Ills перевод на турецкий
102 параллельный перевод
There's a cure for all ills, señora.
Bütün dertlerin dermanı vardır, hanımefendi.
The undiscovered country... from whose bourn no traveler returns... puzzles the will... and makes us rather bear those ills we have... than fly to others that we know not of?
Ve ürkütmese yüreğini, o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya. Çektiklerine razı etmese insanları, korkutarak bilmediği belalara bulaşmakla.
puzzles the will and makes us rather bear those ills we have than fly to others that we know not of?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa, çektiklerine razı etmese insanı?
Ancient ills. "
Eski kötülüklerden. "
"and makes us rather bear those ills we have " than fly to others that we know not of?
Bu hayatta çektiklerine razı oluyor insan bilinmeyen belalara uçmaktansa.
A doctor meets people only through ills. Like this time.
Bir doktor sadece insanların kötü durumlarına tanıklık eder.
Two weeks in the mountains will cure all your ills.
Seni temin ederim Freud, dağlarda iki hafta tüm dertlerine derman olur.
So, when we have cut the ribs, separated the diaphragm and folded back what is commonly called the rib cage, ... we can free our patient of the source of her ills.
Kaburgaları kesip diyaframı göğüs kafesinde özgür bıraktığımızda, hastamızı bütün kötülüklerden de arındıracağız.
Upon that place rests all the hopes of this nation for a settlement of its ills in peace.
Ulusun dertlerinin barış içinde çözülmesi umudu işte bu bina.
Ills ga / s.1 Anyone without papers!
Yasa dışı olanlar! Belgeleri olmayanlar!
don't look at our merits, but at Your goodness and make this water pass beneath the cross of Calvary wash away all the ills of body and soul.
Günahlarımız için çarmıhta ölen sen bizim sevaplarımız adına değil ; ama senin iyilikseverliğin adına bu suya Kudüs'ün şifasını ver ki vucuttaki ve ruhtaki hastalıkları iyileştirsin,
I want to show the people the miracle this fat performs, this fat that truly heals all ills.
Sizlere bu yağın gerçekleştirdiği mucizeleri göstermek istiyorum. Bu yağ kesinlikle bütün hastalıkları iyileştirir.
Tend to all your ills?
Sana bakmak için mi? O bardağı bana ver!
Eternal moans, a thousand ills.
Bitmek bilmeyen ahları vahları, ve binlerce hastalıkları
Our brother Savonarola... sees in you the root of all our ills... and the possible liberating vehicle... that will grant us eternal rest.
Kardeşimiz Savonarola....... seni tüm dertlerin dermanı....... özgürlüğümüzün anahtarı.... ve ruhlarımızın özgürlüğe kavuşmasında ki tek yol görüyor.
I see. I cure the ills of the world... and you get the credit.
Anladığıma göre, dünyadaki hastalıkların tedavisi ben olacağım.
They cured me of all my psychiatric ills.
Bütün psikolojik hastalıklarımı iyileştirdiler.
Who would fardels bear... to grunt and sweat under a weary life... but that the dread of something after death... the undiscovered country... from whose bourn no traveler returns... puzzles the will... and makes us rather bear those ills we have... than fly to others that we know not of?
Kim katlanırdı... bu yorgun yaşamın yükü altında homurdanıp terlemeye... Ölümden sonraki bir şeyin korkusu olmasaydı. Sınırlarını bir gecenin bir daha dönmediği...
" And makes us rather bear those ills we have
" Hiç bilmediğimiz kötülüklerle karşılaşmaktansa...
And remember, poverty, depression... society's ills.
Unutmayın, yoksulluk, bunalım, toplumun pislikleri.
I have been sick with the social ills known in the ghetto but my time in the sterling correctional facilities of Green Haven and Sing Sing has not been in vain.
Yoksul mahallelerde yaygın olan toplumsal hastalıklara tutulmuştum ama önde gelen hapishanelerimiz... Green Haven ve Sing Sing'de geçirdiğim zaman boşuna olmadı. İyileştim!
Reading your work I realize you suffer from the same ills as I do.
Çalışmalarınızı okurken acı çektiğinizi fark ettim. Bende de aynı hastalıktan var.
Never was he deluded into thinking that one man could solve the ills of the world.
Asla kanmadığı fikir de tek bir adamın dünyanın hastalıklarını tek başına tedavi edebileceğiydi.
And I will show to you... that in the sluggish bowels of the flesh eater... lays the source of 9 / 10... 9 / 10... of the chronic ills from which human beings suffer.
Ve size göstereceğim... et yiyen birinin uyuşuk bağırsaklarında... insanoğlunun çektiği hastalıkların 9 / 10'unda... 9 / 10, kronik hastalıklar yatar.
When the elephants came by, he would scream curses at them blaming them for all the ills of society.
