şeylerden alıkoyarsan sana bu olur, bana bu olur.
And if you could meet me there, just give me a minute'cause I want to get ready.
Sen de orada buluşursun benimle ama 1 dakika müsaade. Hazırlanmam lazım.
Let me know if you want any changes made to the talking points.
Taslak üzerinde herhangi bir değişiklik yapmak istersen haber verirsin.
If you want to come, let me taste it.
Gelmek istiyorsan, bırak da bir tadına bakayım.
Listen to me. I don't want to hurt you, but I will if I have to.
Sana zarar vermek istemiyorum ama mecbur kalırsam yaparım.
If you really want to help, if you believe me, two years from today, Philadelphia, John Adams Hotel.
Gerçekten yardım etmek istiyorsan bana inanıyorsan, 2 sene sonra bugün Philadelphia'daki John Adams Oteli'nde bul beni.
If you want Jennifer to do something, you ask her not to. Took me years to figure that out.
Bunu çözmek yıllarımı aldı.
So if you want to know about me, I'll tell you.
- Eğer hakkımda merak ettiğin bir şey varsa anlatırım.
If we survive this, I want you to know I'm taking you with me to Paris, in a real position.
Eğer bundan kurtulursam, bilmeni istiyorum ki, seni de yanımda Paris'e götüreceğim.
I'd power down if you don't want me to melt your face.
Yüzünü eritmemi istemiyorsan güçlerini kullanmazsın.
Look, if you want to be my friend, you tell me everything - the truth, past and present - and then maybe I'll have a little word with with Hardy about you.
Eğer arkadaşım olmak istiyorsan, bana olmuş ve olan her şeyin aslını anlatacaksın. Bak. Sonra belki Hardy ile senin hakkında konuşurum.
Tom, I know you want that to be true and I know you blame me. But your dad killed Danny and if I could have spotted what was going on or if I could go back and make it un-happen, I would, but I can't.
Tom, bunun doğru olmasını istediğini ve beni suçladığını biliyorum ama baban Danny'i öldürdü ve eğer neler olduğunu fark etseydim ya da zamanda geri gidip bunu engelleyebilseydim yapardım ama yapamam.
If you don't want to see me again, I get it.
Beni bir daha görmek istemezsen, anlarım.
Look, if you guys want to arrest me, go ahead, but know that my lawyer will have me out and about in a Las Vegas minute.
Ama benim avukat bana sahip olacağını biliyoruz ve yaklaşık siz, beni tutuklamak devam etmek istiyorsanız, Bak Las Vegas dakikada.
I won't if you don't want me to.
Eğer... istemiyorsan açmam.
Or You can give them to me if you want.
- Ya da bana verebilirsin, yani istersen.
I want you to go there, watch, tell me if she shows up.
Oraya gidip beklemeni ve gelirse bana haber vermeni istiyorum.
If, after all this, you want to tell me, that's fine.
Eğer, tüm bunların ardından, bana söylemek istersen, söyle.
Oh! Now, if you want to start breathing again, then you're gonna tell me her name and where we can find her, or else I'll give you your last rites right here.
Bir daha nefes almak istiyorsan, bana onun ismini ve nerede bulabileceğimi söylersin, yoksa son ayinini burada yaparım senin.