Indeed it is перевод на турецкий
730 параллельный перевод
Indeed it is.
- Evet, öyle.
Indeed it is a history lesson in stone.
Şüphesiz taşlardan oluşan bir tarih dersi gibi.
- Yes, indeed it is.
- Evet, öyledir.
- Indeed it is, madam.
- Gerçekten de öyle, hanımefendi.
- Oh, indeed it is.
- Oh, çok haklı.
- Indeed it is. - Who's to blame him if he busts loose now and again?
Yine yolunu şaşırdı diye onu kim suçlayabilir?
Indeed it is.
Gerçekten öyle.
- Indeed it is, sir.
- Evet, öyle, beyefendi.
- Indeed it is, ma'am.
- Evet bayan.
And it is indeed remarkable how, as radioactive dating techniques developed, how quickly scientists'estimate of geological time and the age of the Earth expanded.
Ve radyoaktif tarihleme teknikleri geliştikçe, bilim insanlarının jeolojik zamanlar ve Dünya'nın yaşıyla ilgili tahminlerinin ne kadar çabuk büyüdüğünü görmek gerçekten takdire şayandır.
It is indeed a great honor to welcome you to my poor home.
Sizi bu fakirhanemde ağırlamak benim için büyük bir şeref.
And so, in retiring as president of this college, it is indeed a painful task to bid you all goodbye.
Bu üniversitedeki rektörlük görevim bitiyor, sizinle vedalaşmayı arzu ediyorum.
It is indeed hard to describe.
Tarifi zor gerçekten de.
Indeed I have. I've known what it is to feel lonely and helpless..
Yalnız ve çaresiz olmayı.. .. ve bütün dünyayı karşıma almanın nasıl birşey olduğunu bilirim.
Very excellent it is indeed, my good woman.
Gerçekten mükemmel olmuş sevgili bayan.
It is indeed.
Evet, ta kendisi.
It is indeed a fearful place.
Gerçekten de korku verici bir yer.
- It is indeed, sir.
- Kesinlikle efendim.
Yes, it is indeed.
Evet, gerçekten söylenmez.
- It is indeed.
- Gerçekten öyle.
It is indeed a solemn occasión. "
Gerçekten bu çok ciddi bir olay. "
- Indeed, it is!
- Kesinlikle bu!
Yes, it's is indeed.
Evet, gerçekten öyle.
It is indeed a great pleasure, sir.
Çok memnun oldum, efendim.
- It is indeed.
- Bence de.
Indeed, it is just like the sun, milady.
Gerçekten aynı güneş gibi hanımefendi.
It is indeed.
Gerçekten öyle.
It is indeed, sir.
Gerçekten öyle efendim.
- It is indifferent cold, indeed.
- Evet, biraz soğukça galiba efendimiz, haklısınız.
It is a bitter thing indeed to learn that an officer who's had nine years'experience in the cavalry, the officer to whom I'm surrendering command of this troop in two more days, should have so little grasp of leadership,
Bu gerçekten üzücü birşey, dokuz yıllık bir süvari subayının iyi bilmesi gereken birşey var. İki gün sonra bu birliğin kumandasını teslim edeceğim, Size liderlikle ilgili bir öğüt,
Indeed, it is money, and a very large sum.
Kesinlikle para. Hem de çok yüklü miktarda.
I am exatically three inches high and it is a very good height indeed!
Ben tam yedi buçuk santim boyundayım! Ve bu da son derece güzel bir boydur!
To say that the two young people of then are now husband and woman... it is indeed astonishing, the meetings!
O iki utangaç gencin, artık karı koca olduklarını düşünmek değişim gerçekten de şaşırtıcı!
It is indeed, Pendlebury.
Gerçekten de öyle Pendlebury.
It is indeed an extraordinary request.
Kulağa çok zor emirlermiş gibi geliyor.
It is indeed.
Hakikaten anlaşılır şey değil!
It is indeed typical that you Earth people... refuse to believe in the superiority of any world but your own.
- Sizin dünyanızın insanlarının sizden daha üstün bir topluluğu kabul etmemesi tipik bir davranış.
It is a reeling world indeed, my lord.
Gerçekten dünya sallanıyor, Lordum.
It is indeed.
- Kesinlikle öyle.
It is fabulous indeed.
Gerçekten harika.
And now speaking of our beloved leader, I feel it is indeed fitting and proper that in this moment of grave worldwide danger he give us one of his one minute inspirational talks.
Ve şimdi sevgili önderimizden söz açmışken dünya ölçüsündeki bu ciddi tehlike anında bize esin verici ayrıntılı konuşmalarından birini yapmasının gerçekten uygun ve yerinde olduğunu hissediyorum.
- It is, indeed.
- Evet.
It is a dewy evening, indeed, and yet...
# Buğulu bir akşam, hem de nasıl buğulu
It is very pretty, indeed.
Bu gerçekten çok güzel.
- It is beautiful, indeed.
- Gerçekten çok güzel.
Indeed it is.
Ne demezsin.
- It is indeed.
Kesinlikle.
- Oh, it is, indeed.
- Öyle, gerçekten.
It seems his illness is indeed most serious.
Görünüşe göre rahatsızlığı epey ciddi.
It seems he is indeed indisposed.
Görünüşe göre o da rahatsız.
It is a broad gate and a wide road that leads to perdition and those who go that way are many indeed.
Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş, yol da enlidir. Bu kapıdan girenler pek çoktur.
indeed it does 18
it is 11007
it is good 116
it is done 137
it is not okay 24
it is what it is 220
it is mine 58
it isn't 1519
it is me 119
it isn't worth it 21
it is 11007
it is good 116
it is done 137
it is not okay 24
it is what it is 220
it is mine 58
it isn't 1519
it is me 119
it isn't worth it 21
it isn't real 27
it is not possible 57
it is beautiful 109
it isn't possible 18
it is possible 151
it isn't much 21
it isn't fair 52
it is okay 59
it isn't mine 27
it isn't easy 32
it is not possible 57
it is beautiful 109
it isn't possible 18
it is possible 151
it isn't much 21
it isn't fair 52
it is okay 59
it isn't mine 27
it isn't easy 32