Imprinting перевод на турецкий
55 параллельный перевод
Genetic imprinting.
Genetik baskı.
Imprinting completed!
Çünkü asıl zor olan işin kendisi. Zalem gerçekte neye benziyor?
I am not imprinting the confession.
İtirafı onaylamıyorum.
It's called "imprinting".
Evet. Buna "özdeşleşme" denir.
On occasion the imprinting does not take.
Bir şekilde ekilenler tutmamış.
You just happened to wake up while I was imprinting you with this one.
Sadece bunu ekerken uyanacağın tuttu.
Essentially, it's a primer on love and marriage directed at very young people, imprinting on their little psyches the idea that smooth-talking delinquents recently escaped from the local pound are a good match for nice girls from sheltered homes.
Hayvan barınağından kaçmış, tatlı dilli suçluların, korunaklı evlerde bulunan şirin küçük kızlara uygun olduğu fikrini yayarak, genç dimağlarda aşk ve evlilikle ilgili tohumlar serpiyor.
For the first 11 weeks of life, the pups are disposed to welcome any adult that is permitted to approach them imprinting its image, sound and smell.
İlk 11 hafta boyunca yavrular, yaklaşmasına izin verilen, koku ve sesle kendini belli eden her yetişkini karşılamaya çok meraklıdırlar.
If you keep him, an imprinting protocol consisting of seven words needs to be spoken to David in this order here.
Etkilenme protokolü var ve şifresi 7 farklı kelimeden oluşuyor. Bunu çalıştırmak için kelimeler sırasıyla söylenmeli.
For our own protection, this imprinting is irreversible.
Bilesin diye söylüyorum, bu işlem geri döndürülemez.
Because of this, after imprinting, no Mecha-child can be resold.
Etkilenme sürecinden sonra hiçbir Mecha çocuk tekrar satılamaz.
IMPRINTING PROTOCOL
DİKKAT : Bu program çalıştırıldığında kalıcıdır ve değiştirilemez.
Watching Sam's tape repeatedly is like imprinting an image on my memory.
Sam'in kaydını tekrar tekrar izlemek hafızamdaki görüntüyü mühürlüyor gibi.
Neutral energy, or behavioral imprinting?
Nötr bir enerji mi yoksa davranışsal kopyalama mı?
Through a procedure called displacement imprinting.
Hafıza değişimi adı verilen bir prosedür uygulayacağız.
It's just imprinting morph lines with a pressure point.
Ben sadece basınç noktalarına baskı çizgileri çiziyorum.
Now, I've already taken the liberty of imprinting it to your voice commands.
Şimdiden onu senin ses komutlarına itaat edecek şekilde programladım.
Back at SD-6, I worked on a project that focused on brain imprinting. - Engram encoding.
SD - 6'dayken beyindeki izler ve bellek deşifre eden bir proje üstünde çalışmıştım.
Well, last week we discussed Lorenz's theory of imprinting in class, and this week I read about him in your column.
Peki, geçen hafta sınıfta Baskılamanın Lorenz teorisini ele, ve bu hafta senin sütununda onun hakkında okuyun.
Legadema's eyes never left the baby for hours, and, strangely, this newborn started following her everywhere, reaching out to her, most likely, imprinting on his new surrogate mother.
Legadema'nın gözleri bebeğin üzerinden saatler boyu ayrılmadı. ve esas garip olan bebekte onu nereye giderse izlemeye başladı, ona uzandı, ve onu yeni annesi olarak benimsedi.
She was simply overcome by the effects of the imprinting.
Baskının etkilerinden basitçe kurtuldu.
Well, the imprinting will only last a matter of hours.
Etki sadece birkaç saat sürecek.
I've gone over their respective E.E.G. patterns, and I can say with some degree of confidence that this... "imprinting," that Dr. Weir's... temporary occupant calls it...