Filler çıktığı zaman, onlara bağırır, küfreder onları toplumun tüm hastalıklarından sorumlu tutardı.
Desperate ills need soap and water.
Umutsuz hastaların sabun ve suya ihtiyacı var.
Else let them know the ills we do, their ills instruct us so.
Bilsinler ki, yaptığımız kötülüklerde örnek aldıklarımız onlar.
Who would fardels bear to grunt and sweat under a weary life but that the dread of something after death the undiscovered country from whose bourn no traveler returns puzzles the will and makes us rather bear those ills we have than fly to others that we know not of?
Kim ister bütün bunlara katlanmak bezdirici bir yaşamın ağırlığı altında ölümden sonraki şeyden korkmasa o kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya ürkütmese yüreğini? İrademizi sarsmasaydı. Bilmediğimiz belalara atılmaktansa çektiklerine razı etmese insanı?
Show me your face, and I'll cure your ills.
Yüzünü göster, derdini halledeyim.
Like Mamani, he's in search of plants... that will heal humanity's ills.
Mamani gibi insanların hastalıklarını iyileştirecek bitkileri arıyor.
Well, if you won't think of society's ills...
Şeker istiyorum. Peki, eğer siz toplumun sorunlarını düşünmüyorsanız...
Poverty plagues much of the country fertile ground for communism, which promises a solution to economic ills and injustice.
ülkede yoksulluk ve veba yükselir. komünizm için verimli bir zemin, çözüm için vaad edilir, ekonomik haksızlığa ve hastalığa karşın
He pardons all your inequities, he heals all your ills. He redeems your life from destruction.
Tüm günahlarını affediyor, tüm hastalıklarını iyileştiriyor, hayatını günahlarından arındırıyor.
I believe a good night's sleep will cure all ills.
Sanırım güzel bir uyku tüm hastalıklara iyi gelir.
The lake can cure all sorts of physical and spiritual ills.
Bu gol her cesit ruhsal ve fiziksel hastaligi iyilestirirdi.
Laughter's the cure for all our ills.
Tüm acıların devası sevgidir.
You cultivate imaginary ills.
Hayali bir hastalık yüzünden yaşamı bırakmayın.
- Who would fardels bear, to grunt and sweat underweary life, but that the threat... ofsomething after death, the undiscovered country... from whose bourn and no traveller returns, puzzles the will, and makes us rather bear those ills we have... than fly to others that we know not of?
Korkusuz ayılara yaşamı boyunca inleyip terleyerek dayanan kimdir? Kimsenin dönmediği keşfedilmemiş ülkeden gelen gizem bizi bu kaba hale getirdi. Peki onların olduğu yere mi kanatlanacağız?
The King-archduke's insistence could lead to terrible ills.
Kral arşidükün ısrarı korkunç belalara yol açabilir.
* Everybody's ills, you know *
Herkes hastalanır, bilirsiniz
CURES ALL ILLS.
Tüm hastalıkların ilacı...
The cure for your ills.
Dertlerinin dermanı konusunda.
"Death, the undiscover'd country " from whose bourn no traveller returns, "puzzles the will, and makes us rather bear those ills we have..."
"Ölüm, gidenin geri dönmediği keşfedilmemiş ülke kararsızlıklar egemendir insan iradesine..."
All of the ills that have befallen me are because of you merchants!
Ama, tüccarlar yüzünden konumumu kaybettim.
But those who hope to find remedies for human ills by inflicting deliberate sufferings on animals commit two fundamental errors in understanding.
Fakat hastalıklara deva bulmak için hayvanlara kasıtlı acı çektirenler iki temel hataya düşerler.
And now that he's had a drastic personality makeover... he's posing like he's the saviour to all your ills.
Ve simdi siddetle dolu bir kisilik degisimi yasadiktan sonra sanki tüm dertlerinize çare olacakmis gibi davraniyor.
She wants to open it and release the world's ills, sorrow, famine, plagues.
Üzüntü, kıtlık, veba O açın ve dünyanın hastalıkların, serbest bırakmak istiyor.
They quickly became the scapegoats for all of Germany's ills.
Yahudiler, çok geçmeden Almanya'nın çektiği her sıkıntının günah keçisi olmuştu bile.
the undiscover'd country whence no traveler returns and makes us rather bear those ills we have
ürkütmese yüreğini?
While Friday believed his people could cure me of my ills... his fate was far less certain.
Bnei iyileştireceklerini düşünüyordu.
God wishes all ills to cease, but he can't do it which means he's weak, or else he can do it, but doesn't which means he's evil, or he doesn't or can't, so he's weak and evil and therefore is not God.
Tanrı tüm hastaların iyileşmesini ister, ama yapamaz... Bu da onun güçsüz olduğunu yada... Yapabileceğini ama yapmadığını gösterir.