Beyin dalgalarını kontrol ediyordum, Doktor Weir'ın geçici ziyaretçisinin söylediği bu etkinin birkaç saatten fazla sürmeyeceğinden eminim.
The imprinting is temporary, and these people are gonna try to stop us.
Bu etki geçici, ve bu insanlar bizi durdurmaya çalışacaklar.
It's what we call imprinting.
Bu işaretlemek dediğimiz şey.
- Imprinting.
- İletişim kuruyorlar.
It's imprinting.
İletişim kuruyor.
I – It's not residual imprinting ; it's her.
Bu yükleme işleminden geriye kalan bir şey değil. Bu o.
Perhaps you'd like to see the imprinting process.
Yazma işlemini görmek istersin.
Were they imprinting you?
Sana kişilik mi yazdılar?
Did you ever consider just imprinting a doll to kill me?
Beni öldürtmek için bir bebek tasarlamayı düşündün mü hiç?
Even if it means imprinting someone else With your personality.
Senin kişiliğinle uyuşmayan biri olsa bile.
Imprinting on someone is like...
Birisine mühürlenmek...
It has nothing to do with imprinting.
- Bunun mühürlenmekle alakası yok.
Say, can we get back to the part where the chairless imprinting tech that I designed, which you handed over to Harding in order to get this swank office back, how that leads to the apocalypse?
Tasarladığım sandalyesiz kişilik yükleme cihazına dönebilir miyiz artık? Hani sen de fiyakalı ofisini geri alabilmek için kendi ellerinle Harding'e vermiştin. Bu nasıl olur da bizi kıyamete sürükler?
We're going to use your spinal fluid to make a vaccine against imprinting.
Kişilik yazma aşısı için omurilik sıvını kullanacağız.
Welcome to lecture one in a three-part series entitled "neuroplasticity in relation to cortical imprinting."
Üç aşamalı Nöroplastisite'nin Kortikal Kişilik Yazılımıyla İlişkisi dersinin ilk bölümüne hoş geldiniz.
There was an imprinting her.
Bir imprinting onu vardı.
Do not know how many times I wished for imprinting by someone.
Ben birileri tarafından kaç kez imprinting diledi Bilmiyorum.
One target of the imprinting of a wolf can not be hurt.
Bir kurt imprinting hedef zarar olamaz.
They're imprinting, all right.
Öyle kabullendikleri kesin.
With my "W" blog, I'm imprinting proper etiquette and fashion sense as well as my philanthropic mandate on a whole new generation much like you did.
"W"'daki blogumla, görgü kurallarına yakışır baskı ve hayırsever emirlerim kadar iyi olan moda duygum yeni jenerasyonu sizin gibi etkileyecektir.
Imprinting!
İç güdü!
You think you're imprinting yourself in my memory, a man with the power to teach.
Kendini hafızama kazıdığını sanıyorsun öğretme gücüyle donanmış bir adam.
It's a process known as imprinting, and it's something that many birds do from the moment they're born.
Bu süreç baskı olarak bilinir, ve çoğu kuşun doğduğu andan itibaren olan bir şeydir.
Unh-unh. It's called imprinting.
Buna yavru mühürleme deniyor.
'Cause once they got that computer system up and running, they started imprinting the babies with bar codes.
Çünkü bilgisayar sistemini devreye sokar sokmaz bebekleri bar kodla işaretlemeye başladılar.
But psychological imprinting and social taboo overwhelm, sexual desire when siblings are raised together.
Beraber büyüyen kardeşlerde bu seksüel dürtüler psikolojik baskılar ve sosyal tabular ile bastırılır.
Prosthetic limbs, filial imprinting,
Protez organlar, yavru mühürleme,
"brand imprinting for later actuation in life."
Şunun gibi bir şeydi "Hayatta sonradan harekete geçecek parlak baskı."
For others it was whisper her feelings of imprinting, manufactured, but what I feel for You,... you, it's different.
Farklısın.